bugün

nsanın içinde olan, inkar edilemeyecek bir sevgidir. acırız, acıtırız, acınırız da yine döneriz ona.

Yine ihtiyaçtan doğuyor acıtana dönmek. Acıtanı hissetmeyi istemek. insan o kadar muhtaç ki. O kadar aciz. Öyle ki kötüye bile ihtiyaç duyuyor bazen. Gitmesini istediğimiz kara bulutların bazen geri gelmelerini dileyebiliyoruz, yağmur damlalarına gözyaşı deyip bizim yerimize ağladıklarını farz ederek. Bizi zayıf yapan duygulardan uzaklaşmak istesek de yeterince katı olduğumuzda ve kalbimiz yerinden çıkıp çarpmayı durduracakmış gibi olduğunda onları yeniden istiyor ve acziyetimize teslim olmayı diliyoruz.

Teslim olacak ve artık güçlüymüşüz gibi davranmanın verdiği yorgunluğu üzerimizden atacağız. Öyle davranmayı keseceğiz olmadığız şeyler hakkında. Umursamaz, vurdumduymaz, kırılmaz, duygusuz. Zaman gelip bunlardan da sıkıldığımızda kalbimiz ve zihnimiz eşzamanlı acıyacak ve ruhumuz acı dahi çekmiş olsak yaşarken iyi hissettirmiş anları anımsayacak. Bir kırılma noktası.

Bir kıvılcım. Ve eskiye dönüş. Karanlık patikadan, yosunlu zeminden, kokulu ormandan ve çamurlu ayakkabılarla ilerlemek ve sonunu defalarca gördüğümüz o hayale geri girmek. ihtiyaç. Her şeye ihtiyaç. Acıya bile. Çünkü hiç acımamak… Hiç acımamak bile acıtıyor bazen.
görsel