bugün

palavradır. osmanlı yüksek öğrenimi fransızcaydı. o dönemin kurmay subayının fransızca bilmediğini idda etmek cahilliktir. ayrıca atatürkün çocukluğu selanikte geçmiştir. derdini anlatacak kadar yunanca bilmemesi imkansızdır. ayrıca da bulgaristanda askeri ateşeydi. bulgar kralının kızıyla gayet güzel iletişim kurduğunu da bilinir. herhalde tarzanca konuşmadı.
denildiği gibi fransızca ve almanca bilirdi ulu önderimiz. ayrıca tercümanlar vasıtasıyla diğer devlet erkanıyla yaptığı görüşmelerde türkçe kullanması dilimizi yüceltmesiyle alakalı bir konu olup, ölüm yatağındayken bile 'saat kaç?' demeden önce sürekli ve ısrarlı bir şekilde yanında bulunan kişilere vasiyet niteliği taşıdığı 'önce dil.. önce dil..' öğütünde bulunan gazi mustafa kemal atatürk'ün, günümüzde kendini bilmezlerin diline sakız olmasını yediremediğim ve sürekli ulu önderimiz hakkında karalayıcı, hakaret edici sözlerle itham edilmesini; yalnızca bir millletin minnet duygusunun ne denli az gelişmesine bağlamakta ve bu duygunun bundan sonraki nesillere damardan zerk edilmesi gerektiğini şiddetle tavsiye etmekteyim.
28 defa söylenmiş ama bir kez de ben söyleyeyim; fransızca bildiğini eleni adındaki fransız manitasına yazdığı aşk mektuplarından anlıyoruz.
düşmanları yurttan kovmak için zekanın ezberden önce geldiğini bilen bir lider olduğu için belirgin şekilde bir yabancı dili yoktur. ama yine de biraz ingilizce biraz da fransızca bildiği söylenmektedir.
fransızca biliyordur.
(bkz: götünüzden element uydurmayın lan)
eksiklik değildir.
"1900lerin başında ingilizce bilmeyen ama ülkeyi kurtaran lider gözünüze batıyor da 2000lerin başında iktidar olup tek bildigi ingilizce kelime 'one munite' olan lider(!) gözünüze batmıyor öyle mi?" diye sorulmasına sebep olan önermedir.
bilinmesi gereken en önemli yabancı dilin türkçe olduğunu biliyordu.
atatürk'ün diplomatik ilişkileri tercüman kullanarak yapmasının bazı cahil insanlarda bıraktığı izlenimdir.

ne olursa olsun bir devlet adamı diplomatik ilişkilerde bulunurken kendi dilini kullanmalıdır.

çünkü yeminli tercümanın hatası, diplomatik krizlerde çok büyümeden yatıştırılabilir, ama bir devlet adamının dilinin sürçmesi başınıza bela açabilir. diplomatik ilişkilerde en uygunu yeminli tercüman bulundurmak ve tüm sözlerinizi kendi dilinizde söylemektir.
osmanlı dönemindeki askeri eğitim sistemine göre şimdiki teğmen rütbesinin üstünde olan herkes, dönemin dünya dili fransızca'nın yanında en az bir dil daha bilmek zorundaydı. Mustafa Kemal, çok iyi derecede fransızca ve almanca bilmektedir.

Rumeli kökenli olmasının ve Manastır bölgesinde çok uzun bulunmasından dolayı azda olsa Makedonca ve Bulgarca konuşabildiği tahmin edilmektedir.
yalnızca aptalların iddia edebileceği bir söylem. kendisinden teyit etme imkanım yok ama bildiğinden emin gibiyim.
kendisi yabancı dil bilen, kültürlü bir insan izlenimi veriyor. chp'nin şimdiki tabanı ile karıştırmayalım.
ah be.atam şimdi yaşasaydı senin gibilerini fransızca ve almnanca olarakta döverdi.
tamamen kolpadır. kendisinin akıcı derecede fransızca bildiği ve almancayı ise rahatlıkla okuyabildiği bilinmektedir.
iyi derece fransızca bildiği için askeri ateşelik bile yapmıştır. böyle bir insana çamur atmak için bakalım daha neler uydurulucak, ayrıca yabancı dil bilmiyor bile olsa kendi ülkesine yeni ve öz bir dil kazandırmış olması onu 5 dil bilen ve kendilerini kültürlü sanan insanlardan daha kültürlü yapmaktadır.
bu bilgi kesinlikle yanlıştır. kendisi fransızca'yı çok iyi bilir. hatta fransız başkonsolosuyla fransızca konuştuğu bir videosu bile vardır.
mümkün değildir, mustafa kemal atatürk fransızca, ingilizce ve almanca olmak üzere üç tane dil biliyordu. bilmiyorsanız öğrenin aptal herifler.
yalakalık bilmemesindendir.
diğerlerinin türkçe bilmesini gerektirir. bilse de bilmese de kendi dilini konuşur, konuşturur, öğrendirtir olması daha güzeldir... *
yanlış önermedir. atatürk yabancı dil olarak fransızca ve almanca biliyordu. hemde ileri düzeyde.
fransızca yı bir dil olarak tanımayan beyinsizin beyenatı.
(bkz: kıçınızdan element uydurmayın)
söyleyenin aklı neredeydi bilmiyorum ama herhalde Atatürk'ün yabancı bir gazeteciyle konuştuğunu*ve bu gazetecinin yıllar sonra ortaya çıkan notlarında Atatürk'ün oldukça akıcı bir biçimde konuştuğunu bilmeyen kişi saçmalaması.
ALMANCA, fransızca okuyup yazdığı, latinceyi ise belli bir düzeyde okuyabildiği bilinen bir gerçektir.
konuştuğu dillerin çokta önemi yoktur. atatürkün karşısına geçtiğiniz zaman kim olursanız olun onun dilinden konuşmak zorunda kalırdınız. kendinde atatürk e dil uzatma hakkı bulan bazı zatlar gibi, yabancıların karşısında süklüm püklüm, el pençe divan durmadığı için bugün özgür türkiye, özgür dilini konuşabilmektedir.
delikanlı gibi çıkıp ta bize mustafa kemal den nefret etmeyi öğrettiler diyemeyen kişinin

çamur at izi kalsın mantığında ki ifadesi. rahmetli fransızca biliyordu.

aralıklarla 2 yıla yakın bir süre fransa da böbreklerinden tedavi gördü.

ayrıca matematik te kulanılan pek çok tanımı bulan kişidir.

bir geometri kitabı vardır. çok basit ve sade anlatımı olan bu kitabı arayınız.

ne derseniz deyin. bu memlekete iyi hizmeti olan bir insandır.

allah gani gani rahmet etsin. artık ölmüş kişinin ardından atıp tutmayın. günaha girmeyin.
yanlış önermedir. o dönemdeki üst kademe komutanların hemen hepsinin genelde fransızca, bazılarının da almanca bildiği bilinen bir şeydir. ayrıca atatürk yurtdışında askeri manevralar izlemiş, askeri gezi ve tedavi amaçlı olarak yurtdışında bulunmuş ve bulgaristan'da ateşemiliterlik görevi yapmıştır. bütün bunlar sıfır yabancı dil bilgisiyle mümkün olan şeyler değildir. genel olarak fransızca bildiği ifade edilmektedir.