bugün

hayattan korkma ve soğuma nedeni.
gece uykudan kalkıp annenin nefes alıp almadığını kontrol etmek.kapısında uyumak.
girdiğiniz şoktan dolayı, size bunu ağlayarak anlatan doktor arkadaşınıza '' ağlama, hayat işte!'' diyecek hale gelişinizden ve doktorların bile '' çok ama çok erkendi'' dedikleri ölümünü yaşamanızdan sonra geçen 28 gün içinde, yaşamınızın ne bokuma yarar halini alışına dayanmaya çalışmanızı getirecek haberdir.
hayatın saniyeler içinde akıp gittiğini düşündüğün anlardan birtanesidir, lakin pozitif düşünce ile bununda üstesinden gelinir ve anneye en büyük destek verilir.
Ayrıca aile bağlarını tekrardan güçlendirdiği bir durumdur.
içindeki duygunun ne olduğunu uzun süre geçsede bulamazsın.
edit:hayatın neresine rötuş atarsan at, bazı duyguların adını koyamıyorsun
annenizin kanser olduğunu öğrendiğiniz an saniye saniye hafızanıza kazınır ilerde hafızanız size acı çektirebilsin diye.
gerçek gibi gelmez o an insana. sanki bir başkasının hayatını yaşıyorsunuzdur. inkâr döneminden geçersiniz önce.

siz daha durumu doğru dürüst kavrayamadan gözyaşlarınız sizden daha önce davranır ve gözleriniz fırsat buldukça dolmaya devam eder.
dünya bir süreliğine durmuştur artık.

fakat ne zaman ki tedaviden olumlu sonuç almaya başlarsınız, derin bir nefes alırsınız.

dünyanın dönmeye devam ettiğini anlarsınız..

edit: annemi kaybedeli beş seneden fazla olmuş. bu entry'i yazdığımı da hiç hatırlamıyorum. keşke başka bir çok şeyi de hatırlamıyor olsam.
bunu duyacağıma ben ölseydim dediğiniz andır. onun her şeyini özlersiniz, burda olsa da bağırsa çağırsa diye düşünürsünüz. zordur, çok zordur...
ince ince çizikler atılır önce kalbinize. ilk haberi duymanın şokundan kurtulursunuz ama çiziklerin hatıralarınıza atılmasıyla sızılar başlar aslında. ilk rahime düştüğünüz anı bilmesenizde yaşarsınız o an. 9 ay sizi karnında taşımasından tutunda kaç yaşında olursanız olun nefesini ensenizde hissettiğiniz anneinizi yok düşünürsünüz. ürperirsiniz, boğazınız düğümlenir ama ağlayamazsınız.Dualar ederseniz. bir flim şerididir ki o varlık yokluk arasında bir sn de oynayan ama bir asır gelen. onu kırdığınız anların düşüncesi tırmalar beyninizi, pişmanlıklarla bir ateş basar.nöbetler halinde gelir geçer ölüm ve ayrılık korkusu. sonra silkinirsiniz ve ben güçlü olup ona moral vermeliyim dersiniz, ölüp ölüp dirilsenizde annenizi size bağlayacak sevgi ipini sağlamlaştırmaya bakarsınız ve başlarsınız polyannacılığa.
kötü bir haberdir tabi. önce ağlanır, ferahlanır. sakin kafayla düşüncek hale gelindikten sonra da doktorların önereceği tüm tedavi yöntemleri uygulamaya konur. daha önce yaşanmış acı olaylar nasıl olsa dayanma gücünü perçinlemiştir. bu güçle hasta tedavi edilir, ya da olabilecek en kaliteli yaşamla günlerini tamamlaması sağlanır.

dünya yazık ki rahat etme yeri değil. acılar bizler için. arada bir lay lay lom, ama çoğunlukla da keder ve gam.

allah tüm dert sahiplerine dayanma gücü versin. emin olun sabrımız sınanıyor. kimsenin ya da hiç bir gücün bize garezi yok. ve kesinlikle kurban falan da değiliz.
bizzat bir telefon görüşmesinde yaşadığım olaydır. oğlundan daha güçlü olan anne bir çırpıda söylemiş, oğlu ise yutkunamamıştır... ve evlat hala o güne lanet etmektedir.
heralde bunu yaşayan evlat dünyanın en büyük acısını yaşar üzerine daha şok edici ne söylersen söyle o insan etkilenmeyecektir.gerçekten düşmanımın bile başına gelmesini istemeyeceğim bir şeydir.o kadar kötüdür.
zor bir durum. lakin allah tan umut kesilmemelidir.

http://www.facebook.com/v...?v=65666523800&ref=mf
her gece iyileşmesi icin dua edilir,gözünüzün önünde saçları dökülür,kaşları,kirpikleri dökülür ve elinizden hiç bi şey gelmez.birden ya iyileşemezse diye bi düşünce geçiverir aklınızdan.öyle bi hale gelirsiniz ki bütün bedeniniz bi an öyle bi yanar ki..dağ gibi babanızın duvara dayanmış hüngür hüngür ağlayarak dua ettiğini görürsünüz..bazı salak komsuların-evet katıksız salak-moral bozdugunu gorursunuz.ölmek istersiniz.yeterki annenize bişey olmasındır.ve bir gün anne iyileşir,kötü günler sona erer.annenizin kıymetini anlarsınız,gerçekten anlarsınız...
ayrılığa gün saymaktır.
o dakika itibarı ile dünyanın sonu gelmiştir.allah kimsye böyle acılar yaşatmasın.bütün annelerin ellerinden öperim.
insanı en çok sonuca giden süreç yıkar.onun yüzünde biraz renk görseniz içinizde ümitler yeşerir,ama gözlerinde fersizlik gördüğünüz an büyük bir çöküntünün altında kalmış gibi nefessiz kalırsınız.her zaman sonuçların iyi olması dilenir ki inşallah herkes için hep sonuçlar iyi olur...
sözün bittiği yerdir.
ben öğrendiğimde, 8 yaşında benden saklamaya çalışan bir grup şaşkın yetişkine kızmış bir psikoloji içindeydim. ve kanserden ölünce, o zaman söylemeyenlere karşı belki bir kırgınlık vardır içimde. pek anlatamadım. (bkz: kötü durum)
allah korusundur.
allah belamı verseydide o anı yaşatmasaydı bana hala düşündüğümde gözlerim dolar bir tek saçının telini dünyaya değişmeyeceğim anneme bişey olursa diye düşündüğümde aklıma tek gelen bende intahar ederim olmuştu , allah bi daha yaşatmasın o günleri düşmanım başına vermesin.
Hayatında daha önce 1 kez bile olsa anne'ye, o kutsal insana küfreden insanın yaşaması gerekir bu anı ki anlasın analar kutsaldır ne demek.
(bkz: Allah düşmanımın başına vermesin)
o kanser olmuştur sen yürüyen ölüsündür allah kimsenin başına vermesin.
ardından bir güzel gözlerin sıkılıp defalarca ve farklı tonlarda "lanet, lanet, lanet dünya" diye bağırmayla devam edecek eylem.**
babanın kanser olduğunu öğrenmekle eş değer olan durumdur.
öğrenirsin daha 14 yaşındasındır. doğru düzgün kanserin ne olduğunu bile bilmezken annenin kenarda köşede ağladığını gördükçe önemli bir hastalık olduğunu anlarsın..baba tedavi olmak istemez bir ay boyunca tedavi olması için uğraşırsınız. tedaviye başlar 33 kiloya kadar düşmüştür artık babanız. gözünüzün önünde eriyordur babanız elinizden bişey gelmemektedir. ama yinede ağlayamazsınız babanızın karşısında onun morali bozulmasın diye. 8 ay tedavi görmüştür babanız iyileşmiştir. yeniden doğmuştur aslında.. tekrardan nefes almaya başlamıştır.. artık mutlu olmaya başlamışsınızdır..
gözünüzden süzülen iki damla yaşa en fazla ne kadar keder sığdırabileceğinizin rekorunu kırmaktır. görmediğiniz süre içerisinde zayıflamış olmasına üzülmek, kaybetme ihtimalinize isyan etmektir. bütün hayatınızı yeniden planlama isteği doğurur. bu sefer herşeyi yıkar onun eskiden olmasını istediği gibi yapmaya çalışırsınız. babanızı daha çok sevdiğinizi sanırsınız ancak annenizleyken bir babanız olduğunu bile unutursunuz. ben bu gün bunu gördüm