bugün

mourinho'nun dünyaya karşı verdiği savaşı kazandığı maçtır. mat etmiştir ve guardiola'nın balonunu melih gökçek iğnesiyle patlatmıştır.
--spoiler--

--spoiler--
inter'in nou camp'a bir duvar örmediği kaldığı maçtır. 90 dk savunma yapılırmı bi insan ol yaa....
inter'in 90 dk müdafaa yaptığı karşılaşma olmuştur.

inter defans yaptı ve futbolu çirkinleştirdi diyorsunuz. tamam diyorsunuzda inter zaten ilk maçı 3-1 kazanmış. bu maçtada gol yememe üzerine bir taktik kurmuş. bunun neresi futbolu çirkinleştirme? hadi tek maç olur da inter yatınca futbolu çirkinleştirdi deriz lakin bu maç öyle bir maç değildi. inter 3-1'i korudu. buna kimsenin itiraz hakkı olamaz. 3 golü atan takımda inter'di, babaannem değildi.
11* evet yanlış okumadınız tam 11 kişi ile çanakkale geçilmez stratejisiyle oynayan, futbol adına hiç bir olumlu hareket yapmayan ve bizleri seyir zevkinden mahrum bırakan inter milan futbol takımının oyununa hayran kalan bilin bakalım kim?28 nisan 2010 fc barcelona inter milan maçını aynı anda yorumlayan nadide(!) teknik adamlarımızdan hikmet karaman, sonra da çıkıp "yerli teknik adamlara değer verilmiyor, bıdı bıdı" konuşursunuz, bu mu türk futbolunun geleceği olacak futbol stratejisi, bu kafada ki teknik adamlar mı yetiştirecek genç futbolcuları! biz daha çook bekleriz türk takımlarının kupalar kazanmasını, ulusal takımın dünya kupasının gediklisi olmasını..

edit:28. dakikadan itibaren 10 kişi savunmaya geçmiştir, o da oyuncusu kırmızı kart gördüğü için.
geçen sen ancelotti aynı taktiği uygularken sözlüğümüzde korkak, tavuk ilan ediliyordu.

şimdi mourinho'nun ise altına yatılıyor.

ilk maçta milito'nun attığı gol bariz ofsayttı, bunlar unutulmasın. son zamanların en iyi takımı barcelona'dır.

tanım: barcelona'nın kazandığı maç.
bir gerçek var ki iki takım da şampiyonlar ligi ne yakışmayacak kötülükte bir maç izlettiler bize, ki gayet de normaldi inter in dakika 28 de 10 kişi kalmasından sonra, yalnız barcelona neden hep sağdan soldan gelip orta ile gol atmaya çalıştı anlamadım olmuyorsa olmuyordur, zaten golü de yerden gelen bir pasla attılar ve son dakikalarda da golü öyle aradılar ancak yeterli süre yoktu, sonuçta barcelona nın el den dolayı kesilen 2.golü gol sayılsa inter e yazık olacaktı çünkü attıkları ilk gol ofsayttı, zira inter güzel futbola uymayan bir şey yapsa da son dakikaya kadar iyi savundu, üstelik karşısında geçen senenin şampiyonu varken.
28. dakikada nou camp'ta barcelona gibi bir takıma karşı 10 kişi kalınca savunma yapmaktan başka ne yapabilrdi mourinho merak ediyorum. 11'e 11 oynansa milito veya eto'o ile gol bulabilirdi inter, özellikle barcelona'nın yüklendiği anlarda. kısacası barcelona mourinho'ya yenilmiştir. 10 kişi kalan takıma pozisyon bulamadan elenmek başarısızlıktır. ayrıca guardiola'nın yaptığı hamleler oldukça ilginçti. sanırım teknik direktörlük konusunda mourinho'dan öğreneceği daha çok şey var...
barcelona'nın pek çok türk taraftarını üzdüğü maç olmuştur. artık hepimiz bayern münihliyiz.

bu arada iptal edilen pozisyon buz gibi goldü. aksini iddia etmek futboldan anlamamak, inceliklerini bilmemektir.
internazionale'in ölümüne katenaçyo yaparak tur atladığı maç...
seyir zevki sııfır, anlatıcı sıfır, seyirci sıfır...

evet evet seyirci sıfır...
barcelona...
ispanya'nın en büyük 2. katalunya'nın ise başkenti olan 2.500.000 nüfuslu avrupa kenti.
stadı nou camp 100.000 kişi kapasiteli ve full çakmış...
fc barcelona takımı;
messi, ibrahimovich, piquet, henry, xavi... daha neler neler... milyonluk eşşekler dicem ama elinden geleni yaptı adamlar.
gene dönüyorum barca seyircisine.

maç öncesi barca futbolcuları seyirciden yakınıyor.
"yeterince desteklemiyorlar. maçtan hemen önce stada gelip maç seyredip gidiyorlar. oysa maça 1 saat öncesinden gelip biz sahada ısınırken destekleseler çok iyi olur... "
bunu söyleyen barca'nın milyonlarca dolarlık topçuları...
yani 12. adamın herşeyleri ile yanlarında olmalarını istiyorlar.

maç sırasında tribünleri dinliyorum. fısss.
ne bir tezahürat, ne takımı ateşleyici bir aktivite. boş beleş tv seyircisi tadında.
tıpkı anadolu'daki birtakım süper lig ekiplerinin seyircileri gibi, kayseri, denizli, sivas seyircisi gibi... anca seyrediyorlar. allah bilir çekirdek bile çitliyorlardır, o kadarını göremedim ne yalan söyleyeyim...

barcelona'yı kent olarak fena halde bursa'ya benzetirdim ben... artık benzetmiyorum bu rezil taraftarı yüzünden.
zira memleketimi düşünüyorum,
nüfus aynı: 2.500.000
stada bakıyorum 20.000 kapasiteli.
ama seyirciye bakıyorum 2. ligde iken bile stadımız her daim full. hatta bursaspor 2. ligde mücadele ettiği 2 sene boyunca avrupa fatihi galatasaray'dan daha çok kombine bilet satmış.
seyircinin takımı ateşlemesine bakıyorum, her maç skora direk etki ediyor bursa seyircisi. bu sezonki bursaspor'un başarısında en önemli pay sahibi...

sonra dalıyorum hayallere...
bursaspor'un yapılması düşünülen timsah arena'sı 100.000 kişilik olsa...
xavi, messi, ibrahimovich, henry v.s bizde olsa...
ve şampiyonlar liginde yarı final oynasak internazionale ile...
inter değil katenaçyo, maginhot hattı kursa fayda etmez.
bursa seyircisi yıkar o stadı gene turu vermez... o stadı yıkarlar, öyle böyle değil, anla işte yıkarlar...
en kötü ihtimal ali tandoğan ortalar, ömer erdoğan çakar. o derece işte...

neyse...
ne bursa barcelona olur, ne barcelona taraftarı bursa taraftarı.
kısmet seneye artık şampiyonlar liginde barca ile bursaspor'un eşleşmesi halinde barca taraftarı da bursaspor taraftarı ile tanışır. taraftarlık nasıl olur, taraftar maçın gidişatını nasıl etkiler, takımını nasıl ateşler onlar da görür...
önemli olan seyirci olmak değil taraftar olmaktır...

inter finalde ne yapar diyecek olursanız, bayern her türlü inter'i yener finalde...

son olarak; guardiola topsun olm...
barcelona taraftarlarını ve sempatizanlarını üzen maç.

maçtan önce barcelona uzay takımı, nou camp'da savunma dinlemez barçalar dendi. ee uzay takımı nedense takımı 10 kişi kalmış bir teknik direktörü aşmayı beceremedi. hadi anladık sevmiyorsunuz jose'yi ama saygı duyun bari. duymazsanız da geçer karşınıza hareketi böyle çeker. büyüksün jose.
maçtan sonra fiskiyelerin açılması ile barcelona yönetiminin ne kadar kaşar bir yönetim olduğunu da görmüş olduğumuz maç.
dedğimin çıktığı maç olmuştur.

(bkz: #7861845)
interin çağdışı bir futbol mantığıyla oynadığı ve galiptir bu yolda mağlup felsefesini gerçekleştirdiği bir maçtır.
Ayrıca barcanın ilk maçtaki hakkının gaspedilmesine karşın son dakikada attığı golün verilmediği bir maçtır.
El ile oynama ile ele çarpma mantığı ayrılmadığı sürece böyle goller çok iptal edilir. Adamın elleri bile açık değildi karnının üzerindeydi ne yapsın daha neresine soksun elini! Tamam belki inter istediğini elde etti ama 1.dakikadan itibaren kalecisinin süre çalması inter gibi bir takıma yakıştı mı? Türkiye de takımlar 90 dakika kapanınca yerden yere vuruluyor futbol oynamak değil oynatmamak amaçları deniliyor. Bunu inter gibi bir takım yapınca insan bizim takımlarımıza hak vermeden geçemiyor gerçekten...
barcelonanın barnebauda final oynama hayallarinin suya düşmesiyle sonuçlanan maç.
aynı zamanda eto'o'nun farklı takımlarda final oynayan tek futbolcu olması şansını yakalaması. sakatlanmazsa final maçından önce tabi.
(bkz: kem gözlere şiş)
mourinhonun rüyaya son verdsiği maç...
yarı sahada oynanmış olan maçtır. inter milan takımı tüm dünyaya 10 kişi ile nasıl defans yapılır gösterdi. tebrik ediyoruz kendilerini.
messi nin fos çıktığı maçtır.
barcelona elenmiştir. o kadar sebep aramaya gerek yok aslında. biz türkler için barcelona'nın elenmesinin sebibi son derece basit.

çünkü;
dünyanın en şom ağızlı spikeri olan ilker yasin sunmuştur maçı da o yüzden. bu adam sununca her maç zevksiz , her maç istediğimizin dışında oluyor.
barcelona'nın 89.dk da bojan'ın ayağından kazandığı golünü vermeyen hakemin, sikip attığı bir maç olmuştur.
mourinho da biliyor ki nou camp'ta barcelona ile başabaş mücedeleye girersen kaybedersin. inter'in yıllar sonra finale çıkma şansını ilk maçta kendi sahasında 3-1 kazanarak iyice yükseltmesi "sikerim güzel futbolunu" kaçınılmaz olarak ortaya koydu. hal böyle iken üstüne kırmızı kart "ölümüne kankayız" defansına döndürdü işi. evet berbat maç oldu ama çok da kızmıyorum inter'e. guardilo şunu bilmeli ki jeffren ve hile ile aziz inter'in kalelerini zaptedemezsin. ne olursa olsun formsuz henry'i oyuna almalıydı. o bu maçların adamıdır çünkü. fıskiye de ayıp oldu onu da söyleyelim.
cok sıkıcı bı maç olmustur tek kale ve pozisyonsuz bıtmıstır..

ve barçaya yazık olmuştur..
mourinho'un kazandığı maç.

aslında bu eşleşmeden önce her şey barça'nın istediği gibiydi. finale kalsalar ezeli rakipleri real madrid'in sahasında final oynama şansını elde edeceklerdi. bunun yanı sıra inter yedek kulubesinde barça taraftarının en çok nefret ettiği iki adam oturuyordu. (mourinho ve luis figo) ayrıca inter'i elediklerinde çantada keklik bir bayern onları bekleyecekti. ancak bütün bu planları bozan bir adam vardı: jose mourinho. tanrı'nın adaletsizliğine belki de en büyük örnek olarak gösterilebilecek bir adam. parası var, gücü var, karizması var, tipi var, başarıları var kısacası var oğlu var.

maça mourinho aslında beklenenin dışında çıkmadı. inter'in "il magio" lakaplı katenaçyonun mucidi ve inter'i son kez şampiyon kulüpler şampiyonu yapan helenio herrera'yı mezarından kaldırıp şapka çıkartacağı bir defansif kurguyla başladı maça mourinho. ayrıca cruyff'ın "futbol üçgenler kurularak oynanan bir oyundur" felsefesini defansif boyutta ele alması da cabası. tabi bu başarılı defans kurgusunun oluşmasında cambiasso, lucio ,samuel gibi adamların da katkısı büyüktü.zaten bu tip adamlar olmadan böyle bir kurgu yapmak imkansız.motta'nın atılması bile bu kurguyu bozmadı. çünkü interli oyuncular için bu kupa barçalı oyunculara göre daha fazla önem teşkil ediyordu. yıllardır bu kupanın kazanılamaması, inter camiası için hep bir eziklik olmuştur. bu başarısızlığa bir de ezeli rakipleri milan'ın son 20 yıldaki şampiyonlar ligi başarıları da eklenirse, bu ezikliğin boyutu daha rahat anlaşılır. zaten serie a'da inter'i "tek tabanca" hale getiren mancini'ye yol verilmesinin sebebi de bu konuyla alakalı.

gelelim maçın "guardiola boyutu"na. geçen sene bu zamanlar o son dakikada iniesta'nın golüyle barça'nın tur atladığı chelsea eşleşmesi vardı. maç 1-0 barça'nın aleyhine seyrederken maçı, "opera aşığı bir kuzey avrupalı edası"yla izleyen guardiola'nın imdadına iniesta yetişmişti. eğer iniesta o mucizevi golü atmasaydı bugün "barça dünya'nın gelmiş geçmiş en iyi takımı" geyiği yapılamayacaktı. bugün ise guardiola'nın o "opera aşığı kuzey avrupalı edası" ndan çıkıp mourinho'ya taktik açıdan kafa tutması barça'nın turu kaybetmesinde en büyük etken oldu. ibrahimovic gibi "sırtıyla pas verebilen bir forvet" i çıkarıp yerine krkic'i sokması, yavaş yavaş madrid'deki finali düşünmeye başlayan mourinho'un ekmeğine yağ sürdü.ibra'nın bile zor güç bela mücadele edebildiği lucio - samuel ikilisine karşı krkic'in mücadele edebileceğini düşünmek hangi aklın karıdır düşünmek lazım.pique'nin golüne kadar barçalı kanat oyuncularının lucio - samuel ikilisine orta yapmalarının sebebi de buydu zaten.kısacası guardiola maça müdahele etmektense maçın kaderini sahadaki o sihirli ayakların insiyatifine bıraksaydı belki de işler şimdikinden çok farklı olacaktı.(sırf bu yüzden messi'ye bir şey demek istemiyorum. sonuçta kimse onun kıçından top çıkarıp gol atmasını beklemiyor. zaten julio cesar'in o kurtarışından sonra messi'nin de yapabileceği bir şey kalmamıştı.)
futbolun kaybettiği maç olmuştur.
hakemin ibneliğini gözler önüne seren maç. barca nın bir penaltısını afiyetle yemiştir.* barca nın ikinci gol pozısyonunda da kasti olarak el yoktur. yanlış karardır. artık nafiledir.

yine de inter i takdir ve tebrik ediyoruz ailecek.
barca'nın golüne gol denilebilir ama motta'nın atılması da ağır karar olmuştur.