bugün

+ burası agora meyhanesi.
- burası türkiye cumhuriyeti!
onur şenli şiiri olup, şarkıya dönüşünce ünü daha da artmıştır. (bkz: Oktay dikmen)
sergen Yalçın, galatasaray'da oynadığı zamanlar tekrar fenerbahçe'ye transferi gündeme gelmişti. sene o zaman 2000 senesi büyük ihtimal. tabi galatasaray'ın uefa kupası kazandığı, ligdeki kupalara ambargo koyduğu başarılı dönemi. sergen'in babasına fikrini soruyorlar. babası da şu ilginç benzetmeyi yapıyor :

<< fenerbahçe agora meyhanesi gibi takım. kim gitse başı dönüyor. sergen, bu saatten sonra oraya giderse yakasına yapışırım. >>
Agora Yunanca çarşı demek. Şehirlerin mrrkezleridir. Agorafobi buradan gelir.
Şarkıda bahsedilen yer istanbul'da olsa da Çanakkale'de de bir adet bulunan meyhanedir.
sergen yalçın galatasaray'da oynadığı sırada fenerbahçe'ye transferi gündeme gelmişti.o sıralar galatasaray'ın uefa kupasını kazanmış ve kupalara ambargo koyduğu zamanlar.sergen'in babasına bu konu hakkında fikrini soruyorlar,babası diyor ki:fenerbahçe agora meyhanesi gibi takım,kim gitse başı dönüyor,bu saatten sonra sergen fenerbahçe'ye giderse yakasına yapışırım... hayatımda duyduğum en acayip benzetmeydi.
görsel

1890’ da bir Rum olan kaptan Asteri , Balat çarşısında bir Meyhane açar.
Meyhanesine de Rumca meydan anlamına gelen Agora adını koyar. Meyhane masa yerine kullanılan dev fıçıları ve ucuz şaraplarıyla kısa zamanda ün yapar.
Ama meyhanenin ününü artıran olay ilgisiz bir biçimde izmir kaynaklıdır. Aradan zamanlar geçer…

Tarih 1959’ dur. Onur Şenli adında bir tıp fakültesi öğrencisi Komşu kızına aşık olur ama aşkına karşılık bulamaz.
Aşk acısı ona soluğu birçok zaman, izmir’ in Agora semtinde aldırmaya başlar. Çünkü Agora salaş meyhanelerin mekanıdır.
Bir gün bu salaş meyhanelerden birinde içtikten sonra eve gelir Ve bir mektup yazmaya başlar aşkına.

Mektup şöyle başlar:

“Sana bu satırları bir sonbahar gecesinin felç olmuş köşesinden yazıyorum.”
Onur Şenli.

Mektubun ileriki bölümlerinde fakına varır ki aslında bir mektup değil bir şiir yazmaktadır.

Şiirine de şu adı koyar:

Gece, Şarap ve Aşk

Onur, şiiri yayımlatmak için fakültenin dergisine gönderir
Şiiri kabul edilir.
Şiir dergide tam basılmak üzereyken,
Ege Expresi gazetesinin kültür-sanat editörü tarafından görülür. Editör şiiri yayınlar ama adını değiştirerek.
Şiirin adı olur Agora Meyhanesi.
Şiir o kadar sevilir ki, dillere pelesenk olur.
Hatıra defterlerinde yer alır,
Sevgililerin kulaklarına fısıldanır.
Şarkısı yapılır,
Şarkıyı neredeyse ünlü olup da söylemeyen sanatçı kalmaz. Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Gönül Yazar, Behiye Aksoy sadece bunlardan birkaçıdır.

Şarkıyı dinleyenler izmir’ deki
Agora’dan habersiz Balat’ taki Agora Meyhanesi’ne akın ederler. Çünkü şarkıdaki Agora Meyhanesinin burası olduğunu düşünmektedirler.
Haliyle geceleri burası hınca hınç dolmaya başlar. Öyle popüler bir mekan olur ki tam 286 Türk Filmi’nin Meyhane bölümleri burada çekilir.
Yani ucuz şarapların satıldığı meyhane Türkan Şoray’ ları, Fikret Hakan’ ları, Ayhan Işık’ ları, Cüneyt Arkın’ ları ağırlamaya başlar.
2000’li yıllardan sonrada kaderine terkedilir, Çöplük olarak kullanılmaya başlar.

AGORA MEYHANESi

Sana bu satırları
Bir sonbahar gecesinin
Felç olmuş köşesinden yazıyorum
Beşyüz mumluk ampullerin karanlığında
Saatlerdir boşalan kadehlere
şarkılarını dolduruyorum
Tabağımdaki her zeytin tanesine
Simsiyah bakışlarını koyuyorum
Ve kaldırıp kadehimi
Bu rezilcesine yaşamaların şerefine içiyorum.
Burası agora meyhanesi
Burada yaşar aşkların en madarası
Ve en şahanesi
Burada saçların her teline bir galon içilir
Gözlerin her rengine bir şarkı seçilir
Sen bu sekiz köşeli meyhaneyi bilmezsin
Bu sekiz köşeli meyhane seni bilir
Burası agora meyhanesi
Burası arzularını yitirmiş insanların dünyası?
Şimdi içimde sokak fenerlerinin yalnızlığı
Boşalan ellerimde kahreden bir hafiflik
Bu akşam umutlarımı meze yapıp içiyorsam
Elimde değil
Bu da bir nevi namuslu serserilik
Dışarda hafiften bir yağmur var
Bu gece benim gecem
Kadehlerde alaim-i semaların raksettiği
Gönlümde bütün dertlerin hora teptiği gece bu
Camlara vuran her damlada seni hatırlıyorum
Ve sana susuzluğumu
Birazdan şarkılar susar, kadehler boşalır
Umutlar tükenir, mezeler biter
Biraz sonra bir mavi ay doğar tepelerden
Bu sarhoş şehrin üstüne
Birazdan bu yağmur da diner
Sen bakma benim böyle
Delice efkarlandığıma
Mendilimdeki o kızıl lekeye de boş ver
Yarın gelir çamaşırcı kadın
Her şeyden habersiz onu da yıkar
Sen mesut ol yeter ki ben olmasam ne çıkar?
Dedim ya burası agora meyhanesi
Bir tek iyiliğin tüm kötülüklere meydan okuduğu yer
Burası agora meyhanesi
burası kan tüküren mesut insanların dünyası.”

https://www.youtube.com/watch?v=mORmDroSdgI
görsel

https://youtu.be/mORmDroSdgI
Meşhur meyhane. Şarkısı vardır.
Aşk Meyhanesi. Evet.
"orada yaşar aşkların en divanesi, en şahanesi". enfes tsm şarkılarından biridir.

http://www.youtube.com/watch?v=ISl2ektQu2I&list=PLqet3IBtZ2K-HdHmuxc8uGxDcfP3LiKdJ
kimden dinlersem dinleyeyim daima haz aldığım parçadır. Sanırım buna sebep gece olması.
zakkum'un nilufer'in 13 duet albumunde sahlandirdigi sarkidir.
değişik bir duygusu olan şarkı. hem ölesiye can acıtan, hem de müthiş bir çoşkuyu içinde barındıran nadir güzelliklerden. naçizane şahsımın en sevdiği şarkı bir yandan. şunu güzel söyleyebilecek kadar sesim güzel olaydı ne güzel olurdu.
'bu akşam ümitlerimi meze yapıp içiyorum'
bu nasıl güzel bir sözdür ya.
rakısız da kendisinden hiçbir şey kaybetmeyen ve fakat rakıyla bir başka olan şarkıdır, bir başka ağlatır, bir başka sarhoş eder gündüz gündüz.
harika bir gazino şarkısı. bir çok farklı sanatçı tarafından yorumlanmıştır.
hani olur da merak eden olursa,simdi yerinde yeller esiyor. fakat bir zamanlar soyle bir yermis..http://istanbuluntarihi.com/images/agora.jpg
Bence en güzel yorumunun Zeki Müren tarafından yapıldığı bir şarkıdır.Ata demirerde çok güzel söyler bu şarkıyı.
sadri alışık' ın efsaneleştiği filmlerden sadece biri.
girişi zordur bana kalırsa herkes iyi söyleyemez.
müzeyyen senar ile fasılın dibine vurulduğu, rakısız gitmeyen şarkı..
aslında şarkısı ile alakası olmayan, istanbul'da balat'ta bir meyhanedir. yine de cumhuriyet meyhanesi cinsinde her çeşit insan soluklanmaya orayı seçse de oralar güzelleşse diye düşünülen mekandır bir de.
içmek istemeyenin dinlememesi gereken...
bu akşam ümitlerimi meze yapıp içiyorum, içiyorum, içiyorum, içiyor, içiyorum. off off
terkedilmişliği daha güzel anlatan bir şarkı var mıdır yeryüzünde bilmiyorum. 'bu akşam ümitlerimi meze yapıp içiyorum' dan daha güzel; çaresizliği, yaşanan acıyı tarif edebilecek bir cümleyi yazmak mümkün mü acaba!