bugün

canim oglum..
Karda yürü izini belli etme. Başarılı söz.
Anlamını yeni kavradığım: allah iyilerle karşılaştırsındır.
O kadar çok varki.
Ama en güzeli sanırım canımın içi diye söze başlaması.
(bkz: sayfa bulunamadı)
Istemeden kulak misafiri olunan sözlerdir.

Annemin, belki başkaları tarafından hiç farkedilmeyen bazı huylarımı bir yakınımıza anlatışını ömrüm boyunca unutmayacağım. Ona layık bir evlat olmak çok zor çünkü o dünyanın en temiz kalpli annesi. Ondan güzel sözler duymak beni nasıl mutlu etmişti kimse hayal edemez.
kapat şu bilgisayarı gözlerin hiç mi ağrımıyor.
Yat zibar mal misin bu saatte napiyon. Her seferinde kahkaka krizine sokar.
bugüne kadar hiç güzel söz söylemediği için olmayan sözlerdir.
bütün kız arkadaşlarını benimle tanıştırma, sadece evleneceğin kişiyle tanışmak istiyorum.
anneler daima haklıdır.
dövme yaptırırsan sütümü helal etmem.
"Guzel gozlu kizim benim" dir...
aslında tamamı anneannelere ait sözlerdir.
"Yemeğini yedin mi? "Bundan güzeli olamaz ve hiçbir insan sizi bu kadar düşünemez.
sen sen ol düşmanım yok deme !!!!
illaki düşmanın vardır ama sen bilmezsin .
koca bebekler. yaşıtlarına ve hemcinslerine göre iki iri evlada sahip olup ikisinin de çocuk gibi davranması üzerine söylenen sözdür. gerçi birisi erinlik, diğeri genç yetişkinlik dönemindedir.
(bkz: birdahaki seneye de giyersin)

aylığını ucu ucuna yetirebilen bir ailenin çocuğu iseniz ergenlik döneminin bitimine kadar başa bela olan ebeveyn cümlesi.
hani ucuz olan kıyafetlerde sorun yoktur zaten de, mont, ayakkabı gibi yekün teşkil eden şeylerde çocuğun tüm hevesini kursağına koyar bu büyük alma hadisesi.

aileyle birlikte bilhassa okul açılma dönemlerinde çıkılan alışverişlerden çoğunlukla surat asıp, bazı bazı zırlayarak dönmek zorunda kalınır. tam güzel bir mont bulunur, satıcı kişi üzerinize uygun bir beden verir, giyince işte bu mont benim için yaratılmış düşüncesi ile zıplaya zıplaya aynanın karşısında dolanırken annenin sözü ile tüm büyü bozulur.

-bunun bir beden büyüğünü verir misiniz bir de onu denesin. hem kışın altına kalın giyinecek dar gelir.
+efendim bu uydu gibi çocuğa??
-yok yok siz large beden verin.
+peki siz bilirsiniz.

large bedeni giydirir anne, normalde bel hizasında olması gereken mont kemeri kalçanın altına gelmekte, kollar parmağın görünmeyeceği uzunluktadır.

-anne bu ne ya uzaktan suratım belli olmuyor!
+sus sus bu güzel oldu alalım

çaresizlik içinde alır eve dönersin. kollar kıvrılır, omuzlar süreli düzeltilir. özellikle şişme montlarda iyice kepaze bir görüntü oluşur. montla sıçtaki mont budur.

hele bir de sınıf arkadaşlarının daşşak geçmesi kaçınılmazdır.:

-eehehe ne o len şans topuna dönmüşsün.
+hiç bile bunun modası böyle.

haklıdır anne-baba. kaderine razı olursun. ama bazen özellikle anne bunu alışkanlık haline getirir;

-anne bu gelinlik/damatlık biraz büyük değil mi ya?
+yok yok öbür düğününe de giyersin.

yuh artık...
birtanem...
iyi ki doğurmuşum seni'dir.
bilgi yarışması izlenmektedir. dinazorlarlarla alakalı bir soru gelir. ben anneme takılırım devamlı. öylesine söyledim.
- anne sizin köyde dinazor varmıydı?
- yok olur mu. dinazor kutup hayvanı orda olur.
hayatta çok az şey öyle güldürmüştür beni.
Allah yardımcın olsun.
yemek hazır!
ders çalış, oku, adam ol.
yüz verdik ayıya, geldi sıçtı halıya. Çok kullanmıştır zamanında bana karşı.