88 yıl önce bugün manisa'dan menemen'e gelen irticacı nakşibendi köpekleri tarafından çıkarılmaya çalışılan ayaklanmadır.

ayaklanmada asteğmen mustafa fehmi kubilay, bekçi hasan ve bekçi şevki gerici yobazlar tarafından şehit edilmiştir.

ayaklanmanın gerisinde ingiliz gizli servisi ile irtibatlı nakşibendi tarikatı sofileri şunlardır;
-laz ibrahim,
-derviş mehmet,
-şamlı mehmet,
-sütçü mehmet emin,
-nalıncı hasan,
-küçük hasan.

işte güya müslüman olan bu şerefsiz kancıklar, aslında ingiliz gizli servisine hizmet eden nakşibendi tarikatına ve nakşibendilerin manisa'daki gavsları olan şeyh esad adlı ite bağlılardı.

"bana kurşun işlemez" diyerek halkı galeyana getiren nakşibendi köpeği derviş mehmet kubilay'ı şehit ettikten sonra çıkan çatışmada bir jandarma erimiz tarafından alnının çatından vurularak itlaf edilmiş, bana kurşun işlemez diyen şerefsizin öldüğünü görenler de dağılarak kaçışmış ama cumhuriyetin istiklal mahkemelerinden kaçamamışlardır...

(bkz: bekçi şevki bekçi hasan ve asteğmen kubilay/#40807809)
Neticesinde yağlı urganın tadına bakmışlardır.
radikal islamcı piçlerin çıkardığı ayaklanma.

torunları suriye'de buharlaştırılıyor.

bunların yok edilmesi elzemdir.
Hepsi hikaye kurgu CHP li zihniyet sizi kandırmışlar.aynı Atatürk ün muhalefeti bastırsın diye fethi okyara serbest fırka partisini kurdurduğu gibi.ama tertip geri tepti,merak edenler yakın tarihe baksın.ama beyniniz donduğu için muhakeme yeteceğiniz Yok maalesef.yaptığınız şudur gürültü patırtı küfür iftira,oyüzden Anadolu topraklarında hiçbir zaman düşünceniz iktidar olamaz.sadece darbelerle gelebilirsiniz onada halkın tokadını yiyip oturdunuz.eleştriye farklı düşünceleri hazmedemiyorsunuz..
yukarıdaki işgalci tohumu güya bana laf sokmuş.

önce ağzından yunan yarrağını çıkar sonra konuş.

siktirtme belanı zibidi.

sokakta görse abi çekecek zibidi, buradan sallıyor. korkak seni.
Bu ülke 2 kesimden çok çekti;

1- yobaz ve dini kullanan pezevenklerden,

2- ırkçılık yapan tiplerden.
Islamcıları sütten çıkma akkaşık sanan zatlara batan durum. Siyasal islam terörü daima olmuştur. Siyasal islam teroru bu topraklarin karanlık yüzüdür.
Siyasal islamcılar asıl sizi kandırmış. Hep sözde kandırılan siyasal islamcılar olmuştur.
ulu önder mustafa kemal atatürk'ün o kızgınlıkla, taş taş üzerinde kalmasın, menemen'i haritadan silin diye emretmesine neden olan ayaklanmadır. bazı kaynaklara göre ise Ertesi gün de, “Böyle emirler verirsem, uygulamayın, sonra bir daha sorun”, dedi. 28 Aralık 1930’da orduya gönderdiği başsağlığı telgrafında, “Mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen'deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar bulunmalarının bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadise” olduğunu belirtti.

--spoiler--

Bugün devrim şehidi Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay anılıyor. Tarihimizde Menemen olayı olarak anılan ayaklanmada şeriat yanlıları Asteğmen’i kafasını keserek şehit etmişlerdir. Cumhuriyet tarihinin en önemli olaylarından biridir ve Menemen olayının etkileri günümüzde de belleklerdedir. Peki Menemen’de neler yaşandı ve Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay nasıl şehit edildi, olayın ardından neler oldu?

ASTEĞMEN KUBiLAY VE MENEMEN OLAYI

Tam adıyla Mustafa Fehmi Kubilay, 1930 yılında Menemen’de yedek subay sıfatıyla askerlik görevini yapmaktaydı. Şeyh Esat'ın Manisa'da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz ibrahim tarafından yönlendirilen, Manisa tarafından gelen çember sakallı, sarıklı ve cüppeli dördü silahlı 6 kişi, 23 Aralık 1930’da sabah namazını takiben camiden aldıkları Yeşil Sancağı yola dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya başladılar. Elebaşılar arasında, Giritli Derviş Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan vardı. Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini “Mehdi” olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi.

Arkalarında 70 bin kişilik Halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söyleyerek tehdit ettiler. Diktikleri bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikretmeye ve “Şapka giyen kafirdir! Yakında yine şeriata dönülecektir.” diyerek bir isyan hareketi başlatmak istediler. Kasabaya halife ordusunun geleceği iddiası halkı korkuttu.

Olayların ilçedeki askeri birlikte duyulmasıyla, bir bilgiye göre; alay komutanı, yedeksubay Kubilay’ı olay yerine gönderdi. Kubilay bu hareketi bastırmak için bir manga askerle olay yerine geldi. Askerlerin yanından ayrılarak tek başına onların arasına girip teslim olmalarını istedi. Gruptan biri ateş ederek Asteğmen Kubilay'ı yaraladı. Karşıdan bunu gören askerler ateş açtılar. Fakat tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardır. Derviş Mehmet “bana kurşun işlemiyor” diyerek halkı kandırmaya çalıştı.

Kubilay yaralı halde cami avlusuna sığındıysa da, Derviş Mehmet ve arkadaşları peşi sıra geldiler. Derviş Mehmet, çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkardı ve yaralı Asteğmen Kubilay’ın başını kesti. Kesik başı yeşil bayrağın sopasına dikmeye çalıştılar ancak başaramadılar. Birisi ip getirdi ve Kubilay’ın başı yeşil bayrağın dikili olduğu sopaya iple bağlandı. Olay yerine yetişen Bekçi Hasan ateş edip gruptan birini yaraladı. Ancak açılan ateş sonucu o da öldü. Arkadaşının yardımına koşan Bekçi Şevki de açılan ateş sonucu öldü.

Bu aşamada askeri birlik olay yerine geldi ve komutan “Teslim olun!” çağrısı yaptı Ancak olay çatışmaya dönüşür ve askeri birlik ateş etti. Göstericilerden Derviş Mehmet de dahil bazıları ölürken, bazıları katı. Kaçanların hepsi daha sonra yakalandı.

OLAYIN ARDINDAN YAŞANANLAR…

Kubilay Olayı, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin 1925’deki Şeyh Said isyanından sonra tanık olduğu EN önemli olaylardan biridir. Devlet Kubilay’ın şehit edilmesine sert tepki gösterdi. 27 Aralık 1930 günü Dolmabahçe Sarayı'nda Mustafa Kemal Paşa'nın başkanlığında bu konuda bir toplantı yapıldı. Kaynakların ifadesine göre, Mustafa Kemal Paşa, Kubilay Olayına çok kızmıştı. Daha birkaç yıl önce Yunan işgalinin acısını tatmış bir muhitte bu olayın meydana gelmesi üzerine, bazı kaynaklara göre, ilçenin haritadan silinmesini emretti. Ertesi gün de, “Böyle emirler verirsem, uygulamayın, sonra bir daha sorun”, dedi. 28 Aralık 1930’da orduya gönderdiği başsağlığı telgrafında, “Mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen'deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar bulunmalarının bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadise” olduğunu belirtti.

SIKI YÖNETiM

31 Aralık 1930 günü Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir'in merkez ilçelerinde 1 Ocak 1931'den itibaren 1 ay süre ile Fahrettin Altay komutasında sıkıyönetim ilan edilmiş ve 1. Kolordu Komutan Vekili General Mustafa Muğlalı başkanlığında bir Divanı Harp kurulmuştur.

7 Ocak 1931’de bu kez izmir’de yine Mustafa Kemal Paşa başkanlığında ikinci bir toplantı yapıldı. Olaya doğrudan veya dolaylı katılan 105 sanık (anayasayı cebren tağyir, eyleme iştirak, azmettirme veya Mehdi Mehmedin Mehdiliği için harekete geçtiğini bildikleri halde zamanında Hükümete haber vermedikleri ve tekkelerin seddinden sonra ayini tarikat icra ettikleri suçlamalarıyla) 15 Ocak 1931’den itibaren Divanı Harp'te yargılanmaya başlandı,

General Mustafa Muğlalı başkanlığında kurulan Divan Harp Mahkemesinde 24 Ocak 1931 günü iddianame okundu ve 29 Ocak 1931 günü mahkeme 36 (ölmüş olan bir sanık ile 37) kişinin idama mahkûm edilmesine, 40 kişinin sorumsuzluğu nedeniyle salıverilmesine, 27 sanığın beraatine, 41 kişiye çeşitli hapis cezaları verilmesine hükmetti ve karar Meclis'in onayına sunuldu. idam hükümlülerinin 6’sının yaşı küçük olduğundan, onların ölüm cezaları ağır hapse çevrildi. TBMM Adalet Divanı ayrıca iki idamlığın cezasını 2 yıl hapse çevirdi.

Kalan 28 sanık, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen’de idam edildi. Bazıları Kubilay’ın başının kesildiği yerde asıldı. Mahkumlardan biri idam sehpasının önünden kaçtı. iki hafta sonra yakalandı ve ertesi gün idam edildi Olayın hemen ardından Menemen’de devrim şehidi iki bekçi ve Kubilay adına anıt dikildi. Anıtın üzerinde şöyle yazar:

“inandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.”

Sıkıyönetim, 28 Şubat 1931'de Manisa ve Balıkesir'den, 8 Mart 1931’de de Menemen'den kaldırıldı.

--spoiler--
bugün türkiye ortadoğu bataklığından ayrılabiliyorsa,
bugün türkiye'de modern bir yaşam sürüyorsak,
bugün türkiye'de gericiler, yobazlar, irticacı hainler hala bir şeylerden çekiniyorsa,
bugün türkiye suriye gibi olmuyorsa bunları borçlu olduğumuz 3 şehit var.

bekçi şevki,
bekçi hasan,
ve asteğmen kubilay...
görsel

90 yıl önce bugün menemen'e gelen derviş mehmet önderliğindeki gözü dönmüş 6 nakşibendi, cumhuriyet devrimlerine saldırdı.
asteğmenimiz mustafa fehmi kubilay'ı canice, vahşice ve kalleşçe şehit ettiler.
bekçi hasan, kubilay'ın cansız bedenini linç etmek isteyen nakşibendilere bir bozkurt gibi saldırdı, birkaçını vurduğunda paniğe kapıldı nakşibendiler.
ardından bekçi şevki yetişti, cenk ettiler yobaz köpeklerle.
ikisi de şehit oldu.

ayaklanmanın gerisinde ingiliz gizli servisi ile irtibatlı nakşibendi tarikatı sofileri şunlardır;
-laz ibrahim,
-derviş mehmet,
-şamlı mehmet,
-sütçü mehmet emin,
-nalıncı hasan,
-küçük hasan.

işte güya müslüman olan bu şerefsiz kancıklar, aslında ingiliz gizli servisine hizmet eden nakşibendi tarikatına ve nakşibendilerin manisa'daki gavsları olan şeyh esad adlı ite bağlılardı.

cumhuriyet 90 sene bugün 3 kahraman evladını katletti.
ve biz o günü hiç unutmadık.

kinimiz, öfkemiz ve intikamımız hala taze, hala diri.

ulu önderin kurduğu bu cumhuriyeti ne yaparsanız yapın yıkamayacaksınız.
başaramayacaksınız.

cumhuriyeti kuranların, cumhuriyetimiz uğruna şehit olanların naciz vücutları toprak olsa da, cumhuriyetimiz ve devrimleri ilelebet payidar kalacaktır...

tabi bu olay genç türkiye cumhuriyetinde ve kurucusu mustafa kemal atatürk'te derin üzüntü yaratmıştır.

atatürk, menemen şehitlerinin aziz hatırasını ebedileştirmeye kararlıdır. hem menemen şehitlerinin aziz hatırası ebedileşmeli, hem de bu olayla ilgili güçlü bir mesaj verilmeliydi.

bunun için menemen'de hakim tepe konumunda bulunan yıldıztepe'ye bir anıt yapımına karar verildi, anıtın yapımına 1934'te başlandı, 1 sene sonra menemen olayı'nın yıldönümünde anıtın açılışı yapıldı.
görsel

anıtın kaidesinde şehitlerimiz kubilay, şevki ve hasan'ın isimleri yazar, bunların hemen üzerinde anıtın kitabesi bulunur. burada gençliğe hitabe yazmaktadır.
kitabenin üzerinde ise elinde mızrak tutan bir savaşçı erkek tasviri bulunur.
bu figür elinde mızrak tutan, güçlü bir savaşçıdır.
görsel

işte bu türkoğlu türk yiğit, atatürk'ün tavsiyesi ile menemen anıtına modellik yapan, urfa karakeçili türkmenlerinden salih'tir.

namı da bakıryırtan salih...
görsel

menemen anıtında cumhuriyetin gücünü ve cumhuriyetin bekçisi türk gençliği'ni canlandırır bakıryırtan salih...

salih, istanbul'da askerliğini yaparken, arkadaşları ile güreş müsabakaları yaparak acı kuvvetini sergilemiş, salih'in bu acı kuvveti komutanlarının da dikkatini çekmiştir.
salih pek çok defa arkadaşları ile toplandıklarında onları kırmayarak acı kuvvetini sergiler, bakır tepsileri, elde dövülmüş bakır tencereleri kağıt yırtar gibi yırtar gösteriler sergilerdi.

bu yüzden de ona bakıryırtan salih denilmeye başladı.

tabi salih'in bu gücü kuvveti atatürk'ün kulağına kadar gitmişti.
atatürk onu yalova'daki köşke çağırttı ve gücünü sergilemesini istedi.
mutfaktan bakır tepsiler, tencereler getirildi, salih bunların hepsini atatürk'ün huzurunda kağıt yırtar gibi yırttı.

sonra atatürk yanında bulunan iri cüsseli bir adamla onun güreşmesini istedi.
salih, atatürk'ün işaret ettiği iri adamı belinden kavrayıp havaya kaldırdı, onu öyle bir sıktı ki insan azmanı iri adam aman diledi.
salih güreştiği adamı köşkün aşçısı sanıyordu ama salih'in kavrayarak sıktığı adam milletvekili recep peker'di.
kendisi de sağlam bir pehlivan olan recep peker; "ben böyle bir kuvvet görmedim" demiştir.

işte o günden sonra atatürk bakıryırtan salih'in güreşçi olmasını istedi.
onun iyi bir pehlivan olması için çoban mehmet'e emanet etti.

lakin bakıryırtan salih'in her ne kadar acı kuvveti olsa da, güreş sporuna karşı bir kabiliyeti yoktu, iyi bir pehlivan olamadı.
görsel

fakat buna rağmen atatürk ondan vazgeçmedi.
yukarıda da görüldüğü üzre menemen anıtında cumhuriyetin bekçisi güçlü savaşçı figürü için salih'in modellik yapması bizzat atatürk tarafından tavsiye edildi. salih anıta modellik yaptı ve ölümsüz oldu.

salih sonraki yıllarda atatürk sayesinde paşabahçe fabrikasına girdi, yaşamını istanbul'da sürdürdü.
atatürk'ün huzurunda pek çok güç gösterisi yaptı. bunların çoğu da tahmin edeceğiniz üzre yabancı misafirlerin huzurunda yapılan gösterilerdi.
atatürk yabancı misariflerine türk gencinin, türk'ün gücünü göstermeyi çok severdi...
bayramlarda ve önemli günlerde acı kuvvetini sergiledi.
görsel
görsel

işte günümüzde menemen anıtı ve bu anıttaki mızraklı savaşçı figürünün hikayesi de böyledir...

#tarih
sahte tarihin düzmece hikayelerinden biri.

o kadar çok var ki böyle hikayeler ezberletilmiş beyinlerin sakız ettiği ağızlarına...
O. Çocuğu bağnazların çıkardığı ayaklanmadır. Şehit Kubilay erimize rahmet diliyorum. Kubilay'dan sonra, Atatürk, "menemen'i bir topla ateşiyle silin" demiştir. O zamanlar askere verilen değere bakın, şimdiye bakın. Malum gecede askerleri döven, askerlerin boğazını kesmeye çalışanlar, menemen'de ayaklanan şerefsizlerin dölleridirler. Sonuna kadar Türk ordusunun yanındayız.. Mehmetçiklerimizin hepsi değerlidir.
O değilde katilin sonradan esrarkeş sarhoş berduş olduğu bilindiği halde ısrarla bu olayı dindar kesime yıkmaya çalışıyorlar.
https://www.google.com/am...layini-unutmayin-38290683

Unutturmayacağız!

Bülent Arınç'ın dedesi gerçekten Giritli Derviş Mehmet ise Bülent Arınç bir an önce sınır dışı edilmelidir.
Urfalı Türkmenlerden biri deyince hepsini çöpe attım..
hala bu olayı savunan leş beyinler var. neymiş sarhoşmuş adam. tabii tabii. bu leş zihniyete göre fetö denen it, zamanında da hocaefendi idi. eğer ne kadar haysiyetsiz olduğu ortaya çıkmasa idi, şimdi deli gibi savunacaklardı halen bu it sürüsünü.

hali ile buradan azalan enerjilerini, zamanında bu gerici ve yobaz ayaklanmayı yapanlara harcıyorlar.

gerçi bunlar yobazların madımak olayını da savunur. böyle bir zihniyet işte.