bugün

hemen olması istenen zira askerliğimizin son günlerine denk gelen sınavdır.
bugun itibariyle gerçekleşmiş sınavdır.
Önce ineklerin kulağına takılan kimlik numaralarına benzer bir numara taktık yakamıza, ineklerde olduğu gibi beş rakamdan oluşan, yeşil renkte ve bundan sonra askeriye için 312XX'tüm, tüm kimliklerimi, isimlerimi, fakirliğimi, felçliğimi bir kenara bırakarak benden daha felç bir grubun içinde sabah 07 :30 dan akşam 16:00'a kadar sürü psikolojisi ile hareket ettim, halen ismini dahi öğrenemediğim ancak sorumlu olduğum bir de 312yy vardı. Tabi o da benden sorumluydu. Aman kaybolmasın diye tembihledi kapıdaki üstteğmen. Evvela 3'erli ardından 4'erli en son da 5'erli sıra olduk. Sonra çişimiz geldi ama bekliycetik çaresiz, yola çıkmıştık bir kere ( sanki otobüsteyiz, şehirler arası bir otobüs dahi olsa durdurur bir çalı dibine yaparsın.).

Beklemenin sonu yok gibi görünüyor, biraz uzaktan " Her Türk asker doğar, Sarışın esmer kumral farketmez, piyadeler affetmez" sesleri yükseliyordu. Çeşitli hurafeler dolaşmaktaydı, soruları yaparsan kısa gidiyon, yok efendim hepsini yaparsan kesin Anıtkabir, komutanı döversen hiç almıyorlarmış askere vs.. Eğlenceye vurmak lazımdı, zaten çişim de vardı velakin izin yoktu, ortalıkta tuvaletde... Derken Mustafa Uzman diye bir uzman çavuş geldi yanımıza, kendini tanıttı önce, uzman oradaki rütbesi imiş, gerçi bize selam vermedi diye biraz gücendim kendisine ama Ast. Teğmen olduğum vakit bütün uzmanların canını okuyacağım düşüncesi biraz olsun teskin etti beni hemen akabinindeki ulan ben kısa dönem istiyorum, ne Ast. Tgn'i düşüncesi ile kendime geldim.

Mustafa Uzman, Binbaşısına haber verdi binbaşı geldi, bu esnada saat 11'i buldu. Binbaşının aklına bir de yaşa göre gruplamak geldi, 1978'den büyükler şuraya, 79'lular şuraya ayrılsın, 80'liler buraya derken, 86'ya kadar gitti... Akabininde tekrar birleşsinler komutu geldi. Hiç bir şeye şaşırmayan bu bünye ona da şaşırmadı, yeniden 312yy'ü buldum. O kapıdan içeri girince numaralamadan itibaren bir mallık çöküyor insanın üzerine. Mal olmasan bile mal muamelesi yapılıyor orası ayrı.

Sonrasında yürü komutu geldi. Önce 2YTL karşılığında kalem seti satın aldık, mecburiyetten, sonra Askerlik Şubelerinden aldığımız mühürlü zarflarımızı açtık, izin belgelerini, başka bir uzman çavuştan gelen komutlarla doldurmaya başladık. Önce Adını Soyadını yazıyorsun, sonra herkes bitirince Baba adını, Baba adını bilmeyen varsa zaten büyük bir problem vardır, ama kural böyle deyip doldurduk çaresizce sıra ile, kimlik numarası , askerlik şubesi imza faslı, ardından arka kısmın doldurulması benzer boşluklara, adres ve telefon eklenmişti. Herkesin bitirdiğine emin olduktan sonra arkadaki bilgisayarlarda yeniden sıraya girdik ve kimlik tespiti yapıldı, her tespitin ardından sen cremotorium musunn 312xx sorusu geliyordu, bu arada zarflarımız açtıktan sonra attık ve bu kimlik tespiti esnasında yeni zarflar verildi.

Biraz daha bekledikten sonra, yani yine herkes tamam olunca, Piyade Okulu Tabibi tarafından Askerliğe mani yoktur muaynesi yapıldı yani sadece imzası alındı, soyunmadık bile bu defa. 100 kişilik bir sandalye dizisine sıra ile oturmaya başladık, karşıdaki başka bir uzman çavuş, sayacağım vasıfta kimse varsa öne çıksın dedi. Kimse kelimesinin bana bu kadar sevinç vereceğini hiç düşünmemiştim. ilk defa kimse denilerek insan yerine konulmuştuk, ama sonra ya ben o kimselerden değilsem bana dememiştir şüphesi düşüverdi aklıma. Ve Uzman çavuş okumaya başladı, o esnada ve Tanrı Kadını Yarattı cümlesi geldi aklıma ama kimseye söyleyemedim. Veteriner var mı ? Öğretmen var mı? Dalgıç var mı? Su topu hocası var mı? gibi çeşitli meslek gruplarını saydı, evet içlerinde ben yoktum. Gruptan sadece iki tane kimse varmış, ne olduğunu da öğrenemedik, onlara bilgisayar yardımı ile bişiler yaptılar ama ne yaptıklarını ne biz öğrenmek istedik, ne de onlar söylediler. Sonrasında bize Askerlik şubesi tarafından verilen dosyadaki evrakların zımbalarını söktük, Üç parça olan izin kağıtlarımızı ayırdık, birini cebimize koyduk. Benim hala çişim vardı bu arada, henüz bir tuvalet görememiştim etrafta. Zaten görsem de git komutu alamadığım için gidemeyecektim. Sonrasında bir bekleyiş daha başladı, yeniden sıraya girip 8 askerlik heyetin önünde zarfla ilgili önemli işler yapılacaktı.

Bu zarfla ilgili işlemlere ayrı bir paragraf açmak lazımdır, sanırım günün en anlamlı anıydı. 8 askerin tamamı çavuş rütbesinde idi, yalnız bazılarının soy isimleri parkelerinin üzerinde yazmamaktaydı, bu bana çok dokundu, henüz sıra beklerken bunu dile getirince, benim ismim kanunlara aykırı heheheheh diye bir cevap aldım. Sonrasında mı? Tabi ki bişi demeden sıraya devam ettim. Masanın başına geldiğimizde o 8 askerden biri evrakları elimden aldı ve yanındakine verdi, bizim binbir güçlükle söktüğümüz zımbalı evrakları yeniden zımbaladı 2 numaralı asker ve 3 numaraya uzattı, 3 numara kağıtları ikiye katladı, 4 numaranın önüne attı, 4 numara katlanmış kağıtları zarfa koydu, 5 numaranın önüne itti zarfı, 5 numara tam üç tane imza attı ve yanındakine verdi zarfı, o da o imzaların üzerine üç adet mühür bastı, yandakine verdi, 6 numara da eline geçen bu fırsatı değerlendirdi ve bantı açtı mühürlerin üzerine doğru, 7 numara açtığı bandı kesti ve zarfı bana teslim etti. 8 numara ise eli ile işaret ederek git şuraya imza at dedi. Oradaki imza faslının ardından, nihayet kantin görmüştük saat 15:00'dı bu esnada ve hemen kaçak maçak sabahtan kalma poğaçalardan ve hazırlanmış hamburgerlerden aldık, ben hamburgerden kullandım tercihimi, 312yy ise poğaça aldı. Hızlıca bir tüketim eyleminin ardından sınav salonuna geçtik.

Sınav salonu yine 100 kişilik idi ancak anfi şeklindeydi. 15: 12 de sınav başladı bu arada sınavda soru kitapçığının üzerine karalama yapmak yasak, masaların üzerine konulmuş olan müsvette kağıtlara yapılacak ve müsvette kağıtların üzerine numara yazılacaktı, yani 312xx. Soğuk sınav salonu ve bir saatlik sınav süresi beni iyice sıkıştırmaya başladı, bu arada saçma mantık soruları ile boğuşuyor bir yandan da çişimi tutmaya çalışıyordum. Sanırım herkes benim gibi idi, yirmibeşinci dakikanın ardından biten sınavımdan sonra gözlerimi kapatıp biraz yorgunluk atayım deyip masaya uzandım, bitiren de çıkamıyordu, son aşama idi ama bekleyecektik yine, derken bir sesle irkildim, 312xx uyuma, uyumak yasak, çaresiz 35 dakika gözlerim açık boş boş salonu inceledim bu arada soruları bir daha çözdüm, sonra bir daha çözdüm. Evet evet kesin 50 de 50 yaptım, Anıtkabir diye düşünürken bitti dedi sınav bizi yaş gruplarına göre sıraya sokan binbaşı. Önce cevap kağıtları ardından soru kitapçıkları ve en son saman kağıdından olan ve yarım dosya kağıdı büyüklüğündeki müsvette kağıtları toplandı.

Çık komutu geldi ve dışarı çıktık, bir iki denyo yanlışlıkla müsvette kağıtlarını sınav kitapçıklarının içine koyduklarından onların bulunmasını bekledik ve bulunmasının detayında çıkış kapısına yöneldik saat 16:40 . Korkmayın sevgili okur, hemen bir tuvalet bulup girdim ve rahatladım, ancak ileride prostat olursam bu günün neticesidir bilesiniz.

ŞAFAK 155.
(bkz: 321 inci donem yedek subay sinav sonuclari)
hayatındaki en uzun 1 nisan şakasına maruz kalan * torunlarımdır. * ***