bugün

tunay bozyiğit'in seyduna türküleri albümündeki eşsiz parça. sözleri:

al götür
en açık yüreğim yüzün senin
en açık yürekliliğim gözlerin senin
senin adınla başlar güne benim de gözlerim
ilk harfidir bakışlarımın dilinde elalım
arkası kopkoyu yalnızlık günümün
imkansız aşk düğümlüsü dolaşığım
tay bacaklım, ay parçam,
atın soylu güzelliğine katarak sevdiğimsin
sağrılarına hasretim
suların yer altına çekildiği,
kuşların göçten dönmediği
ve giderken dağların yaralarını kanatlarıyla
tarayıp sardıkları bir ülkem,
bir çocukluk hasretimin adı, başlangıcısın.

gel, al beni
her ilişkide bir parçası kalan ömrümü toparla
sonra da al götür
atlara üryan bilinen o topraklara,
kekliğe pusu kurulmayan kendi sesinden,
rüzgarlara rengini veren kızıl güllere.
çık, sular gibi çıplak dağlara,
nevrozlara, suların azizliğine,
sohbetin demine,
bir masal boyu köyümü al götür
ölümün ağıtlardaki güzelliğine
orada, o dağ köylerinde
gece yarıları pencereye ince bir türküyle eşkiyalar
suya ekmeğe inerler
ağızlarına inercesine sanki öyle rahat
bıyıkları gibi sarkarlar evlerin içlerine
çocuklar korkmasın ya da öykünmesin diye
pusatsız, tekin
gövdelerinde taş diplerinin soluklanması
dipdiri yürekleriyle tehdit gibi dolaşsalar da dağlarda
asıl tehditin yalnızlık olduğunu
insani olmadığını en iyi bilen eşkiyalar
daha karanlıkları kuşatılmamış
o yerlere al götür
al götür, unuttum konuşmayı kent ikliminde
susmalar usul usul büyüdü dilimde

benden yeniden bir dil yarat
senle başlayan elharım
kanatacaksan sen kanat
atları seviyorsun ya
atsız kentlere inat
sen kanat
bu kentte çürüdüm, içim rahat
yeter ki sen kanat.

al köpüklenen sağrında sağalt
kanatacak kadar
sonra kanatlarından korkmayan
kırlangıçların indiği sulara götür
yıka beni kuşlarla
akıtayım kentli gençliğimi eynimden
yollara kurdum gözlerimi
seni getirecek ayaklarına
göğsünü verecek yollara, ricada bulundum
benden önce öpmesin o canımın içlerini
çakıllarla taşlarla incitmesin
parmak uçlarından başlayacağım eğilip öpmeye
istanbul'u ayaklarının altına turap edip sereceğim
dalgın ve yorgun yüreğim gibi çileli ayaklarından

al götür beni elhâr
sesimin soluğumun kaynağı
türkülerimin yağmalanmadığı o iklime al götür
al götür