bugün

. cümridir. küçük hesaplarla boğulur.yıllarca alışmış olduğum 5 kuruş 10 kuruş eksik olduğunda sonra verrisin yapan bakkallara gitmiştim ve sırf bu 5-10 kuruşları sonra verme muhabetine bakkala insan ister istemez yakınlık duyuyor ama bu son taşındığımız yerdeki bakkal tam analamıyla bir küçük hesap adamıdır ve ilerde zengin olması muhtemeldir . bu bakkal aynı zamanda tavandaki tv ye bakmaktan boynu felç olur ve müşteriyle ilgilenmez tv ye bakmaktan . tv de saçma sapan bir şey vardır . bu tip bakkallar çok seyrek bulunurlar ama bir de karşınıza çıktımı mahalleyi dar ederler.
Bu şekilde ikinci dükkanı açan bakkalarda bulunmaktadır. Bir poşet vermek yerine gazeteye sarıp kar yaptığını zanneder. insanların pek sevmediği bir bakkaldır.
ayda üçyüz milyonu marketlere gömüp, bakkaldan 20 liralık mal alınca havaya giren tüketici söylemi. adam ne yapsın ekmek satarak dükkan mı idare edilir?
eğer alacağını tam alıyor, vereceğini de tam veriyorsa problem yoktur. ama para üstü olarak sakız veriyorsa burnuna osurulmalıdır.
mahalle bakkalı değildir o. markettir, süper markettir, hipermarkettir. "abi ya 5 kuruş çıkmadı" deyince "canın sağolsun" demeyen mahalle bakkalına rastalmadım bugüne kadar. ama hanginiz markette * * * kasiyere "5 kuruş çıkmadı" diyebilidiniz?
bu tipte godoş bakkalların mekanında kasanın tam arkasındaki duvarda 'veresiye veren peşin alan' fotoğrafı daimi çerçevelidir. ayrıca 'isteme benden veresiye,dostluğumuz sürsün ölesiye' şeklinde ibineliklerde mevcuttur.ulan dallama adamın cebinde keş para olsa niye senin ambalajının üstünde sinek boku dahil hertürlü organizmanın boku olan püsküüdüne, şekerine, pirincine... gelsin. iki adım ötede tansaş var bilmemne var; param olsa senin ceberrut suratına bakcaama gider kasiyer keserim hemde bişeyler alırım.
darendelidir.
etrafta başka bir bakkal yoksa yapar buda götünün acı acımasızca kalkmış olduğunu belirtisidir.
ama etrafta başka bakkal çakkal varsa sike sike istediğinizi yapar.
cimridir. deftere yazdım, sonra getir diyendir. para üstü olarak şeker, sakız verendir.
mahallece anlaşılıp hiç girilmemesi gereken bakkaldır.Bizimkiside çok fena çilekler nasıl diyorum, ooo çok iyi çok..ama bu küflenmiş deyince, iyisi küflü olanıdır diyecek kadardır yani.genelde zengin olurlar yada hastaneden geri gelemezler...ohh be içimi döktüm ulukankam benim muccckkk
çünkü üç kuruşluk adamdır.
erdal bakkal zihniyetli bakkallarımızdır.http://www.youtube.com/watch?v=BIEz0b_vIn0
kendi hayatının değeri 4,50 tl yani bir tek mermidir.
Hepimizin nefretini kazanmış, 'yuh lan!' dediğimiz ve kimselere kredi tanımayan bakkaldır.
"1 kuruşun kıymetini bilmeyen insanlar, 1 trilyonun da kıymetini bilmezler." -krasiva
bunlardan birine ben sahibim adı arif. kılçığın teki, 60 yaşında. artık iyiden iyiye migrosymuş falan sararken ankara bahçelievleri bu adam hırsını migrosun ve diğer büyük marketlerin sahiplerinden çıkaramadığı için bizden çıkarıyor.

geçen kulaklık kulağımda okuldan eve yürürken seslendi, lan ayı diye. hadi diyorum yaşı var bir ayağı çukurda ses etmeyim efendim arif amca dedim dediği şey şu;

geçen senin dairenden karı çıkmış one lan öyle geldi benim dükkandan alışveriş yaptı bırakma o kızı evlen.

karı dediği annem, alışveriş dediği 2 ekmek ve sigara.
en azından dürüst bakkaldır. zincir marketler gibi gizliden sikmeye çalışmaz. nasıl olsa kimse beş kuruşun peşine düşmez deyip 9,95 fiyat koymaz. ver lan 5 kuruşumu der, 5 kuruşunun peşindedir.