Beyaz yakada ciddi farklılık gösteren kriz
Özel de çalışanlar neredeyse Asgari ücret Aynı Alıcakken
Devlettekilerin ise maaşı iyi durumda 5 bin civarı
Asgariden 2 kat fazla
Almanya'da Asgariucret 1500€ iken
polis maaşı 2000 € civarı
Öğretmen 2500€
Bizde ise polis 5500lira alıyor
Öğretmen 5000(Ek ders hariç alıyor)Özeldeki beyaz yakaliların işi ise daha zor
Ben isg teknikeriyim.
B seviye diplomam var ama
Aldığım 6 bin civariki bu da çok düşük
5 sene önce asgari ücretin en az 7 katı kazanıyorduk şimdi ise aralarında nerdeyse 2.5 kat kadiki
Şuanda özel de asgari ücrete çalışan muhasebeci tanıyorum
Şu siralarda
Özelde çalışan öğretmenlere Asgari ücret verip sigorta bile yapılmıyor...
(Yedi iklim doğa koleji vb.)
Kim nederse desin Devlet sektöründe çalışan beyaz yaka çok az etkileniyor asıl darbe yiyen özeldeki beyazlar ....
yıldan yıla tekerrür eden yönetim krizidir. devlet bütçesi ve olanaklarının vatandaş faydasına göre değil, belli bir grubun faydasına göre dağıtıldığı düzenin herşeye rağmen yürütülmeye çalışılmasının, piyasa koşulları, hayat koşullarına rağmen ittirilmeye çalışılmasının sonucudur.

boşa analiz falan kasmayın arkadaş, çok basit sorular sorun. onlara da yanıt alamayacaksınız zaten.

türkiye cumhuriyeti devletiyle iş yapan tüccar neden ticaretine ek garanti ister ve ingiliz kanunlarıyla yargılanacak sözleşmeye konu edilir?

neden sana bana değil de tarikatlara?

neden devletin açıkladığı sayı ve istatistikler gerçekleri yansıtmıyor?

neden muhalefet vasat, cılız ve iktidar kuyruğunda?

neden umut bağlanan siyasilerinin tamamı john biden ın ağzına bakıyor?

neden pusulamız doğuyu mu batıyı mı göstermeliyi konuşmak yerine, kendimize dönüp bakamıyor, birlikte el atamıyoruz şu işlere?
Bizi zor günler bekliyor
bundan önceki krizlerin hep ismi vardı;
yazar kasa krizi, anayasa kitapçığı vs.
şimdiki krize isim verecek bir babayiğit çıkmadı henüz.
hatta iş dünyası ve sanayiciler, kriz kelimesini bile kullanmaya çekiniyor.
maalesef pandemiden önce krizdeydik, üzerine pandemi ilave olunca hazırlıksız yakalandık.
e beton bu zamanda para etmediğini anladık.
yollarda ve köprülerde kurtarmıyor bizi, kurtarmadığı gibi hala taksitlerini ödüyoruz,
misli misli.
kriz markette, kriz pazarda, kriz işsiz üst komşunda, kriz aldığın beyaz peynirde,
kriz bunları okurken etrafında gördüklerinde, çünkü herşey usd oldu.
üretmek yerine el parası ile borçlandık.
temel ekonomi kuralları ile inat ederken paramız azaldı.

dünyada en fazla faizi veren ülkelerden biriyiz ama para gelmiyor...

şimdi tekrardan başlıyoruz,
kriz sadece ekonomi demek değil.
hukuk + adalet + eğitim + özgürlük +demokrasi+ hesap verilebilirlik + tasarruf + liyakatli devlet sistemi sağlanmadan , üretim olmaz.
üretmeden satamayız.
satmadan para kazanamayız.
kazanmadan doyamayız.

her şeye yeniden başlamak lazım, silip yeniden yapmak lazım.
çok da vakit kaybedeceğiz, bu borçların ödenmesi kolay olmayacak.
düzelme 1-3-5 senede olmaz.

doğru kadro ile en az 15 yıllık yapılanma gerekli.
her sistem zarar aldı.

ilk ödev;

ilk önce çocuklarımızı doğru eğitim sistemine emanet edip,
hukuku doğru inşa etmemiz lazım.
nitelikli insanları doğru görevlere getirmek gerek.
üretim ekonomisine dönüş lazım.
para bunun kokusunu alınca , biz istemesekte gelir.
2018 yılının son çeyreğinde başlayıp, 2020 yılına uzanan, büyük ihtimalle 2021 yılında da devam edeceği öngörülen krizdir.

ekonomist değilim, konuyla ilgili akademik bir çalışmam yok. ancak 12 senedir, özel sektörde üst düzey yönetici olarak çalışmam sonucu, çalışanların ve işverenin durumu ile ilgili tespitlerim var. onları paylaşmaya çalışacağım.

-bilindiği üzere, kamu ihalelerinde devlet tl ile ödemeye yapmaya karar verdi. fakat üreticinin kullandığı ve devletin belirli bir yüzdesine sahip olduğu hammadde tedarikçileri, hammaddeyi hala dolar ile satıyor. bir noktadan sonra üretici sattığı mal kadar hammadde alamamaya başlıyor ve ödeme güçlükleri baş gösteriyor.

-asgari ücret zaten apayrı bir konu. insanca yaşamayı sağlayacak kadar olması gereken asgari ücret, enflasyon oranı manipüle edildiği için, hak ettiği noktaya hiçbir zaman gelemiyor. fakat asgari ücrete yapılan zamları, ödeme güçlüğü çeken ve finansal yapısı kötüleşen işverenler karşılayamıyor. hal böyle olunca iş yerinde personel azaltma yoluna başvuruyor. işsizlerin arasına yeni işsizler katılıyor.

-ülkede vergi alınabilen kesim sadece bordrolu çalışan kesim. maaşlarımız daha elimize geçmeden vergi kesiliyor. öte yandan bir bakıyorsunuz hangi firmaların ne kadar vergisi silinmiş. ne yazık ki ülkede, çalışanlarının ferdi olarak kurumdan daha fazla vergi ödemesi gibi örnekler var.

-istihdam yaratmakta, iş alanları açmakta hem devlet hem özel sektör zorlanıyor. kimsenin iş beğenmediği falan yok, kimse yalan söylemesin. iş yok iş. işveren alıştı dört beş farklı işi aynı insana yaptırıp kar etmeye.

-kaçak iş gücünü engelleyemiyoruz.

-beşeri sermayeye olan yatırımımız yok denecek kadar az. ülkenin her tarafına manyak gibi üniversite açıp, herkesi üniversite mezunu olmaya özendiriyoruz ancak bir gelecek de sağlamıyoruz. öte yandan iş bulabilen, kurumlarımıza aldığımız gençlerimize tek kuruş yatırım yapıp, kendilerini geliştirmek için fırsat yaratmıyoruz.

-tasarruf sadece vatandaş üzerinden yapılıyor. acı reçetelerden bahsediliyor. ben ortaokuldayken rahmetli ecevit vardı, kemal derviş ülkeye çağrılmıştı. kemer sıkma politikası bizim bile dilimizdeydi. aradan yirmi sene geçti hala acı reçete. sadece makam arabaları değil, ekstra kullanılan, uçuk kaçık kira bedelleri olan, şişirme kadroların bulunduğu her makam revize edilmeli. yoksa sekiz uçakla pikniğe giderek bu buhranın içinden çıkmak mümkün değil.

(bkz: tl dr) dememeniz dileğiyle.
enflasyonun kasten düşük gösterilmesi sahtekarlığının kaçınılmaz sonucudur.

marmara üniversitesi işletme bölümünden sözde mezun olmuş şahsım diyor ki "faiz enflasyonun nedenidir"!... böylece ekonomi konusunda temel seviyede bile bilgisi olmadığını, aldığı sözde diplomanın uyduruk olduğunu ispat etmiş oluyor. o zaman faizi arttıracağın yere sıfırla, enflasyon da sıfırlansın değil mi ya?

kardeşim, sen kalkıyorsun %10 olan faiz oranını %15'e çekiyorsun ama millet hala dövize, altına hücum ediyor, kurlar artıyor... neden? bir kere, faize %5 eklemek bile sahtekarlığın itirafıdır. doğru hesaplanan bir enflasyon olsa, ona karşılık gelen faiz bu kadar çok arttırılabilir mi? neden arttırılsın?

millet neden dövize, altına hücum ediyor? çünkü sahtekarsınız, çünkü enflasyonu kasten çok düşük hesaplıyorsunuz, çünkü elinde para olanlar aptal değil, tl'de tuttukları paranın gerçekte %25-30 seviyesinde olan enflasyon karşısında eriyip gideceğini biliyorlar.

ama sıra emekçinin maaşına zam yapmaya gelince, sahte enflasyon hesaplamalarınıza göre zam yapılıyor! halkı soyuyorsunuz, halkı yoksullaştırıyorsunuz, halk düşmanısınız...

(bkz: akp pişmanlıktır)
Bazı yazarlar dolar artışına karşı
Faizi %20 yapalım diyor.
Bu yanliş...
istesek de istemesekde yüksek kura alismak zorundayız.
gecinenemekden daha kötüsü issizlikdir
işsizlik ciddi anlamda asayiş sorunuda doguracakdır.
yüksek faiz döviz artışını keser lakin issizligi uçurur.
artık doları 10 a euroyu 12 ye sabitleme zamanı geldi ...
(gerçi bu seviyede taş çatlasa 1 sene dururya neyse)
hükümetin düşmesiyle sonuçlanmış krizdir.

not; 2042 yılından geliyorum.
Inanılmazdır. 2013, 2012 yılında yaptığım gıda alışverişlerinin yarısını yapamıyorum. Yaptığım spordan çok iyi kriz analizi çıkıyor. Kas geliştirmek için binlerce lira harcamak gerek şaka gibi amk. Eski performansımı yakalayamıyorum. O kadar para harcamam lazım ki eski halime dönmem için Sanki mr.olympia yarışmasına hazırlanacağım * . Evli çocuklu insanlar ne yapıyor merak ediyorum.
Koronaya bağlanarak, yine sıyıracakları bir krizdir....

Ulan damat geçen tv de açıklama yapıyor, ekonomimiz dönüm noktasında diye, daha ne kadar dönecek bu ekonomi? Döne döne gö*ümüze girdi...
Son 1 saattir (a haber) izledim. Bunun verdiği tecrübe ile olmayan krizdir.
Daha düne kadar kriz olmadığını iddia edenler çıkmış ekonomik kurtuluş savaşı veriyoruz edebiyatı yapıyor.

Bu krizin ayak sesleri 5 yıl önceden gelmeye başladı ne yaptınız önlem almak için!

Goebbels gibi algı operasyonundan başka aaa şimdi mızrak çuvala sığmaz oldu ekonomik kurtuluş savaşıymış pehh.
2001 yılında devletin elinde satabileceği ya da kar edebileceği bir sürü kurum vardı.

şimdi devletin elinde bir tek vergi kaldı. artık sıkıldıkça vergi alıyorlar.

çünkü milyarlarca dolar özelleştirme parasını bok ettiler.
Şu anki durum;
görsel
Akepeliler bu şekil

görsel
sadece ülkemizi değil, tüm dünya ekonomisini etkileyen, pandeminin neden olduğu geçici ekonomik durgunluk. ekonomimizin bundan daha bitik olduğu günler olmuştu yine de, panik yok.
Sabahın 7’sinde koştura koştura oy vermeye gidenler, bu aralar akşamın 7’sinde pazara çıkıp çarık çürük ucuza meyve sebze almaya çalışıyor.

Aynen devam.
Suna 2021 diyelim zira 2020 de saha çamurluydu falan.
işsizler ordusu 2021 e damga vuracak.
Bazı arkadaşlar faizleri artınca ülke ekonomisini düzeleceğine zannediyorlar lakin çok fena yanılıyorlar...
Bakın kardeşler..
şu anda türkiye'de 26 milyon kişi çalışıyor.
geçen sene 2019 da bu 29 milyondu
daha bunu çalışıyormuş gibi gösterilip
ayda 1200 lira alanlar dahil değil..
şimdi size soruyorum faizlerin 500-600 bâz arttırılıp
doları 7 nin altını çektin ..eeee sonra
ne olacak?
mevduat faizini %20 olduğu bir dönemde zaten pandeminden dolayı sıkıntı yaşayan üreticiler işini bırakıp mevduat faize para yatırmaz mı ?
Çalışan kişi sayısı muhtemelen 20 milyonlara kadar geriler işsizlik artar şu anda emin olun dolar artışından bile daha kötü bir durum olur..
2 sene önce hatırlarsan böyle olmuştu ki..
o zaman ülkeye tam anlamıyla durgunluk yoktu
şu anda pandemi den dolayı bütün dünyada olduğu gibi ülkemizin de ağzına sıçmış durumda...
bir de buna yüksek bir faiz eklenirse artık tüy dikilir .
tayyip erdoğan şu anda trumpn kazanması için dua ediyordur .
diğer adam (jo beyden) gelirse zaten tecavüze uğramş ekonomi artık iyiden iyiye ceset haline gelicek
venezuella ile arjantin gibi..
Bundan bir 10 yıl sonra etkileri daha net anlaşılacak olan buhran dönemi.
Her şey acayip pahalı. Millet insan gibi yaşamayı unuttu. Kendimi zenci köleler gibi hissediyorum. Çalışıyorsun ama anca karnın doyuyor.
Geçim sıkıntısı yaşayan bizleriz.
Kim görüyor halimizi.
O kadar pahalılık var ki bilemiyoruz ne yapalım, şaşırdık.
Zengin yine zengin fakir yine fakir.
Krizler hiç ama hiç bitmez.
Reis bu ara iban atmıyor. Bi yerlerden para buldu zaar.
2018de başlayan ekonomik krizinin devamıdır, yurt dışından akan paraların kesilmesinden doğan hayat pahalılığına bir darbe de coronanın vurmasıdır.
(bkz: rant talan ve israf hükümeti)
gariban değilim ama hayat pahalılığı boğazıma oturdu amk.
Herkes kuyruğu dik tutuyor da, .mı g.tü dağıtmış millet.
Herkes birbirine ‘ bu nasıl para yetiriyor lan ‘ diye bakıyor.

Gırtlağa kadar borçlular. Bu kışa herkes kusar.