bugün

kuranın yetersiz olduğunu , çelişkelerle dolu olduğunu iddaa eden ateistler için gerekli bir durumdur, lakin ateistler daha ayrıntılı daha açıklayıcı bir kuran hayal etmişlerdir . ancak bu şekilde inanabileceklerini idda edenler bile vardır.

ÖRNEK: kuranın bir ayetinde şöyle der " biz iki denizi kavuşturmak için salı verdik , onlar birbirlerine kavuşurlar ama bir birlerine karışmazlar . o halde rabbinizin nimetlerinden hangi birini inakar edebilirsiniz." bir ateist arkadaşım bunların sallama olduğunu gerçeği yansıtmadığını söyledi.

ona göre şöyle olmalıymış ;"Akdeniz'de ve Atlas Okyanusu'nda büyük dalgalar, güçlü akıntılar ve gelgitler vardır. Akdeniz'in suyu, Cebelitarık Boğazı'nda Atlas Okyanusu ile karşılaşır. Ama bu karşılaşma sonucu kendi sıcaklık, tuzluluk ve yoğunluk özellikleri değişmez. Çünkü iki deniz arasında görülmeyen bir sınır vardır."

bana traji komik geldi.
o mal ateiste şunun da hatırlatılmasında fayda var. bu ayetteki anlatılan sadece cebelitarıkta değil daha birçok yerde vardır. okyanusların içerisinde soğuk ve sıcak su akıntıları var. kuranı vahyeden yaratıcı senin kadar sığ düşünenlerin haricinceki insanlara da hitap etmektedir. denilebilir.
ya da fazla kasmaya gerek yok adam malsa maldır, durumun özeti bu.
(bkz: gökten tanrı inse yine de tanrıya inanmam) derim çok pis. ancak tanrının şahsen indiği vakit *inananlar çıkar. hala inanmayanlar da bunun bir ilizyon ya da *bir hologram gibi bir şey olduğuna inanırlar.
(bkz: yalan yok öle bişi)

(bkz: karışıyolar efendim durduramıyoruz)

Bilimsel Açıdan Denizlerin Karışmaması iddiası

a. iddianın Geçersizliği

Yüzey gerilimi su moleküllerinin birbirine çekim kuvveti uygulamasıyla oluşur. Üç boyutlu düşünürsek suyun ortalarındaki bir molekül her yönden çekim kuvvetine maruz kalır ve dengededir. Ancak su yüzeyindeki moleküller iç kısımdan çekilirken dıştan kuvvet etkimediğinden -hattâ hava basıncını da eklersek- içeri doğru çekilir ve itilirler. Dolayısı ile tüm sıvılarda olan bu yüzey gerilimi sıvılara toplu durma eğilimi kazandırır. Bir su damlasının boncuk gibi durmasının, birbirine çok yakın iki su damlacığının hemen birleşmesinin, deniz yüzeyinin bir jelatin gibi durmasının, ince kaplarda suyun bombeli durmasının (kapilarite) nedeni budur.

Eğer tuz, su ile kimyasal reaksiyona girip bileşik oluştursaydı ve bu madde suda çözünmeseydi suyun yüzey gerilimi ve oluşan maddenin (sıvı olduğunu varsayarak) yüzey gerilimi durgun suda(!) önem arzedecekti. Ancak denizler arasındaki güçlü akıntılar ve dalgalar sebebiyle bu farazi durumda bile bir sınır oluşmazdı. Denizleri dalgasız ve akıntısız düşünürsek de oluşan sınır, dünya yüzeyine dik değil oluşan maddenin ve suyun yoğunluklarına göre biri altta diğeri üstte olacak 2 sıvının ayrı ayrı kendi yüzey gerilimlerinden oluşan hat, bu sıvılar arasında yer yüzeyine yatay bir sınır olacaktı. Yani denizlerin üstü tatlı su, altı da tuzlu su olacaktı. (bardaktaki su-yağ heterojen karışımı gibi) Ancak su ile tuz zaten bileşik oluşturmaz! Tuz, su içerisinde sadece iyonik olarak çözünür. Bu sebeple denizlerin içerisinde tuz, homojen olmak için sürekli difüzyon eder. Bu difüzyonun en yoğun olduğu yerler tuz oranı düşük ve yüksek olan suların buluştuğu yerlerdir. Ancak bunu keskin bir sınır ile ifade edemezsiniz.

Eğer denizlerin birbirine karışmadığını iddia ediyorsanız denizler arası akıntıları da inkar ediyorsunuz demektir. Ama denizler arası akıntılar bilinen bir gerçektir. Denizler arasındaki akıntıların (yani karışmalarının) başlıca nedenleri aşağıdadır.

1.Gelgitler,
2.Denizler arasındaki yükseklik farkı (yağışlar, buharlaşma ve akarsular nedeniyle),
3.Denizler arasındaki sıcaklık farkı,
4.Denizler arasındaki tuzluluk farkı,
5.Rüzgar,

Denizlerdeki tuz sürekli difüzyon halinde olmasına ve sürekli dalga ve akıntılarla karışmasına rağmen neden tuzluluk oranlarında ufak da olsa fark vardır? Çünkü denizlere sürekli bir su girdisi ve çıktısı vardır. Örneğin Karadeniz.. Akarsuların bolluğu, yağışın fazla ve buharlaşmanın az olması nedeniyle tuzluluk düşüktür. Ancak Kızıldenize baktığımızda akarsuların azlığı, yağışların çok düşük olması ve buharlaşmanın çok fazla olması nedeniyle tuzluluk diğer denizlere göre yüksektir. Eğer denizler karışmasaydı Kızıldeniz'in kuruyup bitmesi gerekirdi.

Tuzluluğu etkileyen etmenler şunlardır:
1. Akarsular,
2. Buharlaşma,
3. Yağışlar,
4. Eriyen Buzullar,
5. Denizler arası akıntılar,

işte denizlerin tuzluluğu bu yukarıda sayılan etmenler ve tuzun difüzyonu etkisiyle belli bir tuzluluk oranında dengelenir. Bu, o denizin ortalama tuzluluk oranıdır.

Sonuç olarak: Denizlerin birbirine karışmadığını iddia etmek fizik, kimya, coğrafya bilimlerine tecavüz anlamına gelir. Birbirine karışmayan komşu denizler yoktur. Ancak yukardaki sebeplerden bu karışım bazı bölgelerde daha yavaş ve daha düşük oranda gerçekleşmektedir. Fakat karışmama,görünmez duvarla birbirinden ayrı durma gibi olgular kesinlikle söz konusu değildir.

b. Cebelitarık Boğazı
Mucize iddiacılarının denizlerin karışmaması konusunda verdikleri meşhur örneklerden biri de Akdeniz ile Atlas Okyanusunu birleştiren 60 km uzunluğundaki Cebelitarık Boğazıdır.

TÜBiTAKın bu soru üzerine resmi internet sitesinde verdiği kısa ve net cevap: Karışmama diye bir olayın varlığı kesinlikle doğru değildir. olmuştur.

Bugün Cebelitarık Boğazının sadece su yüzeyinden Atlas Okyanusundan Akdenize saniyede 1 milyon metre küpten fazla akış olduğu bilinmektedir.

Dünyaca ünlü Ana Britannica Ansiklopedisi nin Cebelitarık Boğazı maddesini işleyen kısmına bakalım (cilt 3, sayfa 426):

Boğazda önemli bir su değişimi gerçekleşir. Doğu rüzgarlarınca engellenmez ise boğazın merkezinden doğuya doğru iki kol halinde bir yüzey akıntısı akar. Bu yüzey akıntısı su yüzeyinden yaklaşık 100 m. aşağıda batıya doğru akan daha yoğun, soğuk ve tuzlu bir akıntının üstünde yer alır. Böylelikle boğaz Akdeniz in giderek küçülen bir tuz gölüne dönüşmesini önler.
Anlaşıldığı üzere yüzeyde bir akıntı olduğu gibi derin kısımlarda da ters yönde bir akıntı vardır. Ayrıca Akdeniz eğer Atlas Okyanusu nun bu suları ile beslenmeseydi sıcaktan buharlaşacak ve bir tuz gölüne dönüşecekti.

Atlantik Okyanusu, Akdenizden aldığı tuzlu sularla tuz oranı yükselemeyecek kadar büyüktü. Akdenizin tuz oranı ise Atlantikten gelen sular nedeniyle azalmıyordu. Çünkü kapalı ve sıcak bir deniz olması nedeniyle buharlaşma miktarı durumu dengeliyordu.

(alıntıdır)

kısacası okuyun,bilim,irfan sahibi olun.Madem Allah var ve zeka vermiş onu kullandığınız tek alan manita olmasın,saygılar sevgiler.

edit:imla
edit2:bkz verme hastalığım
" Şüphesiz ki biz kütle çekim yasasını sana hakkıyla öğretecek olanız ! "

" O Allah ki dünyayı 4.5 milyar yıl önce yarattı ! "

" Dinazorlara yemin olsun ki .. "

bu tür ayetler olsa inanırdık ama sizin allahınız maalesef daha doğru düzgün toplama çıkarma bilmiyor, akraba evliliğinin zararlarından bile habersiz. Sizin bu allahla bizi ikna etmeniz imkansız.
bence ayete gerek yok efenim.
(#1513482)
kesin yargılardan önce araştırılması gereken ayetlerdir zira herşeyi mucizeleştirme eğilimi kendini rahatlatmaktan başka birşey olmamış oluyor.
http://suphecimelek.wordp...-iki-denizin-karismamasi/
"şimdi ben sana, imanın nesini anlatayım kardeşş?"
allah bir ayette soyle buyurur:

Sizi karada ve denizde gezdirip dolaştıran O'dur. Hatta gemilerde bulunduğunuz ve o gemiler, içindekilerle beraber hoş bir esinti ile akıp gittikleri ve tam keyiflendikleri sırada o gemilere şiddetli bir fırtına gelir çatar ve her taraftan onlara dalgalar gelmeye başlar. Bütünüyle kuşatılıp artık bittiklerini sanırlar. işte o vakit tam ihlas ile Allah'a yalvarır ve dindar olurlar: "Eğer bizi buradan kurtarırsan, andolsun ki, şükredenlerden olacağız." derler.

iste ayetin inisinden seneler sonra bu ayeti okuyan bir denizci; "colde yasayan bir insan denizde yasanilan bu olaylari bilemez." * dusuncelere kapilip islami incelemeye koyulmus ve musluman olmustur...
kuranda her turlu insana hitab eden ve herkesin ilgi alanina ve ozelliklerine gore daha bir ilgiledigi ayetler vardir. bu sebeple temiz niyetli olunduktan sonra anlamak zor degil.

ayrica allahin varligina inanmamakta israr eden ateistler icin degil ayetler, her gun, her zaman gorulen, gorusu saglam olanlarin gordugu allahin varligini kanitlayan daha dogrusu yaraticinin olmama ihtimali diye bir ihtimal birakmayan olaylar gorseler de inanmiyorlar. inanmayacaklar...
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla

1- De ki: "Ey kafirler."

2- "Ben sizin taptıklarınıza tapmam."

3- "Benim taptığıma siz tapacak değilsiniz."

4- "Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim."

5- "Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz."

6- "Sizin dininiz size, benim dinim bana."
Kafirun suresi.
hali hazırdaki ayetler ikna için yeterlidir.
and olsunki biz insanı katışık hasan iki osman birden yarattık.
yemin olsun ki e eşittir emce kareyi biliyorduk heyecan olsun diye yazmadık.
allamallam işalla sübaneke işalla yareppim sübaneke işalla dinimiz amin..
ateistliği seçmeden önce neyi seçtiğini bilmek adına zaten okunmuş olması gereken ayetlerdir. kutsal kitapları okumadan bir yaratıcının varlığını reddetmek akıl dışıdır. neye inanmadığını bilmeyen bir insanınsa al şu ayeti oku da imana gel denmeye değer olup olmadığı tartışılır bir durumdur.
gerek yoktur efendim, o zaten emindir. varolan kuran ayetlerindeki çelişkiler ona fazlasıyla yetmektedir.
ayrıca indirilesi ayet nedir yahu? sen kimsin ki? kendini, her şeyi yarattığına inandığın tanrına nasıl şirk koşarsın? * yoksa... yoksa diğer ayetleri de başkaları mı indirmişti?*
bir kıta ile özetlemek gerekirse :

Esir iken mümkün müdür ibadet ?
Yatıp kalkıp Atatürk' e dua et,
Senin gibi dürzüler yüzünden,
Dininden de soğuyacak bu millet.
"ey gerizekalı insanlar, görmüyormusunuz güneş yuvarlak , ay yuvarlak dünyanın düz olduğunuda nerden çıkardınız , and olsunki dünyada yuvarlaktır zira kütle çekim gücü ile güneşin etrafında dönersiniz."
eyy insanlar biz guiza yı bursa şampyon olsun diye fener e yolladık..
torrent uzerinden indiriliyorsa seed'i yuksek tutulmasi gereken ayetlerdir.*