bugün

Mahkemelerin dağıtması gereken şey.

Eğer vicdanlarda adaletin dağıtıldığına kanaat gelmez ise herkes kendi adaletini dağıtmaya çalışır ki bunu istemeyiz.

O yüzden "adalet mülkün temelidir" yazısını mahkumun ya da sanığın karşısına asmak yerine hakimlerin karşısına asın.
Mülkün temeliydi adalet hani?
Bizim hak temelde saklı mı yani?
Çıkartıp ta versen kim olur mâni?
Yoksa hırsızlar mı çaldı hâkim bey

Abdurrahim Karakoç
Hıhıhahahahahahıhaaahahaa. Evet.
adalet yürürlükteki kanunlarla anlam kazanır. yasama yetkisi seçilmiş bir avuç insanın elindedir. bunlar erg sahipleridir.

Birçok şekilde adalet anlamını yitirir.
. . 1 ) yasalar topluma değil kişiye ya da bir guruba özgü çıkarılırsa. bu yüzden af kanunları her zaman adaletin katlidir. yasa koyucuların af yetkileri olmamalıdır. mutlaka af kanunlarının yasalaşması için referandum yapılmalıdır. sadece bir gurubun yararlanması için çıkarılıp kısa bir süre sonra değiştirilen yasalar olmuştur.
. . 2 ) uygulanması mümkün olmayan ya da pratikte bir değeri olmayan yasalar.
örnek olarak memur ataması için kpss sınav şartı getiren yasa. bu yasa görünürde çok adil bir yasadır. temel de liyakat esasının işlerliği için çıkarılmıştır. görev hakedenindir şeklinde özetlenir. sonra küçük bir ekleme gelir. adına mülakat denen saçma bir sistem. bir anda yasa özelliğini ve adaletini yitirir. anlam ve önemini kaybeder. kpss de en yüksek puanı da alsanız bir duayı bilmediğiniz için elenirsiniz. yüzlerce yıllık askeri okullar mülakat yüzünden içi boşaltılmış ve kapanmıştır. yasanın bu günkü şekli biz istediğimizi atarızdır.
. . adalet. kime göre önemli olmalıdır. yapanlara mı bize mi. gariban vatandaşın babasından kalan bir dairenin yüzde yirmisine el koyan yasa yapıcılar, ( en az üç ailenin bu yasa yüzünden babaları öldükten sonra bu vergiyi ödeyemeyip oturdukları evden olduklarını gözlerimle gördüm ) buna katşılık bir inşaat firmasının milyonlarca liralık vergi borcunu bir saniyede silebiliyorlar. adalet kime göre neye göre.
. . son söz. adalet için adil adam lazım. bugün söylediğini yarın tekzip eden değil. Adalet gerçekten teraziyse teraziyi ali şen kılıklı bakkalara vermeyeceksin.
toplumun huzuru için her kesime hak ve hukuka uygun davranmak, adil yaklaşmaktır.
ne kadar gerçekleştiriliyor? orası ayrı bir konu.
Ben bu kavramı fizikle bağdaştırırım.
fizikte "ağırlık merkezi" değişmeyen fakat farklı cisimlerde görünebilen bir gerçekliktir. kimi zaman bir silindirde, kimi zaman bir prizmada ağırlık merkezini görürüz fakat "ağırlık merkezi" dediğimiz şey hiçbir zaman değişmez, o bazen "ağırlık merkezi" bazen de "ağırlık merkezi olmayan" değildir. her vakit ve her yerde aynı kalır.
"adalet" de eylemlerimizin orta noktasına benzer. örneğin saldırganlık ve korkaklık arasında cesurluk vardır. adaletin bu ölçüsü değişmez fakat farklı yerlerde farklı şekillerde görünür. savaşta düşmanlarını öldüren bir asker ile yasalar gereği düzen sağlanmışken bozgunculuk yapıp masum insanları öldüren bir insan farklı değerlendirilir. ilki adaletliyken, ikincisi değildir. iki eylem de insan öldürmek olmasına rağmen şartlar değişmiştir.

adaletin toplumlara göre değiştiğini ve mutlak adaletin olmadığını söyleyen insanların hataları şudur: "bir silindirin ağırlık merkezini tabanından 5 birim yüksekte olarak gördüğünde bütün silindirlerin ağırlık merkezinin tabanından 5 birim yüksekte olduğunu sanmak." bu ağırlık merkezinin tanımını yanlış yapmaktan, yani cehaletten kaynaklanır ki adalet adı altında bazı şeylerin adil olmadığını düşünüyorsanız bunda -adaletin göreli olduğunu söyleyerek- adaleti değil, adaletin ölçüsüne nasıl ulaşacağını bilmeyen insanları suçlamalısınız.
ülkemizde olmayan sistemdir. iki tarafı da suçluyorum çünkü siz mahvettiniz her şeyi. her gelen kendi adamlarını mı koyar? ne biçim sistem bu! ne biçim adalet?
kısaca haklının hakkını alması, haksızın cezalandırılmasıdır. allah'ın el-adl isminin yeryüzündeki tecellisidir. kökeni arapça'dır.
güzel de bir kız cocugu ismidir.
Hayattaki karar verme aşamalarımın temelini oluşturan kalın çizgidir.

Mutlaka iki taraflı tartar ve hakkının hakkını ona teslim ederim. Vicdanimla uğraşmamak adına; aşkla/dostlukla işi asla karıştırmadan, keskin prensiplerle iç muhakememi hızlandırıp rahatlatırım.

Keşke'lerimin azalma sebebidir
bu başlığın siyaset kategorisi altında olması, türkiyede adli sistemin ne kadar siyasallaştığını gösteriyor..
adalet dediğin nedir?

herkese eşit şekilde tanınan hak ve gösterilen muamele midir?
bu şekilde inanan varsa, bu tiyatronun masum bir piyonudur..

adalet, devletlerin halkı için uydurduğu, kitlesel olarak dile getirilip inandırılan, zamana yayılmış sineye çekme afyonudur.

stabil düzeyde yaşam sürdüren bir birey için adaleti devlet tesis etmiştir. gözüne çarpan veya sağdan soldan, sosyal medyadan duyduğu eksikleri dillendirip, "burada şu olsaydı daha iyi olurdu" ya da "bunun hakkı bu olmalı" gibi tespitlerle "zedelenmiş Adalet'i tekrar sağlama düşünceleri vardır.
ancak,
canı ciddi anlamda yanan aynı birey bu sefer haykırarak "adalet" ister. mahkemede "Türk adaletine güveniyorum" der.. bu sefer aranılan, daha fazla beklenilmeyen bir adalet isteği doğar. çünkü ömür kısa, yaşam hızlı. ve kapağı açılmamış ama içinde "geç gelen adalet, adalet değildir" yazan sandık başucumuzda..

odalar dolu dosyaların olması, ülkenin hukuk altyapısının davaları hızlı çözümleyememesi mazeret değildir.
eksikliktir.
aylarca hatta yıllarca görülen davanın sonucu adalet midir? öyle kanıksanmıştır ki, yıllar sonra sona eren mahkeme sonucunda "hak yerini buldu" adalet tecelli etti" gibi cümleler duyarız söyleriz. sebebi basit; örümcek ağına dönen adalet ve hukuk sistemini kabullenişimizdir.

halbuki inanın, günümüz teknolojisi, kamera ve internet yaygınlığı adaletin daha erken dağıtılmasına muazzam yardımcıdır.

kaldı ki Osmanlı dönemindeki hukuk sistemi tüm teknoloji ve imkanlardan uzak olmasına rağmen şer'i hukuk ile Müslümanlara, kamu hukuku dışında da kalan davalarda Müslüman olmayanlar kendi dini kurumlarında en hızlı şekilde yargılanırlardı.

hatta ve hatta Avrupa devletleri, Osmanlıdaki hukuk ve yargı sistemini benimseyip, günümüze kadar revize ederek taşımışlardır.

peki sizce, bizce, hepimizce soruyorum. twitır mahkemesi diye birşey oluştu. hepimiz biliyoruz. polis gözaltı yapar, savcı sorgulayıp geri bırakır, twıtırda trend topik olup, konu ayyuka çıkarsa savcı tekrar yakalama kararı verip, tutuklayıp cezaevine gönderir. bu durumu defalarca yaşamadık mı? yaşadık.

bizler adaleti, ve hızlıca sonuca ulaşılmış adaleti twıtırda sosyal medya da mı aramak zorundayız?

kafamda deli sorular.
görsel
Bu ülkede çok az. Sosyal medya olmasa adalet olmayacak ülkede.
insan kayıranlarda olmayan vasıf.
Her şeyden önce net bir vicdan ister.
Sadece vicdan sahibi insanlarda bulunan soyut olgu.
olduğuna inanılan ama aslında olmayan bir olaydır. (bkz: allah)
Toplumun tepeden tırnağa, kamudan halka hiçbir kısmında, hiçbir şekilde düzgün işlemeyen mekanizma.
Vicdan meselesi sonuçta.
Nerede ve nasıl sorularıyla baş başa birakmistir beni bu saatte.
Kısasa kısastır.
Bitmiştir.

görsel

Üsküdar’da motosikletli kuryeye çarparak ölümüne neden olan ve alkollü olduğu iddia edilen sürücü, 30 bin lira güvence bedeli ödemesi şeklinde adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Şüphelinin serbest kalmasına tepki gösteren kuryenin eşi, adalet istediklerini söyledi.

https://tr.sputniknews.co...-kontrolle-serbest-kaldi/
Şimdilerde sadece kadın ismi.
bu dünyada olmayan bir şey. onun için öbür dünyayı hararetle bekliyoruz.
Dayısı olana yoktur, parasız olana vardır.
türkiye'de olmayan şey.