bugün

kemalizmin son kalesi. en yakın zamanda diğer kalelere benzer umarım.
hükümet lehine kararlar vermiş olsa, birileri tarafından çok sevilecek, hatta "devletin en asil organı" ilan edilecek kurumdur.
hatta "yargı bağımsızlığına" örnek gösterilebilcek kurumdur.

anayasaya aykırı kanun çıkarmaya çalışan sözde hukukçu zihniyetin karşısında duran kurumdur.

anayasa mahkemesini eleştirmek yerine, bir kanun ya da taslak hazırlarken anayasaya uygun mu değil mi diye düşünülmüş olsa, bu kadar saldırı olmazdı bu kuruma. kendi hukuksuzluğunu kuruma yüklemeye çalışan zihniyetin topa tuttuğu kurumdur.

neymiş efendim, milletvekili üstünlüğü olsa da her istenilen yapılamıyormuş .
yeni binası alışveriş merkezine benzeyen kurum.
yüksek mahkemeler halkın iyiliğini düşünen kurumlardır. devlete karşı milleti korumak için kararlar veren ve devlet güçlerinin halka karşı zorbalığa dönmesini engellemeyi amaçlayan mahkemelerdir. yani devlete karşı halkın yanında yer alan kurumlardır. anayasayı "amacına uygun" olarak felsefi açıdan yorumlar ve halkı asgari müştereklerde birleştirici rolü vardır. anayasa; vatandaşların devlete karşı haklarının korunmasını sağlayan kanunlar bütünüdür. anayasa mahkemesi bu görevi yerine getirir. anayasa mahkemesi üyeleri bu nedenle devlet tarafından değil halkı temsil eden parlementerler tarafından seçilmelidir. çünkü halkı korumak için vardırlar. halkın gönderdiği parlamenterlerin halkın zararına iş yapmayacağı esastır. öyle bir durumda temel hak ve özgürlüklerine dayanan anayasa mahkemesi görevini yapar.
kısaca özetlemek gerekirse halk-devlet ilişkisinde halkın yanında yer alacak mahkemelerdir. devlet kurumlarına muhalif davranış göstermesi işinin doğasıdır. yani devlet kurumları ile yargı uyum içinde çalışıyor ama halkın temsilcileri ile uyumsuz ise o memlekette demokrasi veya insan haklarından fazla söz edilemez. anayasa mahkemesi; insanları öncelikle bürokratik güçlerden, gerekirse halka karşı eylemlere girişen siyasilerden korur.

bazılarımız yargı ile yürütmenin çatışma içinde olduğunu ifade ediyor. haklılar, yargı her şeyin üstündedir. maalesef bir yorum farkı var. halkı, devlet güçlerinden korumak ve sivilleşmek için yürütme tarafından yapılan uygulamaları iptal etmesi bir anayasa mahkemesinin özelliğini gösterir. yapması gereken; sivilleşmeyi her türlü desteklemektir. siyasiler sivilleşmeyi istediği halde onlarla ters düşen yargı her şeyin altında kalır. bazılarının dediği gibi "anayasa böyle efendim, kanunları uyguluyor" demek anayasa mahkemelerinin özelliği değildir.

türkiye'nin anayasa ve anayasa mahkemesinin özelliği; vatandaşları devletten korumak, temel hak ve hürriyetlerini kollamak görevi içermez. bu özelliği ile tüm demokratik ülkelerden farklı bir özelliktedir. anayasanın değiştirilecek maddelerinden öte, değiştirilmesi gereken bir felsefi anlayıştır. anayasamız bir çok temel hak, hürriyetleri içerebilir, yeterli olabilir ama içindeki felsefi anlayış değişmedikçe anayasada ne yazdığının hiç önemi yok. bizim anayasamız ve anayasa mahkememiz devlet kurumlarını, vatandaşlar ve onun temsilcisi siyasilerden korumak için var olan bir bürokratik dikta uzantısıdır. bu görevini rahatça yapabilmek için kanunları dilediği gibi yorumlar veya mot a mot uygular. aihm veya amerika yüksek mahkemesi gibi yapılar özet bir anayasa-kurallardan aldıkları güçle hep vatandaşın yanında yer alan bir felsefeye sahiptir ve yazılı olmayan yorumlarla işlerini yürütürler. bizde anayasa mahkemesi üyelerinin seçimini bürokratik dikta yapar ve yanlış seçim yapsa bile seçilenlere mot a mot anayasayı yerine getirme zorunlulukları varmış gibi davranır. bu anayasamızdaki devletçi anlayış ve bu anayasa mahkemesi oldukça türkiye demokratik hak ve hürriyetlerin yaşandığı bir ülke olmayacak ve avrupa birliği ülkeleri gibi modern bir ülke olmak hayal olacaktır. kabul edelim; bizim ülkemiz nikaragua veya kuzey kore cumhuriyeti gibi 3. dünya ülkesidir ve bu anayasa mahkemesi veya anayasa oldukça öyle kalacaktır..

edit: bundan 10 sene sonra chpliler çıkıp anayasa mahkemesi hakimlerine itiraz etmezlerse neyim. tabi chp kalırsa veya o güne kadar itiraz etmezlerse...
anayasa değişikliklerinin yapılması halinde cumhurbaşkanının, hem de mevcut cumhurbaşkanının yap-bozu haline gelecek yargı kurumudur.
bu günlercde işçi emeklilerinin gözünün kulağının olacağı yer. memur emeklisiyle maaşlerı eşitlenebilir.
parlamentonun yaptığı yasaların anayasaya uygun olup olmadığını denetler. anayasalar yasalardan üstündür ve yasalar anayasaya uygun olmak zorundadır.
anayasa mahkemesinin yapısını değiştirecek Teklifin 17. maddesine göre yeni şekli şöyle olacak olan yüksek mahkemedir.
--spoiler--
17 asıl üyeden oluşacak. 3 üyesini Meclis seçecek. Cumhurbaşkanı, 3 üyeyi Yargıtay, 2 üyeyi Danıştay, 1 üyeyi Askeri Yargıtay, bir üyeyi Askeri Yüksek idare Mahkemesi'nce gösterilecek 3'er aday içinden; en az ikisi hukukçu olmak üzere 3 üyeyi ise YÖK'ün göstereceği adaylar içinden belirleyecek. Cumhurbaşkanı, 4 üyeyi de serbest avukatlar, 1. sınıf hakim ve savcılar ile en az 5 yıl raportörlük yapmış Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçecek.
--spoiler--
kısacası "Cumhurbaşkanlğı yüksek mahkemesi" haline gelmiştir.
Anayasa nın 17. maddesinin değiştirilmesiyle, siyasetin eksenine giren, güçler ayrılığı ilkesinden ayrılarak totaliter güçler birliği, hegemonik monarşi sistemine dönen sistemin yeni üyesi.
anayasayı çiğneme mahkemesi... hukuku politikacılar yazar. hukukçular ise politikacıların yazdığı kanunları uygular. bunlar ise bir yerlerinden doğan engin yorum yetenekleriyle olmadık kararlar çıkarmaya bayılıyorlar.

örnek isteyenler parti kapatma davalarına baksınlar. aihm kararlarına uymamak için kırk değişik şekilde anayasayı çiğnediler.

bariz bir örnek vereyim: anayasa mahekmemesi madde 90'a göre uluslararası antlaşmalara uymak zorundadır. uluslararası antlaşmalarda yer alan hükümler anayasanın üzerindedir ve iç hukukla çelişen antlaşmalar olduğunda anayasa mahkemesi iç hukukta ki hükmü anayasaya uymadığı için iptal eder. fakat parti kapatmalar hakkında olan kanunla çelişen uluslararası antlaşmalarımız ve aihm kararlarını uygulamayan bir anayasa mahkememiz olmuştur. iptal etmesi gereken parti kapatmalar ile ilgili kanunu "partiler kanunu uluslararası antlaşmalardan muaftır" gibi saçma bir görüşle uygulamaya devam etmiştir. buna karşı tekrar kanun çıkartılarak tüm kanunları kapsar diyerek yeniden hatırlatılmıştır ama bizimkiler yan çizip durmaya devam etmekteler.

Gerçek bir hukuk devleti onayladıkları antlaşmaları gerçekten uygular ve iç hukukuyla uyumludur ya da uyumlu hale getirir. pariler kanunu ile uluslararası antlaşmalar birbiri ile çelişiyor ama anayasa mahkemesi bir türlü bu kanunu iptal etmiyor.

anayasa mahkemesinin umurunda değil. hukuk devletini yıkıyor diye anayasanın değiştirilemez 2. maddesine göre anayasa değişikliklerini iptal ediyor fakat kendisinin hukuk devletini yıkması nedense umurunda değil. işin garibi partiler kanununu yeterli sertlikte görmeyip kendileri zamanında sertleştirmişlerdi.

anayasanın 90. maddesinin son fıkrası:
"Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7.5.2004-5170/7 md.)Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır."

anayasa mahkemesi değiştirilemez maddeleri kaynak göstererek türban düzenlemesi ile ilgili kanunu iptal ediyor. hem de kanunun içeriğine girme yetkisi olmadığı halde. uluslararası antlaşmalara uyma zorunluluğu olan anayasa mahkemesi bir temel hak ve özgürlüğü nasıl iptal edebiliyor. aihm; türban kararını meclise bırakmış ve bu bir iç düzenlemedir demiş. ama bizim anayasa mahkemesi bunu anayasal sorun olarak görüyor.

bir an önce anayasa mahkemesi fesh edilmelidir veya bu milletle uyumlu insanlar göreve getirlimelidir ki insanlar kanuna uysun. hukukun temel prensibi halkın uymaya razı olacağı ve uluslararası normlara uygun kanunlar çıkartıp uygulamaktır. kanunları çıkartma yetkisi mecliste, uygulama yetkisi hukukçularda. anayasa mahkemesi ise bir anayasa maddesi başka bir anayasa maddesi ile çelişiyor diye zorlama yorumlar ve görevi olmayan şekilde iş yapıyor. anayasanın iki hükmü çeliştiği zaman biri iptal olunur diye nerde yazıyor? ki çeliştiği de ordaki kişilerin politik yorumu... değişiklik yapılıyorsa önceki değiştirilir en son kanun geçerli olur. öncekiler geçerliliğini yitirir.

neyse sabredelim bakalım. gelecek seçim sonrası tümden bir değişiklik yapılırsa o zaman ne yapacaklar. 3-5 sene daha sabredelim..

arasıra anayasanın 6. maddesini okusalar iyi olacak. veya bu maddeyi de iptal edip hukuk diktasını resmen ilan etsinler.

MADDE 6.; Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.

Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.

Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.
siyasal islam'ın yükselişinde lokomotif görevi üstlenmiştir. son zamanlarda kendileri de bunun farkında olmalı ki kafası karışık kararlar vermektedir.
darbe anayasasında ısrarcı olan mahkeme. saltanatı sona ereceği için sivil anayasaya geçişi engellemek için her yolu denemektedir.
verdiği kararlar anayasaya uygun olduğu için chp'li olduğu yaftası yapıştırılan mahkemedir. chp anayasaya aykırı olan bir şeyler olduğunda hakkını kullanarak bu mahkemeye başvurur. haklı olduğu için de genelde lehine çıkar kararlar.

akp anayasayı bilmiyorsa ya da bilerek ihlal ediyorsa bizim suçumuz mu?
kaos mahkemesi.
(bkz: kaos)

ama kaoslar yeri gelir güzel sonuçlara neden olur. kaosu oluşturan yapılar yok edilir. açıktan açığa hukuksuzluk yaparak kaos yaratmasalar hukukun değerini nerden bilecektik...
referandumu beklemeden iptal kararı açıklayarak dünya literatürüne girmiş mahkeme. böylelikle dünya üzerinde ilk defa bir anayasa mahkemesi, sorumlu olduğu anayasayı çiğnemiş oldu. bu çelişkiyle artık iyice zıvanadan çıktığını ve halka hiç bir şekilde güven duymadığını ispatlamıştır. iyi de neden böyle şeyler sadece benim ülkemde oluyor?
--spoiler--
darbe anayasasında ısrarcı olan mahkeme. saltanatı sona ereceği için sivil anayasaya geçişi engellemek için her yolu denemektedir.
--spoiler--
darbe anayasasında ısrarcılığı geçip darbe anayasasının yetersiz olduğunda karar kılmış mahkeme. darbe anayasasının bile vermediği yetkileri kendi kendine o anayasadan bulup çıkarmakta. yani bu mahkeme cunta anayasasından daha cuntacı...

cunta anayasası anayasa mahkemesinin görevleri arasında olan anayasa değişiklikleri ile ilgili olarak diyor ki:
--spoiler--
madde 148: * *
"Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler." *
Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır.
--spoiler--
anayasa böyle diyor. anayasa mahkemesi ise anayasayı çiğneyerek şöyle anlıyor;
"Anayasa değişikliklerinde ise, teklif(**) şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır. ve anayasanın ilk üç maddesine uygun kanunlar çıkartılmak zorundadır."

bu mahkemenin anayasa maddelerini değiştirme hakkı bulunmuyor. karar almak için anayasa madelerine uymak zorunda. kendisinin görev alanını belirleyen bir maddeyi değiştirip kafasına göre uygulayamaz. hukuk yazılı kanunlarla sınırlanmış halde hareket eder. ülkenin en yüksek mahkemesi anayasayı çiğnerse normal vatandaşların uyması nasıl beklenir? kaos hukukun yok edilmesi ile ortaya çıkar.

kanundan çıkartılan şudur:
anayasa değişikliklerinin şekil bakımından denetlenmesi;
1- teklif ve oylama çoğunluğu, yani teklif çoğunluğu ve oylama çoğunluğuna bakar.
2- ivedilikle görüşülemeyeceği şartına bakar.

şurdan iki cahil adam bul. anayasa mahkemesinin anayasa değişikliği hakkında yetkileri bunlardır diye anlat. hiç kimse anayasa mahkemesinin anayasa değişikliklerinin teklif edilip edilemeyeceğini denetleyebileceğini söyleyemez. koskoca mahkeme hukuku böyle çiğniyor. ama basit insanların bile kolayca anlayabileceği şeyleri anlayamayan cunta anayasasının bile vermediği yetkileri olduğu iddiasındaki anayasa mahkemesi bunu görmezden geliyor. hala sırf siyasi görüşü nedeniyle anayasanın anayasa mahkemesi tarafından çiğnendiğini görmezden gelenleri ise allah'a havale ediyorum. allah size akıl fikir, insaf versin...

aslında sorun bu değil. artık herkes anayasa mahkemesinin anayasayı çiğnediği konusunda içten içe hemfikir. ancak "anayasayı ihtiyaç halinde çiğneyebilir" diyenler olması hele bunların kendini modern aydın veya hukuku iyi bilenler olarak tanımlaması üzücü... cahiller kadar kafaları basmıyor... her zaman söylerim okumuş cahiller daha tehlikelidir. baksana dediğime diyecek lafı olmayan bir fanatik gelmiş eksi veriyor. sen ne kadar eksi verirsen ver dünya ben dönmüyor desem de dönecek...
akşama doğru 3. ak parti iktidarını ilan edecek yarı siyasi organ.
hukuk, siyasetin ırzına bu kadar geçince işler doğal mecrasından da çıkıyor. bu karar sayesinde, önümüzdeki genel seçimde, ak parti yine yüzde 40 üzeri bir oy alacak ve yeni dönemde "geçmişteki uygulamalarımız doğruymuş ki, hala bu kadar oy alabiliyoruz." mantığı ile hareket edecektir. kısaca mahkeme, akp'nin karşısına gerçek bir muhalefet partisi çıkmasını engellemektedir. siyaset doğal haline bırakılsa uzun vadede ilk üç partinin; muhafazakar (akp, sp), sosyalist (ufuk uras), liberal (taraf gazetesi çizgisinde) partiler olması gerek. bütün gelişmiş demokrasilerde siyasi tablo böyledir. bizde ise bir muhafazakar demokrat, üç benzemez ırkçı parti meclisi işgal etmekte.
daha öncede bu başlıktaki entrymde belirtmiştim. (bkz: #3772602) neden anayasa mahkemesi başkanı çıkıp açıklama yapar? devletin en önemli kurumlarından birinden bahsediyoruz. böyle ciddi bir kurumun başkan ve üyelerinin dışında bir sözcüsü olur çıkar açıklar. başkan ne alaka? şovmen misin nesin anlamadım ki? bu milletteki göz önünde olma merakı nedir böyle allahım.
az sonra milletin kaderini tayin edebilecek bir açıklama başkanı tarafından yapılacaktır. bekliyoruz.
minnettarım.
yanlış anlaşılmasın ne haşim kılıç'a ne de aldıklara karar.
anayasa mahkemesinin binasına minnettarım.
okul * yolunda bulunan anayasa mahkemesi sayesinde beton asfalt ve çevre düzünlemesine kavuşup, jandarma bölgesi olmaktan çıkıp, kırmızı ışıklarda durulan adam gibi bir yer oldu incek.
daha ne olsun?
(bkz: göz göre göre hukukun ırzına geçmek/#8607197)
anayasal davranmayan mahkemedir. anayasaya tecavüzü alışkanlık haline getirmiştir.
hukukun katli vaciptir ilkesiyle hareket eden kurumdur.
bugün verdikleri karar en çok akp'ye yaramıştır. akp'ye bir taşla iki kuş vurdutmuştur. hem iptal edilmesinden korktukları maddeler duruyor hemde halka bakın iptal ettiler diyerek mazlum edebiyatı yapma fırsatı sağladılar. iptal edilen fıkraların pekte önemli olmadığının farkında bu işi az çok yakından takip edenler ama olaya sadece anayasa mahkemesi maddeleri iptal etti penceresinden bakacak insanlar da var. bu insanları etkilemek için bu yolun izleneceğini hem akp grup başkanvekili suat kılıç'ın kararın ardından söylediklerinden hemde sözlükteki akp'Lilerin yazdıklarından anlayabiliriz.
(bkz: anayasa mahkemesinin halkın iradesine müdahalesi/#8607402)