Küçükken annem ev işlerini öğreneyim diye yaptırmaya çalışırdı yavaştan. Benim hiç yapasım gelmezdi.

ilerde kimse almaz seni böyle olursan diye tehdit ederdi. Ben de hemen almasınlar banane. Hem ben zengin olup hizmetçi tutacağım derdim.

Sonra büyüdüm tabi. Çok şükür işim gücüm var ama asla böyle bir lükse sahip olamayacağımı biliyorum.

O yüzden artık hayalde etmiyorum. Hatırlayınca gülümsetti ama.
gerçek olacağını bilseydik plan olurdu hayal değil.
Ve bu hayellerin içinde bir kadının muhakkak olması. O kadınım bir gün sizi her şeyinizle sevebilmesi ve o güldüğümde tüm evreninde onunla güldüğünü hayal etmeniz. Bahsi geçen kadın kahramanın adının elif olmasıdır hayali aslında hiçte gerçekleşmez belkide başkasının hayalini gerçekleştiriyor bile olabilir.

Hayat gerçekten çok acı.
Mutlu olmak bunların başında gelir zira insan doğası gereği mutlak bir mutluluğa eremez.
Bir ejderham olsun istiyorum.
sınıfsız sınırsız ve savaşsız bir dünya.
beni tanıdığına şükreden, hiç tereddütsüz yanımda kalacak, benimle gelecek üzerinden hayaller kuracak bir eş.

Kaderi kimse bilemez tabii ama bazı şeyler de artık hayal kırıklığından çıkar. Mesela ben hep küçüğüm, ya da ortam müsait değil diye avuttum kendimi. Küçüğüm o yüzden bir sevgilim yok, küçüğüm o yüzden hala yüzüme bakılmıyor, ortam müsait değil o yüzden arkadaşsızım dedim. Yaşıtlarımın yaşadığı gençlik hayatını yaşamadım. Zamanı var dedim. Böyle diye diye geçen yıllarda etrafımda neler oldu bitti. Hiç olmaz dediklerimiz hayatlarını çoktan kurdu. Deliler gibi sevildi.

Geçen zamanın bana tek faydası, yanıldığımı kanıtlamak oldu defalarca. Bazı şeylerin büyüsem de değişmeyeceğini, değişmediğini öğretti. En acı haliyle, zamanın çare olmadığını öğrendim.
Bu sebepten, artık öyle birini bulacağıma inancım da kalmadı, tıpkı diğer hayallerim gibi...
Şuan gerçek olmayacağını bir kez daha hatırlatıp üzdüğünüz için teşekkürler.
o cok almak istediğim, sirf belki eski günlerdeki gibi mutlu olur diye almak istediğim o evi alamayacağım biliyorum, ama hayalini kurmaktan vazgecmeyecegim. orda yasadigimizi, mutlu olduğumuzu, tum aile beraber olduğumuzu film gibi basa sarip sarip izleyeceğim.

hicbir zaman gerçekten mutlu olamiyacagim, çünkü hep aklıma yasadiklarim ve onlarin tekrar etme ihtimali gelecek. her guldugumde icimde mutluluk hissettigimde bi yandan da dua ediyorum 'Allahim sen bozma ne olursun' diye.
bu yuzden benim icin uzun sure mutlulukta olmayacak bir hayal gibi.

borçlu olduğum insanlar var, bana yaptıklarını borç olarak yapmadilar ama onlara karşı gönül borcum var ve bunu odemek istiyorum. zor zamanlarında sıkışık olduklarinda, dertleri olduğunda beni ansinlar, çağırsinlar. bilsinler ki yanlarindayim istiyorum. ama buda imkansiz bir hayal cunku ben onlar kadar güçlü degilim. zayifim.

o kadar cok hayalim var ki ve hepsi o kadar imkansiz ki anlatamam. bunlar bide gelecege yönelik olupta imkansiz olanlar. bir de zamanin otesindeki hayallerim var onlar hepten imkansiz.
Hiçbiri gerçek olmayacak, kurcalamanin anlami yok o yüzden.
Asıl üzücü olan gerçek olması mümkünken gerçekleşmeyen hayaller.
mesela hiç bir zaman gidenler geri gelmeyecek.
Andromeda galaksisinin manzarası güzel bi gezegeninde akşam yemeği. Şöyle gün batımlarına doğru.
Dunyayi gezmek ...
insanların kardeşçe yaşayabilmesi. Din,dil,ırk,mezhep farketmeksizin birbirini kucaklayabilecek olması.
Neyse bu konuda konuşmak istemiyorum.
atatürkçülerin iktidar olması.
Farkındayım.

Vazgeçemiyorum ama. Her saniye aklımda. Hayaller kuruyorum, ev düzüyorum, albümlere bakıyorum. Ona sarılma hayalinin güzelliği beni deli ediyor. Kendimi bir alkolik gibi hissediyorum. Her daim ona muhtacım. Evet gerçekleşmeyecek hayaller kuruyorum zira hala ona kavuşamadım.

Evet gerçekleşmeyecekler belki ama hepsinde onun izleri var.
Futbolcu olmak.
Keşke dünyaya bir saksı olarak gelseydim. Öyle ahım şahım bir saksıda olmak istemezdim, normal işlevimi görsem yeterliydi. Aileye sahip olmazdım, arkadaşlarım olmazdı, kimseyi yük olmazdım, kimse bana muhtaç olmazdı. Sıfır beklenti yani. Saksı gibi yaşamak dedikleri bu olsa gerek. Beni pencere veya balkon kenarının renksiz bir köşesini renklendirmek için kullanırlardı. Ne vardı saksı olsaydım. Tüm sorumluluğum içimde ki çiçeğin yuvası olmak olurdu, sulandığı zaman mis gibi toprak kokusunu çekerdim içime. Fotosentez yapmasını izlerdim belki ona da bu hayat ağır geliyordur fotosentez yapmaktan sıkılmıştır kimse sormuyor çiçeğe bir derdin mi var diye. Ben saksı olsam sorardım, bak kardeş derdim, herkesin kendine göre bir derdi vardır anlatmak istemiyor olabilirsin problem yok bende anlatmayı sevmem ama en azından duygularına ortak olabilirim ya da birlikte küfür edebiliriz malum aynı hayatı yaşıyoruz, ben hiç bir şeye muhtaç olmamak için saksı olmayı dilemiştim ama saksı olarak var olabilmem için bile sana ihtiyacım var sen de aynı şekilde hayatta kalabilmek için bana muhtaçsın. En azından geçim derdimiz yok, durduğumuz yer belli benzine anasının amı gibi zam geliyor sen çiçek olarak iyisin bende saksı olarak inan bana yaşayabileceğin en güzel hayat bu ama yine de ben solmak istiyorum diyorsan bir şey diyemem senin kendi kararın ama ucundan köşesinden beni de düşünmen lazım sonuçta birlikte bir yola çıktık.
(bkz: Hala okuyor musun)
yani düşünüyordum da hayallerimi, hiçbiri olsun diye kurduğum hayaller değil. beynim bu dünyadan zevk almamı engelliyor bunu fark ettim. umuda yer yok.
kafamda şu an kurduğum hayallerdir. olmayacak biliyorum kendimi kaptırmak da istemiyorum ama hayali bile güzel.