bugün

çağımızın kadınlarda en çok başa gelen hastalığı olarak bilinen göğüs kanseri annemin ben 12 yaşında, daha ortaokula yeni başladığım bir dönemde çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen, ilk dönem takdirnameyi kıl payıyla kaçırıp, ikinci dönem ise neredeyse karnemde kırık gelecek kadar beni etkileyen olay.

aradan 11 sene geçti, artık kanser şüphesi kalmasada alınan sol göğsünden dolayı, sol koluyla ağır birşey kaldırdığı an kolunun şişmesine tanık olmamak için, aile bireyleri seferber olmuş durumda ve sürekli endişeli. sonuçta anne yüreği dayanmıyor ve siz ne derseniz deyin, mutlaka bir ev işi yapıyor. artık onu görev olarak kendine bellemiş ve dikkat etsenizde bir şekilde o sizi dinlemeden gizli gizli her işi yapıyor. neyse ki kötü huylu olmadığından dolayı, daha sonrasında aldığı kemoterapininde saçlarını hiç dökmemesi bizim için o kötü dönemde sevinmemizi sağlayan olaylardı.

(bkz: allah kimsenin basina vermesin)
(bkz: ana gibi yar olmaz)
10 aylık inişli çıkışlı bir mücadele verildi. ilk öğrendiğimiz andan bu güne tam 10 ay oldu. Öğrendikten 2 hafta sonra zaten bitkisel hayata girdi. Doktorların demesine göre 10binde1 ihtimal ile uyandı. 52 gün komada kaldıktan sonra. Her gün bir kere daha yeniden yeni bir şey öğrenmek. Her gün kötüye gitti. Sonra bi mucize oldu. Bugün doktorun “artık kanser değilsin” demesi bir de. Annenin artık kanser olmadığını öğrenmek diye bir şey var. Bugün oldu. 10 aydın tuttuğum gözyaşımı bugün bıraktım. 10 aydır uyumadığım o uykuyu uyudum. 10 aydır gülmediğim gibi güldüm. Şimdi bitkisel hayatın izlerini taşıyan, halüsinasyonlar gören, uykusunda ağlayan, panik atak, sinir atakları geçiren ama hayata direnen bir annem var.
'başınızdan aşağıya kaynar sular dökülür. Yutkunamazsınız. O birkaç saniye hayatınızdaki en uzun süredir ve hayatınızdan en az 10 yılınızı alıp götürür' cümleleri bana 17 ağustos 1999 depreminden birkaç saat sonra elektrikler gelip televizyonu açtığımda duyduğum 'merkez üssü gölcük olan 7.4 şiddetindeki deprem şehrin tamamına yakınını haritadan sildi' cümlesinden sonra gölcük'teki ailemin, arkadaşlarımın, sevdiklerimin yani tanıdığım herkesin ölmüş olabileceğini düşündüğüm anlarda hissettiklerimi hatırlattı. teşekkürler omayra. olgunluğun, samimiyetin ve içtenliğin için. en kısa zamanda yeniden mutlu ve güçlü olabilmen dileğiyle.
Bu başka bir şey 100 kere silip tekrar yazdığım şu satırları ve kelimeleir toplayıp yazmak için defalarca uğraştım artık yorgun değilim olduğum hali tanımlayacak kelime bulamıyorum annem kanser hemde 3. evrenin sonu sadece yazmak için yazıyorum insani bir eylem ya dayanımıyor insan dışarda herkes beni duygusuz sansın annem bile ama yapacak bir şeyim yok ona durumu hissettiremem yarabbim ne büyük bir acı dayanamıyorum artık.
Annemle aramızda 17 yaş var. Daha çok ablam. Hatta bazen kızım. Bazen en yakın arkadaşım. Grip bile olmaz. Anne o. Her daim sıcak yemeği olan, her gittiğimizde fırından börek kokuları yükselen çayın yanına ansızın sıcacık Elmalı kurabiyeler getirip bizi şaşırtan tontik Bi kadın. Aramızda 17 yaş var. Kanser olmak için daha çok genç. Babanne o. Daha göreceği çok günler var. Birden acı çekmeye başladı. Pankreası bağırsakları ve akciğeri iyi değil. Bi kaç güne kadar rahimi alınacak. Bunu abimle doktora gittiklerinde doktor yüzüne söylemiş. Abim beni arayıp çağırdığından yola çıktığımda çok ruhsuz hissettim kendimi. Annem evde yatıyor. Eve gittim evde yemek yok. Fırındaki tepsi boş. Börek kokusu yok. Son 2 gündür sabah akşam serum yediği için yattığı oda hastane acili gibi kokuyor. Ağlayıp üzmemek gerekiyor. Ama kusuyor. O öğürdükçe ciğerim vücudumdan sökülüyor gibi Bi ağrı hissediyorum göğüs kafesimde. Annemle aramızda 17 yaş var ve ben çok küçüğüm.
Artık kendine ne söylenirse söylensin umursamaz hale gelebiliyormuş insan. Daha kötüsü olmaz herhalde diyebiliyormuş ya da bundan daha kötü ne olabilir ki? Artık hücrelerimin Ağrıdığını bile hissediyorum. Yorgunum. Mecalim yok birine dönüp dert anlatmaya. Zaman rutinin içindeyken nasıl da hızla geçiyordu halbuki. Sanki zaman durmuş gibi. Tüm bu yaşadıklarımı bu kadar zamana sığdırmış olamam değil mi? Annenin kanser olduğunu öğrenmek dünyanın en kolay başedilen duygusuymuş Meğer. En zoru o sanmıştım. Bırakın kanser olsun, en azından ilacı var diyor insan. Başına gelecekleri bilmiyorsun tabi, gelene kadar da tahlil etmek namümkün. Mesela siz Türkiye de yoğun bakım bulmak ne kadar zor biliyor musunuz? Ya da diyalizi olan yoğun bakım? Ya da reanimasyon ünitesi olan hastane? Özel ve devlet dahil Edirne'den Kars'a tüm ülkeyi tarayıp aradığımız tüm kriterlere sahip hastahane bulamamak ve her gün bir öncekinden kötü haber almak ne kötü bilir misiniz? Ya da siz hiç hastane tedavi evraklarına imza attınız mı? Hiç imza atarken adınızı hatırlamadığınız oldu mu? 52 gün tek bir iyi haber almadan bir reanimasyon kapısında yatıp kalktınız mı ümit ederek? Sonra siz hiç mucizeye tanık oldunuz mu? 52 günde anneniz 4 kere öldü mü sizin? Benim öldü. Komada öylece seyrettiniz mi? Dokunmadan arada bir cam varken, sevmeye duyurmaya çalıştınız mı kendinizi? Günlerden çarşambayken, doktor tarafından çağrılıp hastan Cumayı göremeyecek gibi duruyor. Bir ilaç denemek istiyorum, ama bu ilaç böbrekleri tamamen bitirirse diyaliz kurtarmaz yarını da görmeyebilir dendi mi hiç size? Ve siz 2 gün 1 günden çok da fazla değil diye o ilacı versinler diye 6 imza daha attınız mı? Ve ölüsünü versinler diye beklediğiniz kapıda annenizin komadan çıktığını öğrendiniz mi tam 52 gün sonra. Her zaman daha kötüsü var. Ve annenin kanser olduğunu öğrenmek bu duygulardan başetmesi en kolayı.
Tanım; öğrenecek daha çok şey olduğundan sanılan zor değildir. (bkz: http://m.uludagsozluk.com/e/36963379/)
"sabır etmek boyun eğmek değil mücadele etmektir."
isyan etmeden sabretmeyi tavsiye ediyorum...
kesinlikle altindan cok zor kalkilacak bir andir herseyi sorguladigin bir döneme girersin inancini maneviyatini gözden gecirirsin kafanda hep niye sorusu vardir bu mudur yani adalet dersin.ama biraz sakinlesince daha kolay kabul edilebilir bir hal alir.ben annemin kanser oldugunu ameliyat sirasinda ogrenmistim doktora göre bir sey yoktu ufak bir operasyonla kitle alinacakti ve fakat ameliyat sekiz saat sürünce kötü birseyler oldugunu anladik.daha sonra doktor geldi birseyler anlatti hatirlamiyorum ne dedi aklimda tek kalan babamla deli gibi agladigimiz.sonra annemi gördüm ameliyat salonundan cikarken sükür sag cikmisti ama bilmiyodu ki kanser oldugunu,kim nasil anlatacakti ona.burada doktorlarin tutumu gercekten cok önemli ama onkoloji uzmanlari gercekten cok profesyoneller hastanin hem moralini yüksek tutuyolar hem de kanserin=ölüm olmadigina hastayi inandiriyolar,zaten hasta bunu kabullendikten sonra tedaviye bir adim önde basliyor diye düsünüyorum.
ama yine de cok zor ve yipratan bi tedavi süreci var,hep kafanda ya birakip giderse sorusuyla ona moral vermeye calismak ise ayri bir zor.hastalikta hastayi ve yakinlarini derinden etkileyen bir diger asama ise kemoterapi sonrasi saclarin dökülmesi annem bunu cok zor kabul etti hatta daha tam dökülmemisken kendi istegiyle gidip hepsini kazittirdi,moral olsun diye tabi bende onun disinda ekleyebilecegim hastanin moralinin yüksek tutulmasi gercekten tedavide cok önemli,o görmeden gidin odanizda aglayin zirlayin ama onun yaninda hep gülün.tüm hastalara acil sifalar dualar sizlerle. annem kemoterapi ve radyoterapi uygulandiktan sonra hastaligi yenebildi iki yildir sonuclari pozitif cikiyor.
ilk önce ben öğrendim. Hic kimsenin annesiydim oysa, zaman bana da bir evlat verdi çok küçük. Ona bakamayacağım için ağladım günlerce. Annem gibi olamayacağımı düşünüyorum. Anneme çok kızıyorum bir taraftan, beni bu dünyada yapayalnız bırakacağı için. Ciğerim parçalanıyor. 55 yaşında daha ve hayatına yeni ve farklı boyutlar kazandırıyordu. Hayalleri vardı. Birden bire pat diye bir kalp çarpıntısı yaşadı, iki, üç. Sol tarafı ağırlaştı önce uyuştu, sürüdü. Kardiyoloji nöroloji beyin cerrahisine derken onkolojiye sevk. Beyinde çok sayıda ve büyümüşler. Yıllarca kimseye söz ettirmediği sigara. Akciğer metastazı. Çok ömrü kalmadı muhtemelen. Bir buçuk aydır da cinsi için uğraşıyoruz aksi gibi. işimiz ters ve biyopsiler istediğimiz sonucu vermiyor. En ala profesör allah şifa versin diyor. Çok doluyum her anım boş. Herkes mutlu, Herkesin mutluluğu batıyor. Babama bakıyorum bir ayda 7 kg vermiş çökmüş. Bu acıyı yaşayan bilir. Annem 42 sene sigara içti. Her içişinde dünyalar onun oluyordu. Günde 2 paket en az. Çoğu da olmuştur. Anne artık içmemen lazım diyoruz, gözleri dolup bize kızıyor. Belki de sigarayı bizden çok seviyor diyorum. Keşke içmeseydi. Keşke vazgeçirebilseydim. Bunu öğrenmek ve yaşamak bana ağır geliyor. Onun elimden kayıp hasta bir meleğe dönüşmesini kaldıramıyorum. Günlerdir aklımda en sevdiğim çorbanın tarifini isteyemiyorum. istesem de onun yaptığı gibi yapamam. Onun eline su dökemem. Annecim. Beni affet. Sana hem kızıyorum hem çok seviyorum. Çünkü sen benim bu dünyadaki tek arkadaşımsın. Henüz seninle paylaşacak ve öğrenecek çok şeyim vardı. Hayatıma sen gibi yön verecektim. Ama inadını yensen ve hastalığını kabul edip bize de yardımcı olsan. Her günümüz son günümüz diye uyanmak beni çok yoruyor. Lütfen acıların dinse de seni eski halinle hatırlayabilsem... canım.
bugün annem ilk kemoterapisini aldı.
sonra saçlarını kestirdi.
benim bir parçam bugün öldü. yüreğimin bir köşesi koptu, o saçlarla beraber yere düştü.

1 ay önce 2.evre meme ca teşhisi kondu. erken sayılacak noktada yakalamışız dedi doktor.
1 aydır gerçek değildi benim için. bugün o kadar gerçekti ki, gerçek dışı bir deneyim gibi hissediyorum.

onun saçları kesildi, benim gözyaşım içime aktı.

insanın babası da yoksa, hayattaki tek ailesi annesiyse, en büyük acısı da annesi oluyor.

benim annem kanser oldu.

edit: şimdiden onlarca mesaj geldi! herkese çok teşekkür ederim. cevap hakkım
doldu * ne güzel insanlarsınız siz.
bugün annemi kaybedişimin üzerinden tam olarak 32 gün geçti. çok zor hayat öncekine göre.

çok fazla keşke bırakıyor insan geriye. ölümden dönüş yok. iyi bakın annelerinize. sonra hatırladıkça ciğeriniz yanıyor.
2014 un sonlarına doğru annemin göğüs kanseri olduğunu, daha doğrusu başlangıç aşamasında olduğunu öğrendik. önce ameliyat oldu, daha sonra ise kemoterapi aldı düşük dozda ayda 1 kere, toplamda 4 adet. daha sonra ise ışın tedavisi. annem psikolojisi zayıf bir insandır, hemen etkilenir herşeyden. tabi saçları dökülünce de kaldıramadı bu durumu. biliyorduk böyle olacagını ve psikolojik destek almasını sağladık, bir sürü psikoloğa götürdük. hala da eksik etmeyiz psikolojik destegi. Annem çok şükür şimdi iyi, nazar değmesin daha da iyi olur inşallah. şu an içerde oturuyor, televizyon seyrediyor. saçlarıda eskisinden daha uzun ve daha güzel.. Fakat bu süre zarfında "sevginin gücü" nü anlamış olduk. çünkü annemi ayakta tutan şey, ona olan sevgimizi daha net göstermemizden geçmişti. ona vakit ayırıyorduk, ona durmadan sevgi sözcükleri kurup, sevip, okşayıp, öpüyorduk. motivasyonunu hep yüksek tutuyorduk. hala da öyle yapmaktayım ben, erkek halimle neredeyse bütün ev işlerini yapıyorum. okul, ev, iş hepsini bir arada götürmeye calısıyorum. belkı cok fazla yoruluyorum ama şikayet etmiyorum kesınlıkle. çünkü sevdiğim ilk kadın, yani annem yanımda. ona olan sevgimi gösterebildiğim için çok mutluyum.
Sevdiklerimizin kıymetini bilelim dostlar. ve onlara geç kalmayalım.
Anneyi bilmem de babayı biliyorum. Çok ufak olduğum için de kanser ne diye kendi kendime sormuşumdur mutlaka. Sorunun cevabını bulmam çok uzun sürmedi. Öldüren bi şey olduğunu mezarın başında salak salak mezara bakarken anladım. Unutmadığım, unutmayacağım bi' olaydır.
geçtiğimiz kurban bayramı arefesinde annemin meme kanseri olduğunu öğrenip, dünyanın başıma yıkıldığı durum. tabii her şey Allah'tan, inançsız biri değilim ama bu yaz benim için yaz gibi değil. annem ameliyat oldu ve sol göğsü alındı ve doktorlar çok şükür iyi ilgilendiler. şunu da söylemeliyim, sağlık çalışanlarına saygılı davrandığınız zaman onlar da size ister istemez saygılı davranıyor. Allah kimseye dermansız dert vermesin. bu aşamada moral çok önemliymiş. annemin de morali iyi. kemoterapi süreci beni endişelendiriyor. umarım o da iyi geçer. Allah tüm hastalara şifa versin inşallah. bir de arada covid geçirdim ki tam olduk yani. sağlık deyip geçiyoruz ama her şeyin başı harbiden.
öğrendiğimde nasıl tepki vereceğimi bilememiştim. hiç konuşmamıştık. kafamı masaya koyup saatlerce ağlamıştım. kaybetme korkusu bile insanın canını acıtmaya yetiyor. çok zor bir durumdur allah sabır ve sağlık versin.

bu dönemde öğrendim ki güçlü kalmak ve motivasyon vermek çok önemli. yanlış motivasyonları asla tasvip etmiyorum. mesela 'bunu da atlatırsın' gibisinden motivasyon yanlıştır. tam tersine insanın daha çok moralini bozuyor. ve gereksiz bir şekilde internette orada burada araştırıklarınızla ortalığı velveleye vermeyin. herkes aynı olmak zorunda değil, en iyisini doğrusunu annenizin doktoru bilir ve önerir. tekrardan geçmiş olsun acil şifalar dilerim.