bugün

ne türden bir ödül olduğunun önemi olmadan konuşma yapılır, pek çok yaklaşım vardır ama en ilgimi çeken "amerikan" tarzı olanı...

Amerikalılar ota boka konuşma yapmayı çok severler, Oscar törenlerinden de hatırlayacağınız gibi lafı da analarına babalarına getirmeden edemezler.

Çünkü Batı toplumlarının omurgası "bireydir".

Fakat Amerikalılar hiçbir konuda ölçü bilmedikleri için burada da işin suyunu çıkarırlar, bu tür konuşmalarını neredeyse "insan soyunu başlatarak bugün burada olmamızı sağlayan sevgili Adem babamızla Havva anamıza teşekkürü borç bilirim" ayağına düşürürler!

Kimse de onlara "kısa kes de Aydın havası olsun" demez. Herkes dinler, kibar kibar da alkışlar. Çünkü orada her bireyin, ne kadar çarçur ve salakça da olursa olsun kendi görüşlerini, düşünce ve duygularını özgürce ve kesintisiz dile getirme hakkı vardır.

Şu soruyu sormak da kimsenin aklına gelmez: Ulan, senin "en iyi montajcı" dalında aldığın Oscar ödülünde, sana her zaman ilgi ve şefkatle yaklaşmış olan teyzenin kızının ne katkısı olabilir yani?

Madem Amerikan tarzı ödül konuşmasında "teamül" böyle, izin verirseniz ben de, "sebeb-i hayatım" sıfatıyla var olmama ve bugün okuduğunuz entryi yazabilmeme yol açan rahmetli babam ismail aberystwyth'in bavulunu değilse bile rakı şişesini saygıyla anıyor, ayrıca uludağ sözlük yönetiminin bana entry girme ortamı sağlayan zall bey'e, ilave olarak elime daha kolay gelen bir alfabe kullanmama olanak veren büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk'e ve istanbul'u ele geçirmekle gerek benim gerekse diğer istanbullu sözlük yazarlarıyla bu güzel şehirde yaşamamızı sağlayan değerli padişahımız Fatih Sultan Mehmet'e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum...
filmde emeği olan ışıkçıdan senaristlere makyaj yapan insanlardan tüm eş ve dostlarına kadar teşekkürlerin havada uçuştuğu konuşmalardır. tamam vefa güzel bir şey ancak 2 saat sürecek tören 5 saate çıkıyor ve o kadar ismi nasıl aklınızda tutuyorsunuz lan siz ? kağıda yazanlar falan neyse ama ezberden söyleyenler var bir de..