bugün

(#3087388)

bugün yine tribünleri coşturmuş kendine tekrardan hayran bıraktırmış yazardır.
ustad yine vermis ayarin kralini. mevzu ankara amblemi ve yargi.

http://ahmetturanalkan.ne...mu-yararina-uygun-amblem/

--spoiler--
isin gucun olmayacak; ne kadar resmi amblem varsa "kamu yararina uygunlugu" hakkinda usenmeyip birer dâvâ acacaksin; gorecekler gunlerini...
--spoiler--
önüne gelene ünvan verildiğinin kanıtı.

güzel ve ağdalı cümleler kurabilmek doğru düşünebilmek değildir. doğru düşünce nasıl ifade edilirse edilsin her zman üstün olmalıdır ki okuduğum yazılarında doğru düşünceler azınlıkta. cümlenin başında doğru bir önerme varken ağdalı cümle eninde sonunda bir tarafa çekilip istenilen düşünce vurgulanıyor. o yüzden ünvanını nasıl aldığını merak etmekteyim.
vaudeville for vendetta tadında yazılar yazan kişi. ya da vaudeville onun gibi yazıyor neyse işte.
bozuk sistemi kendine has uslubuyla betimleyen yazar. turk matbuatina adini altin harflerle yazdirmistir kanimca. sikici olan siyaseti kendisinin dilinden okumak aci bir tebessum birakiyor insanda.
ailecek severek gulerek takip ettigimiz degerli insan.

nevi sahsına munhasır uslubu dillere destandır.
Türkiye'de eleştirel yazıları okunmaya değer ve yapıcı eleştirel yazılar kalme alan, alabilen ender bulunan yazarlarımızdandır.

Eleştirmek istediğiniz bir hususu arzedin kendisine, size konuyla ilgili eleştirel bir tez bile hazırlayabilir. Eleştirel yazıları çok ustaca ve güçlüdür; bu yazılarını bir de ironiyle harmanlar ki, o zaman tadından yenilemeyen makaleleri çıkar ortaya.

denemesi bedava efndim, buyurun siz de tadın.
nihat genç'in dahi saygı duyduğu dolayısıyla gerisini var siz düşünün diyebileceğim bunu onun için söylemek belki haddimize değil ama severek takip ettiğimiz büyük bir yazar abimizdir kendileri.
zamanın yorum sayfasındaki köşesinde konuları kendine has üslubuyla(genelde tiye alarak)tam bir köşe yazısı kıvamında makaleler sunarken buluruz kendilerini.
bununla da kalmaz ahmet turan alkan zamanın pazar ekindeki köşesinde ise yine kendine has üslubuyla pazar yazılarını okutur bize.
aksiyonda kalem işlerinde ise biraz daha ciddidir.
zaman gazetesinde gerçekten okunabilecek düzgün yazılar yazabilen, hakka tapan bir tek insanmış. ben bugün bunu gördüm.

"... emekli bir generalimiz (Osman Pamukoğlu) güzel bir tesbitte bulundu, dedi ki, "sorumluluk siyaset sınıfındadır, hesap versinler!" Bu yaklaşım siyaset kavramının sözlük karşılığı itibariyle evvela hükümeti bağlar (fakat Türkiye pratiğinde Ordu'yu da ilzâm eder) ve nitekim bugüne kadar bu gibi skandallar sebebiyle hiçbir Milli Savunma Bakanı'nın, içişleri Bakanı'nın, "sorumluyum, çekiliyorum" diye iskemlesini terkettiği görülmemiştir. Artık bir de bu yolu denemeliyiz; Batılı demokrasilerde tipik benzerleri hayli çoktur!"
uzun yıllar yaşadığı sivas'ı bırakıp istanbul'a yerleşen yazar. kalemi büyüleyicidir ama konuşması tam bir sivas ağzıdır. insan hayal kırıklığına uğramıyor değil!
sitesini takip eden okuyucuların sorularından hazırlanmış bir röportajı sitesine konmuş değerli kalem. cevapların görüntüleri de mevcut sitede. röportajın linki:
http://ahmetturanalkan.net/mulakatlar/okur-mulakati/
Kitap imzalamak için Konya'ya geldiğinde, tanıdığıma, gördüğüme pişman olduğum, ama yazılarına hâlâ bayıldığım, "anadoluculuğunun" lafta kaldığını o gün anladığım yazar kişi...
Kitap imzalarken karşısında, elindeki "bir Ahmet Turan Alkan kitabının ilk sayfasını" imza için açmış bekleyen bir genç hanım olmasına rağmen fosur fosur sigara içmeyi sürdüren,
Üniversiteden bir arkadaşının babası olduğunu söyleyen yaşlı adamı gene oturduğu yerden sigara içerek karşılayan, ayağa bile kalkmayan, oturacak bir yer, vefa ve hurmet belirtisi göstermeyen,
Kitabevi sahibi, kto yetkilileri, bazı yerel gazete mensupları etrafında toplanıp sohbet etmesi için ağzına bakarken bile, hâlâ sigara ve çaydan ayrılamayan,

türkçenin güzel kullanımı ile ilgili açılan bir sohbette, kitabevi sahibi beyefendinin "gerçekten okuyucu güzel türkçe kullanan sizin gibi yazarlara değer veriyor, bunu kitap satışlarından anlıyoruz efendim" derken, "işte ben de paraları götürüyorum" gibi "densizce" mukabele eden,

kalıbının adamı olmadığını ve yazılarında oskarlık rol yaptığını o gün anladığım mükemmel yazar.

Yani mükemmel yazar...
http://www.zaman.com.tr/y...title=nooldi-rengin-soldi

yazısıyla beni gülmekten kırdı... Derdim eleştirdiği kişi-kurum değil; eleştiri işini büyük ustalıkla yapması.

Aman ha! Ahmet hocaya eleştiri konusu olmamaya özen gösterin, rüsva eder adamı Maazallah!
16 Mart 2009 tarihli yazısında, Bilim ve Teknik dergisini, evrim konusunda taraf tutmakla suçlamıştır. Ancak kanımca bu son derece haksız bir suçlamadır. Çünkü bilimsel dergi olan Bilim ve Teknik'in evrim konusundaki yayınlara akıllı tasarım fikrinden çok çok daha fazla yer vermesi, sadece, biyoloji biliminde evrim fikrinin alternatif teoriler karşısında gördüğü ezici desteğin bir yansımasıdır.

Acaba Türkiye'de ve dünya'da biyologların, diyelim %95'i evrimi desteklerken, Bilim ve Teknik'in yayınlarında %50 evrim, %50 akıllı tasarım fikrini savunması bir tarafsızlık örneği mi olur du? Evrim belki Türkiye için fazla 'hassas', o nedenle soruyu şöyle soralım: Bilim adamlarının %90'ı küresel ısınmanın bir gerçek ve sorun olduğunu söyler ve bu yönde çeşitli kanıtlar ortaya koyarken, sırf bir kaç bilim adamı pPetrol şirketlerinden sağladıkları finansal destekle araştırma yapıp "küresel ısınma yoktur" diyor diye, Bilim ve Teknik dergisinden bu iki fikre eşit ilgi göstermesini bekleyebilir miyiz? Bence bilim dergileri, bilimsel alandaki görüş farklılıklarına, bu farklı görüşlerin bilim alanında gördükleri ilgi oranınca yer veriyorlar; ve çok da doğru yapıyorlar. Bilim ve Teknik'in yayınları bir sebep değil sonuç, bu sonucun değişmesini isteyenler için ise onlarca hakemli bilim dergileri, binlerce fon v.s. hazır beklemekte.
bugünkü yazısında seçim konusunu, ve yapılan propaganda çalışmalarını alaylı bir şekilde ele almış yazar. beğenerek

okuyoruz. ayrıca bugünkü yazısından bir parça vermek gerekirse;

-Mm, anlaşıldı, başka bir konuya geçeyim öyleyse. Seçim konularına pek dokunmuyorsunuz, neden?

-Heyecan verici bulmuyorum da ondan; büyük bir ses ve afiş kirliliğine mâruz kalıyoruz. Propaganda çalışmalarının büyük çoğunluğu zarafetten, estetikten mahrum basit, klişe şeyler; kelime oyunları... Mesela dün gazetenin birine etiket yapıştırmışlar, diyor ki, "Kadıköylülerin selami var" Breh breh! Selami adlı bir aday Kadıköy'den aday imiş, selamla, selami arasında kelime oyunu yapıyor. Doğrusu hiç de zekîce görünmedi bana. Meselâ Saadet Partisi'nin istanbul il binasındaki pankart: "istanbul'u ahlâkın başkenti yapacağız". Dinî, ahlâkî malzemenin siyasette tasarruf edilmesi sıkıntılı işlerdir, tasvib etmem. Birisi dürüstlüğe sarılıyor, öteki ahlâka. Hanedânımıza dâmât mı seçiyoruz birâder; taşıman gereken asgari vasıfları niçin başımıza kakıyorsunuz? Sonra nedir o, "büyük düşün" sloganı. internette fecî dalga geçiyor gençler böyle şeylerle... (burda sözlüklerden mi bahsediyor ne *)

ahmet turan alkan
23 mart 2009
kaynak:http://www.zaman.com.tr
eskiden çok severdim kendisini, gazetede ilk onun yazılarını okurdum ama sonradan farkettim dişe dokunur tek yazısı yok; öyle havadan sudan yazıyor , artık okumuyorum bile.
karşılıklı muhabbeti de tatlı, hoş sohbet yazar.. * *
6.şehir* in yazarı.
sizofren oldugunu dusundugum yazar. yazilarinda, cuk diye yerine oturan tespitleri sanki ruyasinda gordugu insanlara yaptiriyor. cok da guzel oluyor.
yazılarındaki mantıksal kurgu insanı kendisine hayran bıraktırıyor.
bir güzel insan.

ilk olarak "gemilerde talim var" isimli kitabıyla tanıdığım, daha sonra gazetelerden internetten geriye dönük ve güncel yazılarını takip ettiğim hayranlık uyandıran türkçeyi ustalıkla kullanan ekol insan.
her cumartesi gecesi (bkz: Shaber) kanalında çocuk edebiyatı yazarı ve gazeteci (bkz: Salih Zengin) ile birlikte (bkz: masaüstü) isimli bir muhabbet programı sunacak büyük insan. oldukça keyifli olacağını düşünmekteyim. ilk konukları da şafak sezer imiş. seyredile...
bu yazısıyla da beni mest etmiştir

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1020
o artık emekli ve istanbullu. kıvrak zekası ve düşünceleri konuşmalarından ziyade yazılarında temayüz eder. iyi hatip değildir ama konuşurken de ne kadar zeki, oturaklı, kültürlü ve dahi muzip olduğunu hissedersiniz. tek sorun yazıda harika bir üslup oluşturmasına rağmen bu başarıyı konuşmada gösterememesidir. yılların hocasıdır halbuki. istanbullu olmaklığından sonra artık onu ekranlarda daha fazla göreceğimiz açıktır. hocama Allah uzun ömür versin, o yazsın biz Türkçe öğrenelim. o yazsın biz düşünelim.
bugün enterasan bir yazı yazmış zaman gazetesi yazarı. normal de her yazısına bir miktarda olsa ironi koyar lafı ağır ağır geçirirdi. bugün direk girmiş konuya ve döşenmiş.

bu arada zaman gazetesi sana dar geliyor hocam.