bugün

yakın zamanda bitmesi gereken realitedir. elalem aya gidiyor, bizimkiler mafailün failetün derdinde.*

sözelci diye bölüm mü olur allahaşkına.
bilgi birimlerinin yüzyıllarla alakası olsaydı matrakçı nasuh'un 15. yüzyılda işi olmazdı.
felsefe olmasa hiçbir bilimin işe yaramayacağını bilen öğrencilerdir. sayısalcılar tamirci yada işçi, sözelciler tasarımcıdır. birşeyler tasarlanmazsa işçiler boş kalacaktır.
gayet normal ne var bu durumda anlayamadım.
okul bitince edebiyatçı, tarihci, coğrafyacı vb. olmak ayıptır ya.
çok büyük ayıptır.

herkes mühendis, matematikçi, istatistikçi, vs. olsun. ne gerek var edebiyata, tarihe, coğrafyaya, felsefeye?
bunları öğreteceksin de ne olacak?

elin ingilizi, danimarkalısı türk dili konusunda ihtisas yapıp uzmanlaşıyor, türk edebiyatını yalayıp yutup türkolog oluyor biz hala sözel dersleri anlatıyoruz öğrencilere.
aman yarabbi! ne büyük ayıp, utandım(!)
bu durumdan veryansın edenlerin bünyesi, trafik dersine müdür yardımcısının girmesine alışıktır. sanırım beklentileri gelecekte, e tarihe de matematikçi girsin nolcak aga türündendir. çarpık eğitim. * *
#11495613

sayısalcı oldum diye kendini bir bok sanmayan lisedeyken dil anlatım dersini rahatlıkla geçebilen edebiyatı genellikle güzel olan öğrencidir.*
(bkz: bir sayısalcının hezeyanları)
Bu işin 21. yy alakası yoktur kaaarrdeeşş. Matematik zekası olmayan ne okuyacak? Aya mı çıkacak?
Şimdi ki gençlik sözeli basit görüyor ama hiç de öyle bir bölüm değil. Zehir gibi olur sözel öğrencileri. Kitapla haşır neşirdir. Söz cambazlığı yaparlar. Severim lan. Candır onlar.
gayet normal ve mantıklıdır.bazıları sayılcılar gibi matematik fen ağırlıklı dersleri sevmez hatta çakmayanlarda vardır
adam tarih edebiyat gibi derslere meraklıdır içinde araştırmacı bir ruh vardır.öyle görünüyor ki o ruh birilerine feci halde dert olmuştur.
adama derler ki; bu sözleri sayısal zekanla yazıyorsun bu ülkeyi sayısal zekanla mı ayakta tutuyorsun derler. disiplinlerarası öğretim diye bir şey duymadın mı derler. türkçe olmadan matematiği nasıl anlıcaksın/anlatacaksın derler?

başka adama da derler ki senin sözelci arkadaşların kitap okumayan embesilse biz napalım derler.

olum ben sizin derdinizi biliyorum sizi analarınız, babalarınız, stockholm sendromu diye milleti suçlayan zihniyetler bu hale getirdi. zannediyorsunuz ki sayısalcılar dünyayı ayakta tutan mekanizma. çok poh poh poh demişler size çok. uyanın lan artık.

(bkz: bakma böyle görümdüğüme sinirlendim mi fena olur)
adama derler ki; bu sözleri sayısal zekanla yazıyorsun bu ülkeyi sayısal zekanla mı ayakta tutuyorsun derler. disiplinlerarası öğretim diye bir şey duymadın mı derler. türkçe olmadan matematiği nasıl anlıcaksın/anlatacaksın derler?

başka adama da derler ki senin sözelci arkadaşların kitap okumayan embesilse biz napalım derler.

olum ben sizin derdinizi biliyorum sizi analarınız, babalarınız, stockholm sendromu diye milleti suçlayan zihniyetler bu hale getirdi. zannediyorsunuz ki sayısalcılar dünyayı ayakta tutan mekanizma. çok poh poh poh demişler size çok. uyanın lan artık.

(bkz: bakma böyle göründüğüme sinirlendim mi fena olur)
Lys 1'e girmeyen gençlerdir. Ne güzel lan matematik diye bi dertleri yok hiç olmazsa.
"1400 yıl önceki olayları ezberletmek öğrencinin değil sistemin sorunudur."

Sözelci öğrenci salak değildir bu bölümün hakkını veren öğrenci üstündür gözümde
sayısalcı ve fen bilimci adam boştur.
çünkü kafasına sokacağı bir şiir bir yazı bir hikaye bir bakış açısına sahip değildir.
beynin bir kısmı bunlarla dolu olsaydı zaten sayısal alanda başarılı olamazdı. o yüzden ancak ve ancak rakamları toplar deneyler yapar testler çözer eşek gibi enerji harcar ve okul bitirir. sosyal hayatta angutun teki olarak dolanır ne kültür sanattan ne tiyatrodan ne sosyal hayattan anlar.
tek sözel hayatı sosyal ağlardır facebookta kız düşürmeye çalışır sözel yeteneği olmadığı için iki cümle kuramaz onuda beceremez.
e napacaksın şimdi okul bitti sayısal ı çok iyi biliyosun.?
okulda deneyler yapıp real hayatta denek oluyosun. sözelci olmuyor mu oluyor... ama hakkını veren olmuyor!
Tv'lerde gazetelerde yazanlar program yapanlar sözel alanından mezun olan tiplerden oluşuyor beyler.
edebiyat öğretmenleri sizin öğretmenleriniz sözel alanının öğrencileri size birşeyler öğretmeye çalışanlar.
ney anlatıyorum yahu kime anlatıyorum herkes bildiğini okuyacak. bu noktaya kadar okuyanlara teşekkürler. saygılarımla.
burada anlatılmak istenenin kitap okumak olmadığını anlamayan argadaşlara sadece şu başlığımı işaret eder, başka da bir şey demem. (bkz: 20 sine gelip das kapital i okumamış insan)

burada vurgulanan okumanın gereksizliği değil. haşa. buradaki mevzu bir baltaya sap olamayan öğrencinin sözele yönlendirilmesidir.
ideal olanı (bkz: sayılsalcı olan ama sözeli de süper olan öğrenci)
(bkz: çoklu zeka kuramı)
sanat, müzik ve edebiyat gibi soyut güzelliklerin devam etmesi için gereken kişilerdir. Sosyal Bilimler olmaksızın, Fen bilimleri gelişemez, zira insanoğlu robot değildir.
21.yy dünyasında en az sayısal kadar önemli olan bölümdür.
(bkz: sözelci olmazsa dünyadan haberleri tıpçılardan öğrenirsiniz)
sözel okuyup, isterse sayısal bölümde kazanabilen kişidir. *
öyle yada böyle sözelci olarak nobel ödülü alan edebiyatçımız var mi var, senin bilgi sandığın enformasyonu sana yediren gazeteciler var mi var, sen burada sözel yeteneğinle(!) sözelcilere saydırmaya çalıyormusun evet ama ben nobel ödüllü bir fizikçimizi tanımıyorum. amk. Veya başlığı açan şahısın sözelciden bir kuyruk acısımı var diye düşündüren başlıktır da diyebiliriz..
devletin sosyal liseler açmak konusundaki baskılarından kaynaklı olan meslek lisesi olarak kurulup doktor imam mühendis imam yetiştirmesi için uğraşılan imam hatiplerin varlığı düşünüldüğünde mevcut iktidar döneminde alana ilgisi olanlar hariç gerçekten geleceğe dair yapılan en büyük yatırımla ilişkilendirilebilecek durumdur.
sözelci olupta dilinden edebiyatından tarihinden niye haberdar olasın ki. bu ne saçmalık. değil mi? nasıl olsa elin ecnebileri bizim tarihimizi de yazıyor dilimizi de!

(bkz: provokasyon kokan hareketler bunlar)

bir yunan veya ermeni düşüncesidir. *

edit: ne oldu lan izmirde denize yuvarladıydık nasıl kurtuldun sen ordan çabuk layık olduğun yere geri dön. tabi seni deniz kabul eder mi bilmem. bu devirde bazılarını toprak bile kabul etmiyor malum.
keşke bunu iddia edenler birazcıkta sözel derslere ağırlık verseydi dedirten durum. kafayı sayılardan sıyırtmadan güzel güzel başlık açılabilirdi. bunun aksini iddia eden insan tarihini edebiyatını dilini inkar etmektedir. gereksiz troll'lükler yapmaya gerek yoktur efendim.
not:mühendisim fakat sözel konulara da oldukça ilgi duymaktayım. herkes de duymalı.