bugün

esra ceyhan versiyonu. gençlerin geleceğe dair kaygılarının özgür bir platformda ses getirmesini amaçlayan bir program yapan, ancak gençlerin ağzına lafı tıkayan adam.
tam bir denge politikacısı.9 eylül üniversitesinde deniz baykal'ı konuk eder programına. neden, çünkü izmir orası, chp'nin kalesi, baykal'I terletecek sorular gelmez. gazi üniversitesindeyse eğer program aydın menderes'i konuk eder sebep aynı. asla gençlerin sorunlarını falan dile getirmez. reyting kaygılı bugünkü yayını da kazasız belasız atlaralım temalı programların sunucusu\yapımcısı.
odtü'ye bir kenan evren istiyorum bu adamdan... * bakalım o zaman nasıl yönetecek programı!
"doğan medya eğitim danışmanı"* türünden bir adam. neyi danıştıklarını merak ettiğim. türkçe fukarası, iki kelimeyi bir araya getiremeyen, kazara getirdiğinde de ayar vermeye çalışan komik kişilik. sistem uygulayıcısı, görev adamı. ayrıca (bkz: abbas yolcu) deyimini gerçekleştirmesini dilediğim. bu arada özgüven abidesidir de aynı anda. o donanımla(!)nasıl utanmadan çıkıp üniversitelerde program yapar, hayrettir.
laf keseceği.
hakkında yazı yazdığı eğitim camiası insanlarının adını dahi doğru yazamayan eğitim yazarı...

http://www.milliyet.com.t...../12/19/yazar/guclu.html sayfasından ulaşılabilecek yazıda da görüleceği üzre, yök başkanı yusuf ziya özcan için; bazen özcan bazen de özkan demiş, beni kızgınlıklara garketmiştir.

linkin silinme ihtimaline karşı, yazının ilgili kısımlarını yapıştırıverdim:

"
baskan, yök ilk kurulduğunda, doğramacı'nın yanında sekreter olarak göreve başlamış, oturduğu yerden, profesörlüğe kadar yükselmişti. birçok üniversitede derslere de giriyormuş. hayret, özkan'ı nasıl ikna edemedi! şaşırdım. oysa, bir başkanın arayıp da bulamayacağı donanıma sahipti!..

özetin özeti: özkan'a allah kolaylık versin. işi çok zor. umarız iktidarla üniversiteler ve kamuoyu arasında günah keçisi olmaz. rahat ve sabırlı hali, kendine güvenmesi ve ne istediğini biliyor olması, acemiliğinin panzehiri olabilir.
"

bu, ilk hatası değidir. aynı durum sıklıkla nüksetmektedir; meb personel genel müdürü remzi kaya hakkında da atıp tutarken kendini kaptırmış remzi çelik isimli şahıs (her kimse) arada kaynamıştır.

maillere falan da cevap yazmaz; anca "bunu da cevaplamayacağınızı bilerek gönderiyorum" derseniz bişeyler yazar... o da, belki!
televizyonların gelmiş geçmiş en basit sunucusudur. ona buna söz hakkı vermekten ve çağırdığı konuğa methiyeler dizmekten başka hiçbir gazetecilik mağrifetine şahit olmamışızdır. hatta işini o kadar sağlama alır ki; üniversiteleri gezerek yaptığı ayaküstü şovlarda, üniversitelerin denyosunu, acurunu, tikisini, maydonozunu seçerek alır salona. e malum, işlediği konular ağırdır.

efenim, bu zat muğla üniversitesinden yaptığı programda, kenan evren'i konuk etmişti bir zaman. salonda bulunan gençlerin hepsi, ısmarlama sorular sormakta ve kenan evren'in verdiği her cevaba mantıkdışı bir alkış tutmaktaydılar. hatta ''idam cezalarını imzalarken hiç elim titremedi, 12 eylül darbesini bugün olsa yine yapardım'' sözüne bile ayakta alkış tutan şuursuzları görmüştük. muğla üniversitesindeki öğrencilerin tamamını bu denli şuursuz zannetmekteydik ki, gerçeği öğrendik; abbas güçlü programdan önce tedbirini alıp, salona alacağı kavunları çoktan seçmiş...

sonraki programlarda da aynı taktiği uygulayan bu şahıs, zülfü livaneli ile eskişehirdeki üniversite öğrencilerinin karşısına çıktı. fakat bu defa, nedense süzgeçten geçirememişti öğrencileri. ardarda gelen siyasi sorular ve zülfü livaneli'nin verdiği cevaplardan tedirgin olup, patlıcan rengine bürünmüş bir suratla haykırmaktaydı; '' arkadaşlar, siyasete bir müddet ara verelim''.
gelip geçen reklam aralarında durumu toparlamaya çalıştıysa da başarılı olamadı. programın sonunda, ''eh sayın zülfü livaneli'den bir türkü dinlesek'' demeye kalmadan, üniversite gençliği hep bir ağızdan gün doğdu marşını söylemeye başladı. anlaşılan abbas güçlü'nün filtreleme yöntemi sökmemişti, eskişehir'deki program öncesinde.
adam seçmek kavun seçmeye benzemez hemşerim.
Düne kadar öğrenci sorunlarını yazan sonradan gazetecilik adına provakatörlüğe ve şovmenliğe soyunan gittiği yeri karıştıran, son olarak da ODTÜ'ye Türkeş'i sokma kahramanlığına soyunan ve hakettiği cevabı alan şahsiyet.
yaptığı programların jeneriklerinde ismi "hazırlayan ve sunan" diye geçse de kendisi sadece "sunan"dır. program içeriğini ve konuşulacak metinleri başka kişiler hazırlar. misal cnnturk'te yaptığı program için bir kere bile cnnturk binasına gelme zahmetine katlanmamıştır. haftada birkaç birkaç telefon konuşması, birkaç direktifle bütün olayın üstüne yatan kişidir!
kamera karşısında ise insanlara ayar vermekten haz alan, hepimiz konuşacağız deyip söz verdiği herkesin lafını kesen, soru sormak isteyen insanlara basit bir üslupla hitap eden bu davranışıyla bir de üstüne saygı bekleyen kişidir. izlemek zaman kaybıdır.
(bkz: çiçek abbas)
programında her fırsatta tarafsız olduğunu söyleyip taraflı olmaktan kendini alamayan şahıs.
sorunlu zat.

liselere yeni düzenleme gelmesiyle ilgili açıklamada sözü şudur.:

"meslek lisesine giden öğrencinin üniversiteye gitmemesi lazım."

ayrıca;
meslek liselerine 4 yıllık bölümleri seçme hakkı kaldırılması eger çok istenilirsese myo gidip dgs ile geçiş yapmalarını önermektedir.
reklam aralarında 'arkadaşlar lütfen,konuğumuzu zorlamayalım,şu şu şu sınırları aşmayalım ' vs... deyip yayına girildiği an'biz öğrencilerimize karışmıyoruz,burası özgür ortam' diyebilecek kadar riyakar;aynı zamandada çıkan en ufak bir tartışma da korkudan kulise sığınan,ve sıfatı GAZETECi olan ilginç insan.
osman yağmurderelinin kırgın olarak ayrıldığı üç kişiden biri. sebebi; abbas efendinin hazır kıtalarla ve önceden belirlenmiş sözlerle programa katılan öğrencilere sorulmayacak denilen soruları özellikle sordurması ve kendisine karşı kışkırtması.
bu da linki:
http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=398772

abbas efendinin ilk vukuatı değil son da olmayacak kanımca, bu kadar başarısız, beceriksiz bir adam nasıl bu kadar uzun süredir program yapabiliyor bu da merak konusu tabi. fakat program yaptığı kanal ve yazdığı gazetenin basitliğiyle de açıklanabilir bu.
(bkz: mail sayisinda cok yogun bir bombardiman var)
vakti zamanında güçlü abbas ve bakışsız genç diye bir yazı okumuştum. pek de eğlenceli bir yazıydı.
gerçi şahsın programları da gayet eğlenceli, dahası gerçek kesit tadındalar. bunlarda mı üniversite öğrencisi diye sordurtuyor, üniversiteye gidememiş ama hep gıptayla bakmış amcalarımıza dedelerimize, oysa üniversiteye gitmiş aklı başında herkes 4-6 yıl boyunca çevresindeki çoğunluk için aynı soruyu sormuştur.
kendisi bir gazetede de yazıyor, yoksa köşe yazarı mı demeliydim. siz hangisini layık buluyorsanız onu seçin.
bugün net bir biçimde anladım ki gazeteciliğinin yanında bu adam insanlığını da unutmuş. etik ve onur kelimelerinin anlamlarını da unutmuş!..

an itibariyle yayınlanan programda it suratlı bir hayvan* canlı yayında kamer genç'i açık ve net bir biçimde "ayağınızı denk alın akıllı konuşun!" diyerek tehdit etmiştir. bu durum karşısında abbas hiç bir tavır-uyarı göstermemiş ve sıradaki "soruyu alalım" duyarsızlığını göstermiştir.

kamer genç mi o sırada ne yaptı? adam korktu lan elin dürzüsünden. o da bi alem anasını satıyım.
bugünkü programda, fikirlerine katılmasam da, efendi efendi türban hakkında düşüncelerini anlatan bir gence, dönüp salondaki birine bir kelime etti diye bağırıp çağırmış ama programın sonlarında kamer genç'i tehdit eden serseriye ancak teşekkür ederiz diyebilmiş tuhaf bir adam.
her 3 lafından 5'i "tarafsızım" olan * ve diksiyon konusundaki becerisi mesut yılmaz'ın bile gerisinde kalan sunucu.
yıllarıdır televizyonda canlı yayın yapmasına karşın halen canlı yayında konuşmayı öğrenememiş kişidir.
ekrana yakışmazsan yakışmazsın. deden mezarından kalkıp gelse dahi olmaz çünkü yüzün ekrana uygun değildir. bi kere en önce kanal yönetimi indirir seni ordan. hadi o da olmadı; üç beş müslüman toplanır alaşağı eder seni kamera karşısından. (bkz: reyting)

abbas güçlü, bu "bilimsel gerçekliği" dahi kırarak yakışmadığı halde ısrarla ekranda kalabilen nadir insanlardan birisi, hatta yegânesi olma payesini elinde tutmaktadır. bu adamı alaşağı edebilecek müslüman da çıkmamıştır. gecenin üçünde tüm müslümanlar uykudayken yayın yapmasının bundaki payı nedir bilinmez ama..

ekrana yakışmamaktatır yahu..
elemanların götlerini yırtma pahasına aldıkları mikrofonları ve soru sorma hakkını, çok önemli ve güzel soruları piç ederek katleden adamdır.
bazı zaman insanı deli etmektedir.
ilkay akkayanın kocasıdır. rivayetlere göre; grup yorum ve grup kızılırmak döneminde bütün grup elamanları içeri alınırken, ilkaya bir şey yapılmamasının nedenidir abbas. aynı rivayetlere göre, kendisi istihbarat subayıdır. Burada bazı arkadaşlar, baya küfür filan yazmış aman dikkat edin. zira şemsiye bir yerinize monte edilebilinir...
(bkz: boş küme)
sundugu genç bakış programında bir kere daha her seferinde oldugu gibi bende sinir yapan temsili sunucu. üç cümlesinden birinde ya anlamsız ya devrik ya da karsıdakini anlamadıgını kabak gibi gösteren kelimeler kullanıyor. ben bildim bileli konuk oldugu her üniversitede koca salonu mutlaka yaptıgı sacmalıklarla bikac kez güldürmüştür. şimdi de kılıçdaroğluyla onur akına düet yaptırmaya calısıyor. ya abbas. karsındaki adam istanbul büyüksehir belediye baskan adayı. ne yapmasını bekliyosun orda ceketinin önünü acıp serce parmakları onur akınla birleştirip halay mı ceksinler. bi de ısrar ediyosun. daha da genç bakışa gelmem. benim için genç bakış bitmiştir.
güncel Önemli Başlıklar