bugün

Dün akşam Burger King'ten ısmarladığım büyük boy sarımsaklı mayonez geldiği için cumbaba konusundaki fikirlerimi yarıda kesmiştim çünkü mayonez Türkiye Cumhuriyeti ile mukayese edilemeyecek kadar önemli bir şeydir.
inanmadınız mı? Hadi canım ordan, aptallaşmayın!
Mayonez TCden önce vardı ve TCde sonra da varolmaya devam edecek;
Mayonez kendisi için emek veren herkese aynı tadı verir, asla ve asla ayrım yapmaz;
Mayonez TCden çok daha fazla insana mutluluk vermiş ve çok daha az insanı kendisini beğenmiyor diye öldürmüştür;
Mayonezin isim hakkının satışı gündeme gelse trilyon dolarlar zikredilir, TCyi ise üste para versen kimse almaz.
Şimdi tüm bunlar ortada iken "TC mayonezden önemlidir" diyen adamın TCden -dünyanın başka bir yerinde gene aynı adam olsa elde edemeyeceği- bir çıkarı vardır. Ben öyle adamı muhatap almam.
Neyse yedim tüm paketi bitirdim o zaman konumuza dönelim:
Holokost sırasında temerküz kamplarında karısı, kardeşleri, ebebeyni de dahil olmak üzere neredeyse tüm tanıdıkları kaybedip canını da zor kurtaran psikoanalist Viktor Frankl abidevi kitabı 'insanın Anlam Arayışı'nda nazi kamplarında ölenlerin neredeyse hepsinin durumu korkunç bir mağduriyet ve haksızlık olarak görüp yeise kapılanlar;
kurtulanların neredeyse hepsinin de "bu duruma nasıl gelindi? aslında neler oluyor?" şeklinde durumu anlamlandırmaya çalışanlar olduğunu söyler.
"Naziler kaka" demek bir işe yaramamaktadır.
Bu minvalde bakalım bu seçim neden böyle olmuş:
insanlar ne KK'yı ne de Tayyip'i tanır. insanlar sadece çevrelerindekileri bilir ve buna göre kararlarını şekillendirir.
Hayatın başından başlayalım:
Kendi öğrencisine para mukabili özel ders verecek ve öğrencisinden hediye kabul edecek kadar basit ilkokul öğretmeni kime oy verdi?
Hediye veremeyecek kadar fakir olan ya da ucuz hediyesine burun kıvrılan çocuk biliyor.
Öğretmene "hocam bizim çocuğu ordan alsak da okul aile birliği başkan XYZ beyin oğlann yanına koysak" diyen çakma sarışın orospu kime oy verdi?
O arka sıradaki beğenilmeyen esmer, fakir, çirkin çocuk biliyor.
Devlet dairesindeki memurun "oo efendim pardon ya görmedim buyrun siz buyrun hemen halledelim" dediği tip ve o memur kime oy verdi?
Sırası gaspedilen ve hiçe sayılan gariban biliyor.
Askerde şivesi biraz farklı olana çifte nöbet yazdıran veya hastalanınca ona terlik istirahati vermeyen üst kime oy verdi?
O garibanlar biliyor.
Eli ayağı tutarken gündüz gözüyle kafede otururken ordan geçen çöpçüyü kastederek "ayh şekerim bu işler gece olsa aslında hep görüntü kirliliği" diyen çiftsoyisimli boşgezer sürtük kime oy verdi?
O çöpçü duydu o lafları ve biliyor.
Kendi evini temizlemekten aciz asalak hemcinslerinin pisliğini temizleyerek hayat mücadelesi veren dul garibana dolabın alt katındaki 2 günlük yemeği gösterip, öbür katlardan yeme dercesine, "abla bak burda yemek de var öğlen yersin" diyen pislik kime oy verdi?
O kadın biliyor.
Örnekler çoğaltılabilir kolaylıkla. Kimse bu tiplerin verdiği adama oy vermez adam dünyanın en iyisi olsa da(ben gibi salaklar hariç)
Şimdi diyeceksiniz ki "e Tayyip de iğrenç bir hırsız". Çok doğru ama çok yanlış.
insan hisleri olan bir düşünen hayvan değildir, insan düşünceleri de olan bir hissi hayvandır. Parasını çalabilirsin ve bunu görmezden gelebilir lakin ona hayvan gibi hissettirirsen seni bir ömür affetmez ve zaten etmemeli de.
mayonezden sonrasını okumadım.