bugün

anneler gününü kutlucam... en özel günümü zehir zemberek eden soru. içimden sanane ulan am düdüğü demek geçiyor fakat dişimi sıkıyorum.
hafif gıcırdatıp diş etlerimin arasına paspas çekiyorum, tam basına ağza alınmayacak küfürler etmeye hazırlanırken, '' ulan son postayı atmadan karıya rest çekmeyelim '' diyorum. kaskatı kesilen et loplarımı gevşetip veriyorum numarayı '' sıfır beşyüz kırk üç...''
son iki harfi söylüyorum, anlamadım diye bağırıyor. ''yanlış verip, manevra mı yapsam? penetreye girip fake mi atsam? ''diye düşünüyorum. sonra içimde ki at hırsızı, '' battı balık yan gider'' diyor ve tekrar bağırıyor yetmiş ikiğğğğğğğğ.
zaman ağır ağır işliyor, yavşak bir tebessümle ''aloğğğ teyzecim'' sesi duyuyorum. hatun, kahkahalar ata ata dışarı çıkıyor. ben konuşulacak konuları kafamda geçirerek ruhuma telkinlerde bulunuyorum. yarım saati cilalıyoruz. ha geldi ha gelecek diyorum. çok şükür kapı açılıyor. gözlerini yaş bağlamış amına koduğumunun, kıkırdayarak yanımda bitiyor. ve o bitirici aparkatı suratıma indiriyor. bende gençliğime havlu atıyorum.
'' teşekkür ederim annecim onunda selamı var...''
hüzün içinde okudum kardeşim. üzme kendini çok.

(bkz: hayata dair iç burkan detaylar)
Kaleyi içten fethetmeyi amaçlayan sevgili beyanıdır, sevimli bir sevgi kelebeği olayım derken itici olmuştur.