bugün

annesiyle ilişkiler iyi olmayan biri için eksik bir kokudur.
bugun duydugum sözle gözlerimin yaşlanmasına sebeb olan koku.
küçük kızım bana oda parfumunun anne kokusu olanından alabilirmiyiz sen işe gidince ben koklarım dedi. seni çok özlüyorum dedi.
daha önce bir kaç kez daha senin yatagında anne kokusuyla uyumak istiyorum demişti. kendimi özel hissetmeme sebeb oldu kızım benim kokumu istiyor.
bundan daha büyük bir mutluluk olabilir mi.
anne deyince bile gözlerim yaşarırken, memleketim anne kokar benim. ikisi de çok uzak.
(bkz: yasemin kokusu)
yeni yıkanmış çamaşır kokusudur. mistir.
cennet kokusudur.
(bkz: şişelense satış rekorları kıracak kokular)
her sabah özlenendir. dünyanın en güzel rayihası bu kokudur.
yıllardır doya doya içime çekemediğim cennet bahçesi kokusu. *
eşi benzeri yoktur.
siz bilir misiniz? anne kokusundan mahrum olan birisi, sürgün olmuş bir martı gibidir. kanadı olsa bile uçamaz!
cennetin kokusudur. benim için anne cennettir.
Icerdı 10harf ıcın bıle ruhumu teslim edebileceğım guven kokusu.
bu kokuyu iyi içinize çekin, iyi bütünleşin. ne sevgilinizin kokusu ne de başka birşey bu mübarek kokunun yerini alamaz. bunu geç olmadan bir an evvel anlayın/anlayalım.
herhangi bir tanıma gerek yok sanırsam.
dünyanın en güzel kokusudur falan filan gibi bilindik şeylerden bahsetmeyeceğim size. psikolog falan değilim bu işin teknik ayrıntısını da hiç bilmem. ama geçenlerde cem mumcu'yu dinliyordum. söylediği bir şey vardı. insanın patolojik yönlerini törpüleyen bazı şeyler var, din gibi, manzara resmi gibi ya da insanın metalaştırdığı yerler gibi. bir de kokular. mesela bebek kokusu ya da anne kokusu. heh! işte budur dedim.
çok aklı başında biri olduğum söylenemez, yaşanmışlıklar falan filan. hangimizin derdi tasası yok ki? çok bunaldığım zamanlar hele ki bu sıralar anam uyurken yaklaşırım o'na. içime bir çekerim ki kokusunu. ondan sonra kırk su dökünmüş günahkar gibi hafiflediğimi hissedirim. melankolik bir söylem değil bu, hissetseniz hak verirsiniz bana. ellerim zaangır zangır titrerken, kendime hakim olacağım diye damaklarımın kanamasına engel olamıyorken, annemin o enfes kokusunu soluduğumda biraz olsun kendime gelirim.
ama o uyurken, şöyle sımsıkı sarılıp kokladığımda bir derdim olduğunu anlayıp üzülüyor, yaşlı başlı kadın işte. klişe hastalıkları var ve çok ileri düzeyde hem de. üzülmemesi gerek, sırf bu yüzden geceleri koklar dururum bazen.

şimdi göt gammazlardan biri tanım içermediği için sildirir falan, hadi bir tanım girelim.

tanım: anne kokusu, en ucuz cennetir.
4 gündür görmemişsindir. 7 saatlik otobüs yolcuğunun ardından terlemiştir. ama hiçbir ter kokusu bu kadar güzel kokamaz. üniversite öğrencisi çocuğuna bile sabah 5'te kalkıp 'çocuğum börek yesin sabah sıcak sıcak' diyen anne sevilmez mi ki. anam, kadın anam.
kokunun dibidir.
ölene kadar unutulmayacak tek kokudur.
Dünyanın en iyi kokusudur.
kokuların en güzelidir, bu hayatta hiç bir varlık anne kadar güzel kokmaz.
dünyanın en güzel kokusudur. allah kimseyi o kokudan mahrum bırakmasın.
cennetten bir parça olan kokudur.
yaş 25 oldu ama özlenendir, 35 olsada 55 olsada hala özlenecek olduğunu bildiğim kokudur.
cennet kokusunun ta kendisidir efendim.
cennet varsa eğer budur.

koklamaya doyamazsın anayı.

nasıl bir şeysin sen anacım ya ?