bugün

27 mayıs 1960 darbesi sonrası dış dünyadan sıcak para anlamında destek göremeyen milli birlik komitesi, halktan alyanslarını toplayıp yerlerine bakırdan yapılma devrim yüzükleri dağıtmıştır. fakat daha sonra aynı tarihlerde ankara yücetepe'de bir askeri lojman inşaatı başlamış ve bu lojmanlar "alyans evler" olarak anılmıştır.
aynı alyanslarla gayrettepe'deki subay evleri de yapılmıştır. milletimin bağışlarının ne şekilde harcandığının kanıtı olan evlerdir.

ev hanımlarından devlet hazinesine ve ekonomiye yardım kisvesi altında toplanan alyansların ne ölçüde amacına uygun kullanıldığı tartışma götürür. pardon, götürmez. zira bazı konular tartışmaya o kadar da açık değildir... (bkz: genc fofeynkler rahatsız)
ayrıca engin ardıç'ın akşam gazetesindeyken "han-ı iştiha" başlıklı yazısının sonunda sorduğu sorunun cevabıdır bu evler.

"devlete gelir ha? peki, 1960 ihtilalinden sonra hazineye katkı amacıyla toplanan “alyansları” hangi kategoriye sokacaksınız? sakın bu da bir çeşit adı konulmamış “milli birlik komitesi yağması” olmasın?
zorla almadılar tabii, fakat öyle bir hava yaratılmıştı ki vermeyene “menderes yardakçısı” ve hatta “vatan haini” gözüyle bakılıyordu.
devlete hizmet için altın yüzüğünü gönüllü veren anam da babam da yıllarca parasızlıktan yerine koyamadılar da parmaklarında teneke yüzükle dolaştılar"

tabi milletin zor parasıyla (alyansıyla) yapılan bu evleri, bu isimle anmak da cesaret işiydi...

1962'de adalet partisi milletvekili nuri beşer, yaptığı bir konuşmada bu evlerden "alyans evleri" diye bahsedince ortalık karıştı. harp okulu komutanı talat aydemir, "bu mesele, ordunun haysiyeti meselesi... ben o adamı bulup ulus'ta sümerbank'ın önünde bir cemsenin arkasına bağlayarak ankara sokaklarında süründüreceğim" diyebildi. ne yazık ki beşer'e kendi partisi bile sahip çıkmadı. çünkü daha 1960 zorbalığının üzerinden çok geçmemişti; korkuyorlardı haliyle... sonra bir çırpıda beşer'in milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırıldı, tsk'ya hakaret gerekçesi ile yargılandı ve hapis ve sürgün cezası aldı.