bugün

lise yıllarında sıkça okul kırıp gidilen rock ve heavy metal kaset, hatun, alkol, geyik, giyim gibi ihtiyaçların karşılandığı pasajdır. günümüzde eski akmar pasajı anılarda ve muhabetlerde yer buldukça kültleşmektedir.
karşısındaki pilavcı sürekli el değiştiren pasaj. ayrıca yol tariflerinin vazgeçilmezidir.
metalcilerin arşivlerine çok şey katabilecekleri pasaj.
ayrıca alt kattaki apache aydın çetiner tüm istanbullu türk gençlerin babasıdır. (bkz: kanıtlarım var)
90 ların sonuna yetişmiş ve Akmar pasajını akmar pasajı iken görmüşlerin kendini şanslı saydığı pasaj. Şimdi hep kitapçı, incikçi boncukçu doldu. zihni müzikler, atlantisler tişört satar oldu.

1998 den 2004 e kadar ön kapıda cd-kaset satan iki abimiz vardı. yaşlı olanın ismi selahattin di, diğerinin ismini ise şuan hatırlamıyorum. Bir hafta önceden sipariş verirdik evinde cd olan cd, kaset çalar olan kaset alırdı. Kasetler raks 90 lıklara veya 60 lıklara çekilirdi. dakikasına göre. hala istanbul'daki evde koca yatağın altı hazine doludur.

judas priest, metal church, w.a.s.p, Black Sabbath, Iced Earth nightwish hepsini kasetlerden dinledik, Akmar pasajının o havasını azda olsa yaşadık.
şu sıralar çoğunlukla sahafçıların elinde bulunan, yetişemediğim zamanlarda ise rock/heavy metal cenneti olan pasaj, hala bu tarz dükkanlar bulmak mümkün.
Akmar demek kadıköy demek.
istanbulda oturan herhangi biri tarafından bilinen kadıköydeki pasaj.

- neredesin ?
+ akmarın oradayım sen ?
- ben de, göremiyorum
+ alt kapıdayım salak.
Underground pasajdı vesselam.
zamanında harbiden underground olan, fakat şimdilerde sadece adı çıkmış, adam kazıklamaya yer arayan kitapçıların bulunduğu pasaj.

ha hakkını yemeyeyim, bir dükkan var alt katında sonlarına doğru, böyle zippo'ydu, bandanaydı falan şeylerin satıldığı yerin yanındaki kitapçının fiyatları hakikaten iyi. normalde 30 küsur olan kinyas ile kayra kitabını 12 ye aldıydım zamanında.
Cem kitabevinden uygun fiyata test bulabileceğiniz yer.
türk metalcisi için 99 daki olaylardan dolayı bir nevi kutsal gibi olmuş bir pasaj. ne zaman istanbula gitsem uğrarım. ayrıca metalcinin dostu hammer müzik ve sahibi enis abi de buradadır.
Ara ara polisin baskın yaptığı yerdir.
eskiden satanizm şevkiyle giderdik, sonradan öss pasajı olmuştu. son halini bilmiyorum. güzel anıların yeriydi. hammer müzik'e az harçlık dökmedik.
Yazıcıoğlu işhanından farkı olmayan pasaj.
90 sonlarında istanbul'un en güzel sahaflarını barındıran, tr'de başka hiç bir yerde bulamayacağınız cd,kaset,plakları bulabileceğiniz güzel mekandı. Evet, villa internet cafede uyuşturucu kullanan gençlerin çok takıldığı doğrudur,fakat satanizm filan külliyen yalandır. Sahaflar gitti, yerine okul kitapçıları geldi. Neyse ki ritmo çerçeve, takıntı ve hammer müzik gibi eskiden kalan bir kaç dükkan hala duruyor.
Eskiden bir de akmarcılar, atlasçılar diye bir hadise vardı. Birbirlerine uyuz olurlardı.
üniyi istanbul da okuyup hiç uğramadığım pasaj.
Ortaokul ve lise dönemimin neredeyse tamamını geçirdiğim, zamanının bütün metal ve Rock müzik tutkunlarının buluşma noktası sayılan, zamanının en iyi zaman geçirme noktası. Bu pasajın içinde villa cafe vardı o zamanlar, devamlı gelen mekan gedıklılerının verdiği kasetleri çalar, içerdeki müşterilere müzik festivali yasatırdı. Tam karşısında bulunan uzun saçlı, uzun sakallı kaset satan amca, zamanla teknolojiye ayak uydurup cd satmayada başlamıştı. Herşey çok güzel dönen muhabbetlerın alayı müzik üzerine iken, çıkan satanist olayları sonucu bu güzelim pasaja giden içinden geçen herkez satanist ilan edilmişti. işte o zaman bazı şeyler değişmiş, artık akmar pasajı eski büyüsünü kaybetmişti.
olur da bir gün kapanırsa eskinin metalcilerinin içini cız ettirecek mekandır. kentin hafızası olan mekanlar vardır ya akmar da onlardan biri.
internette yarı fiyatına o kitapları bulabilirsiniz.
1989-1993 yılları arasında takıldığım, her fırsatta gidip zaman geçirdiğim, dönemin heavy metal cenneti.
ilk plağımı aldığım ergenken cepte parasız olarak turladigim şimdilerde ise yolum düşmese bile ayaklarının beni götürdüğü kutsal mabedim diyebileceğim mekan dilerim kentsel dönüşüm olayına maruz kalmaz.
10 liraya istediğim hemen her kitabı buluyorum.

ilber hoca'nın kitapları dışarıda 22 lirayken, burada 10 lira.

Jül sezar'ın hayatını anlatan bir kitap aldım 10 lira.
Her satici diğer saticiyi korsan satmakla sucluyor. Aslinda hepsi korsan satiyor.
buranın alt katındaki ikinci el kitapçılar beni çok çekiyor. nasıl bir kadın avmlerde saatlerce vakit geçirip sıkılmıyor, deneme kabinlerinden kasalara koşuşturuyorsa, beni de burdaki kitapçılar ve özellikle o kağıt kokusu cezbediyor. eski kitapların eski hikayelerin yaşanmışlıkların arasında kayboluyor insan, sanki bir antika dükkanı gibi.
güncel Önemli Başlıklar