bugün

Allah herkesin yardımcısı olsun.
ak partiye üye olarak görmezlikten gelebileceğiniz krizdir.
Krizden anladığınız faizlerin, doların fırlaması ise kriz yoktur(zaten bu tür krizler artık Dünya'da da pek olmuyor.)
Krizden anladığınız düşmeyen işsizlik ve yoksulluk, piyasada paranın dönmemesi, ülkeye turizm harici giren paranın faiz almak için bankada durması ise kriz vardır.
gümbür gümbür gelen ve etkisi daha önceki krizlere göre daha net hissedilen krizdir.
döviz piyasaları bunun en büyük habercisidir zaten.
işin acı tarafı kapıdaki büyük krize rağmen dünya sikinde olmayan ve koca bir ülkeyi bu bokun altına sürükleyen yöneticiler ve bu olanlara alkış tutan kara cahil bir halk var çevremizde.
freni patlamış bir kamyon gibi gidiyoruz yokuş aşağı, umarım fikirlerimiz sadece fikir olarak kalır.
olmayan krizdir.
Coktaan hayatımıza dahil olan ama görmemekte ısrarcı comarlarin inkar ettiği krizdir. Yaşayan biliyor kriz var mi yok mu. Çıkıp ufak bir esnaf sohbeti bile ortaya koyar pekçok şeyi. Herkesin anlaması için bir sabah kalktigimizda patlamış olarak gorecegiz kendisini. O zaman gelip burda aglamasin "kriz yok yea"diyenler.
Sadece döviz kuru ile yorum yapılmamalı ama kriz için önemli bir göstergedir döviz kuru (dolar/tl: 3.11)

Diğer makro ekonomik göstergeler, enflasyon, büyüme ve işsizlik rakamları da pek iç açıcı değil.

Kredi kartları şişmiş durumda, borç gırtlağa kadar.

Alacaklar kapıda.

Bakkal rıza amca ile ekonomi analizi yapamazsın ki!

Küçük esnafta ekonomik kriz çok hissedilmese de genel bazda bakarsak krizin etkilerini görebiliriz.

Boşta yatan tırlar, vadesinde ödenmeyen borçlar, 50 tane iş başvurusundan gelmeyen cevaplar, maliyet azalmak için yapılan işçi çıkarımları, küçülmeler, bant kapatmalar...

Yatırımı betona yapmalar, düşen ev faiz oranları, zoraki bireysel emeklilik...

Hayır olsun ne diyelim.
türkiye gibi bir ülkede medya kriz geldi demeden kriz falan gelmez ülkeye. çünki çalışan, ekonomiyi takip etmeyen, ekonomik bilgisi olmayan insan suçu her zaman kendinde yada çalıştığı şirkette arar.

misal gecen ay maaşı artan, kenara 3-5 bişey atan işçi bu ay aynı harcamaları yapıp eksiye girince ilk suçlayacağı kişi kendi ailesi ve çalıştığı iş yeridir. enflasyon aklının ucuna bile gelmez. sosyal mecralarda sürekli bu olguyu destekler.

sosyal medyada sürekli "kocişimle kahve keyfi", "börüsunun doğum günü" başlıklı mutlu aile tablolarını gördükçe sorunun kendinden kaynaklandığını, hiç yapmasa bile fuzuli masraflar yaptığını hatta kendi yapmadığından eminse eşinin fuzuli masraflar yaptığını düşünür. her hafta farklı bir arabayla gelen şirket yöneticisi patronun oğlunun kendisine az maaş verdiğini düşünür.(nitekim de haklıdır) ama ülkede asgari geçim bellidir, asgari ücretin altında da bir maaş almıyordur.

bir gün beynine kan sıçramış halkın içinden bir babayiğit "gireceği kadar girdi zaten yansın bu dünya" edasıyla başbakanın önünde yazar kasasıyla fantazilere girişirse, işte o zaman halk "vay anasına be meğer bizim hanım suçsuzmuş, börüsunun babasıda aynı durumdaymış, patronun itoğlu o kadar da suçlu değilmiş" demeye başlar ve krizi o zaman iliklerinize kadar hissedersiniz.
Malum kişinin çok büyük sayıda seçmen kaybetmesine sebep olacaktır.

Nerden baksan %70'i paralı köpek zaten. önüne kemiğini koyarsan en büyük destekçin oluyor, koymazsan en büyük düşmanın.
2016 ekonomik krizi geçmiş ve bitmiştir. yeni konumuz 2016 son çeyrek ekonomik kıyametidir.
BEn bu tür başlıklarda gelişigüzel ideolojik yazanı ya da salt döviz kurundan bahsedenleri çok açıklayıcı bulmuyorum. Bizzat piyasadan doneler verenler daha aydınlatıcı oluyor.

Turizm ve inşaat sektöründeyiz. Daha önce bu ve * Başlığında turizmin nasıl bittiğini ve yerle bir olduğunu anlatmıştım. 2015 sezonunda günde 500-600 Euro ciro yapan adamlar şimdi bize 6-7 bin liralık borçlarını 9 aydır ödeyemiyorlar. Neyse; detayını merak eden o başlıkta entrylerime bakabilir. Ben bugün inşaat sektörünün batmak üzere oluşunu anlatacağım...

Öncelikle karşılıksız çekler havada uçuşuyor. Müteahhidinden, yapı marketçisine herkesin elinde patlayan Çekler, kimse ne yapacağını bilmiyor. Şimdi 3 tane binaya başladık, başlangıç için malzemelerini topladık. ilk etapta 6-7 ton Demir alalım dedik ki bunun külfeti bu Demir fiyatlarıyla 10 bin lira falan. Abartmıyorum, 4 tane malzemeci gezdik, kimseden bulamadık. Satıldığından değil, malzemeciler batmış. Hem de arkasında holding desteği olan, 5-6 ayrı sektörde 5-6 şirketi olan malzemeciler... eskiden ellerinde olmasa bile siparişi alır, sağdan soldan getirtirlerdi. Şimdi onu bile yapamıyorlar çünkü sağdan soldan getirirler dediğim yerlere bir sürü borçları var. Biz daha nerden baksanız 40-50 bin liralık Demir alacağız ama satacak adam bulamıyoruz, kılı kırk yarıyoruz. Millette ne malzeme ne de para var.

Banka mesaj atıyor. Az önce 1800 tl harcadınız, bunun 1000 lirasını bedavaya getirmek ister misiniz? Diye... nasıl diye soruyorsun, 18 ay boyunca ayda 5600 tl toplamda yanlış hatırlamıyorsam 108.000 tl harcama sözüne... milletten böyle taahhütler koparmaya çalışıyorlar bunu yaparken de komik 3-5 kuruş indirim verelim diyorlar.

Sektörde kalıpçı müteahhitten, demirci kalıpçıdan, betoncu kalıpçıdan, mimar müteahhitten parasını alamıyor. Bakmayın siz peynir ekmek gibi ev yaptıklarına... maslak 1453 çok prestijli, Araplar falan alır. Ama senin müteahhitinin sokak arasında yaptığı 3+1 lüks daireler şimdi teker teker elinde patlıyor. Normal şartlarda bankalar bu kadar ödenmeyen kredi üzerine o müteahhitlerin hepsine teker teker çökerdi. Hükümet baskısından ötürü gevşek davranıyorlar. Ama bankalar da sermayeleri azaldıkça, alacakları arttıkça ve kredileri düştükçe bir müddet sonra hükümet falan dinlemeyip çökecek o rizeli müteahhitlerin tepesine. O zaman da rte çıkıp faiz lobisi diye girdiğimiz ekonomik krizi bankaların üzerine atacak. işi bilen ve epeydir hükümeti uyaranlar bu krizin bizzat Akp yüzünden çıktığını kolaylıkla anlayacak. Çomarlar ise rte'nin peşinden koyunluk yapmaya devam edip bu krizin bankalar yüzünden çıktığını zannedecek.

Ben kendi adıma krizin etkilerini göze aldım. O Çomarlar açlıktan ölsünler ki 15 senedir yaptığımız tercihlerin ceremesini çekelim. Bunu hak ediyoruz çünkü.
yok diyenler gidip esnafın halini sorsun, sonra burada edit yaparlar.
hala kriz yok diyen beyinsizler var. kriz illa tepeden inmez. 2001 krizi suni krizdi ve amaç eceviti devirip, yerine malum zihniyeti getirmekti.
şuan gerçek bir kriz var ama sıcak para ve kara para ile ekonomi az da olsa dönüyor.
peki halk ve esnaf. ??

iç ve dış borç, cari açık, hane halkı borç stoğu vs. vs. hede hödölere bakınca durum korkunçtanda öte.
bunlar yetmezse kredi kartı borçları, tahsili yapılamayan çekler, ne bileyim iflas edenler, iflas ertelemer ile durum 2001'i bile mumla aratıyor.

ee sen koca ülkeyi yol ve köprü üstüne inşaa edersen, elbet bir gün bu elinde patlardı.
o değil de dolar 3.15 olmuş. adam kriz yok diyor. bunu diyenler gezide dolar 10 kuruş arttı diye ülke battı diyenler.
rezil sürüleri sizi.!!
krizin tillahı çıksa, ülke bile batsa malum kesim aksini savunmaya devam edecektir. boşa biryerlerinizi yırtmayın.
aslında kriz yok hep amariganya nın oyunu bunlar.
Kriz çıkacak diye bekleyen mallar olduğu sürece biz bu ülkede çok ekmek yeriz vallahi.
Hehehe bekleyin siz bekleyin.
(bkz: ev fiyatları)
(bkz: araba fiyatları)
ekonomik çevrelerde bahsedilene göre 2017 de bir hayli hissedilecek olan ekonomik krizin yumurtada bekler hali.

siz siz olun elinizdeki parayı boşa harcamayın. valla ekonomistlerin yalançısıyım. az cimri olun.
Dış mihrakların abartısı yok öyle birşey.
14/11/2016 tarihinde doların 3.29 olması ardından gelen kuvvetli alımlarla durdurulamayan ve daha da yükselen kur dan ötürü başlayan kriz.
Başlaması daha eskilere dayanıyor. Sadece farketmek uzun sürdü.
Ekonomi çok iyi diye son dönemde artan açıklamalar ve bankalarla yapılan görüşmeler de bunu destekler nitelikte. Sanırım ülkeden ciddi para çıkışı var. Arap dostlar yetişemezse sıkıntı büyür.
Trump Amerikalı yatırımcıya gelin ülkenizde yatırım yapın dediği için zamanla doların ülkeye dönmesinin zeminini hazırlıyor. Zamanında oluk oluk dolar akarken keşke o paraları toprağa gömmeyip teknoloji yatırımı yapsaydık.
Kimsenin ağzına alamadığı, söylemekten çekindiği kriz. Korkmayın olum, siz söylemiyorsunuz diye kriz yok olmuyor. şiddeti arta arta devam ediyor. Bir çok firma ya küçülme yada iflas açıkladı. iflas açıklaması tabi ki ohal çerçevesinde imkansız olduğundan dolayı beklemede duruyor. Dur bir hadisle sonlandırayım.

(bkz: Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır)
o 3 milyon küsur işsiz sadece resmi iş arayanlar.

Bi de artık iş aramaktan vazgeçen, bulamadığı için usanıp başvurularını çeken, evde oturup ana baba koca karı evlat parası yiyen onlarca insanı düşünün, gelin biz bu rakamı 5 milyon yapalım.
bence gelmesi çok yakındır. bizim gibi orta sınıf kesiminden çok adam gidecek ya hadi hakkımızda hayırlısı.
Ekonomide yangın var
--spoiler--
Rekorlar kıran dolar, TL’den kaçış paniği yarattı. Yabancı yatırımcıların Türkiye’den çıkması ekonomiye ilişkin endişeleri artırırken, siyasi belirsizlik de ticari hayatı vurdu
1- Türkiye aşırı borçlandı krize sürükleniyoruz
Başarısız darbe girişiminden sonra yavaşlayan ekonomi alınan tüm tedbirlere karşın durma noktasına geldi. Yatırımlar bıçak gibi kesilirken, faiz indirimleri bile kredi iştahının canlanması için yeterli olmadı.
Son dönemde tartışmaların merkezine oturan başkanlık sistemi ve ne zaman sona ereceğine ilişikin belirsizliklerin uyandırdığı endişe Olağanüstü Hal (OHAL), yabancı yatırımcıyı kaçırırken, Avrupa Birliği ile bozulan ilişkilerin ihracattan, turizme kadar tüm sektörleri vurmasından endişe ediliyor.
MiLLi SERVET YABANCIDA
Birkaç gün önce sosyal medya hesabı üzerinden ekonomide yaşanan çöküş sürecini özetleyen CHP istanbul Milletvekili ve Ekonomist Aykut Erdoğdu, ülkenin AKP eliyle ekonomik krize doğru sürüklendiğine dikkat çekti. Vatandaştan devlete kadar her alanda ülkenin borç batağına düştüğünü vurgulayan Erdoğdu, “Ürettiğimizden daha fazlasını tükettik. Dış kaynakla harcamalarımızı finanse ettik. Aşırı borçlandık. Borçlanmayla yetinmedik stratejik kurumlar (Banka ve sigorta, Telekom, tekel, havalimanları) yabancılara satıldı. Satış ve borçlanmayla sağlanan kaynak ise vatandaşa kredi olarak verildi. Harcamalar ve fiyatlar arttı. Harcama artışıyla gelen fiyat ya da değer artışı ‘köpük' denilen tehlikeyi köpük de karşılıksız kredi riskini artırdı. Halk borçlanmayla harcama yaparken sürekli vergi ödedi. Hazine rahatladı. Kamu borcu çok artmadı” diye konuştu.
TÜRKiYE YALNIZ KALDI
Erdoğdu, Türkiye ekonomisinin bu döngü içinde 2009 yılına kadar halkın memnun olacağı bir performansta devam ettiğini daha sonrasında ise global krizin etkisi ile kaynak sıkıntısının ortaya çıktığını anlattı. Erdoğdu, yaşanacak bir ekonomik krizde iktidarı kaybetme korkusu yaşayan hükümetin önce uluslararası “gri para” sonra “kara para” işine girdiğini de öne sürdü. Erdoğdu, hükümetin Ortadoğu'nun kara parasıyla birlikte Ortadoğu'nun kara siyasetine girdiğine dikkat çekti.
Erdoğdu, yandaş müteahhitlere paranın bol olduğu dönemde Hazine garantili Yap-işlet-Devret (YiD) projelerle ülkenin geleceği de ipotek altına alındığını belirtti.
Böylece, yandaşların yolsuz ve batık YiD projelerinin kısıtlı kaynakları da kuruttuğunu söyleyen Erdoğdu, “Ağırlaşan baskı, turistle birlikte yabancı sermayeyi de korkuttu. Kaçmaya başladılar. Fon açığı hızla arttı. Türkiye nihai olarak milli serveti yabancıların eline geçmiş ve aşırı borçlu olarak tarihinin en ağır krizine sürükleniyor” dedi.
‘MERKEZ BANKASI'NIN FAIZ INDIRMESI IÇIN ZEMIN VAR'
Dolardaki hızlı yükselişe karşın 24 Kasım'da toplanacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun faiz indirimine gidebileceği belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, Türk Lirası'nın bu dönemde en büyük kaybedenler arasında olmadığını ve vatandaşların döviz kuru tahminlerine kulak asmaması gerektiğini ifade etti. Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinin döviz kurunu etkilemediğini belirten Gedikli, Türkiye'de enflasyonun yavaşlamaya devam edeceğini ve faiz indirimleri için hâlâ alan olduğunu kaydetti.
PANiĞE KAPILMAYIN
Dolardaki yükselişi değerlendiren Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ise “Kurun belli noktada dengeleneceğine inanıyoruz.Kurdaki yükselme biraz da yurtdışı piyasalara özellikle ABD'de seçimden sonra gelişen piyasalardaki algı ve FED'in faiz artışında harekete geçeceği endişesinden kaynaklanıyor” dedi.
2- Kredi iştahı kesildi batıklar tavan yaptı
DOLAR 3.3273
Donald Trump'ın ABD'de yapılan başkanlık yarışını kazanmasının ardından global piyasalarda yükselişe geçen dolar, FED'in aralık ayında faiz artırımına gideceği yönünde sinyaller vermesiyle kontrolden çıktı.
Trump'ın uygulayacağı ekonomik modelin ABD'de enflasyonu yükselteceği, harcamaları artıracağı dolayısıyla FED'in faiz politikasının agresifleşeceği algısı güç kazandı. Yatırımcıların, ABD Merkez Bankası'nın (FED) 13-14 Aralık'ta yapacağı Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında faiz artırımına gitme beklentisi ise yüzde 94 seviyesine çıktı. FED başkanlarından gelen açıklamalar ise doların yeni zirveler test etmesine neden oldu.
DOLAR 8 KEZ ZiRVE YAPTI
Serbest piyasada dolar güne 3.2856 liradan, Euro ise 3.5238 liradan başladı. Gün içinde 8 kez rekor kıran doların son rekoru 3.3273 ira oldu. Euro ise 3.5630 lirayı test etti. Yatırımcılar ABD'de yapılan seçimlerden önce Trump'ın faiz artırımına karşı sözleri dolayısıyla seçilmesi durumunda FED'in faiz artırımına gitmesini beklemiyordu. Dolar günü 3.3230 liradan tamamlarken, Euro ise 3.5590 liraya yerleşti.
Doların önceki dönemlerde yükselişe geçmesi ile önce bireysel yatırımcının mevduatlarında önemli azalma görüldüğünü hatırlatan AHL Forex Kaldıraçlı Alım Satım Müdürü Veli Kocatürk, “Ancak bu sefer bireysel yatırımcı da maalesef Türk Lirası'na sahip çıkmıyor. Aksine alımlarını artırmaya devam ediyor” diye konuştu.
Doların gelecek yıl 3.70 lira seviyelerine tırmana bileceğini dile getiren Kocatürk, “Merkez Bankası'nın TL'ye sahip çıkmadığını düşünürsek TL'yi daha da zor günlerin beklediğini söyleyebiliriz” diye konuştu.
Kur baskısı altında kalan borsa günü yüzde 0.52 kayıpla 74.759 puandan tamamladı.
SIYASI RISKLER TL'YI AŞAĞI ÇEKIYOR
TL'nin hızla değer kaybetmesinde son dönemde siyasi arenada yaşanan gelişmelerin yarattığı riskler de etkili oluyor.
Yılbaşından bu yana gelişen ülke para birimleri arasında en kötü performansı yüzde 20.2 kayıpla Arjantin Pesosu sergiledi. ikinci sıradaki Meksika Pesosu yüzde 18.41, üçüncü sıradaki Türk Lirası ise yılbaşından bu yana dolar karşısında yüzde 17.7 değer kaybetti. TL yılbaşından itibaren 14 Temmuz'a kadar geçen sürede sadece yüzde 3.6 değer kaybetmişti. 2015'te TL'nin dolar karşısındaki yıllık kaybı yüzde 25 olmuştu.
Güney Afrika Randı ise dolar karşısında yüzde 14.8, Brezilya Reali yüzde 13.7, Rus Rublesi yüzde 10.29 değer kazanmayı başardı.
YATIRIMCI KAÇIYOR
Vergi Uzmanı ve Sözcü Gazetesi Yazarı Nedim Türkmen, kaybolan güven ortamı ile birlikte, sermayenin de Türkiye'den kaçtığını ve yeni yatırımlar için kaynak sıkıntısı çekildiğini dile getirdi. Açıklanan bütçe rakamlarında Katma Değer Vergisi (KDV) ve vergi gelirlerinde ciddi düşüşlerin göze çarptığını aktaran Türkmen, turizmin 32 milyar dolarlık bir sektör olduğunu ancak gelirlerde yarıya yakın bir düşüş yaşandığını söyledi.
iHRACATIN KATKISI YOK
Türkmen, “Onun dışında yaptığımız ihracatların yüzde 74'ü ara malı ithalatına dayandığı için ve katma değer yaratan bir ihracat söz konusu olmadığı için oradan da para kazanamıyoruz. ihracatın büyümeye katkısı sıfır. Şu anda güven ortamı yok. Türkiye'de müteşebbislerin sermayeleri ise yeterli değil. Dolayısıyla yabancı banka kaynağına ihtiyaç duyuluyor. FETÖ operasyonu kapsamında el konulan şirketler var. Bu şirketlerden alacakları olanlar çok zor durumda kaldı. Bu bir sarmala dönüştü. Dolayısıyla her olumsuz gelişme bir başkasını etkiliyor” diye konuştu.
Türkmen, Türkiye'de artık gündemin ekonomi olması gerektiğini ve yaşanan sorunların yüzde 75'inin psikolojik olduğunu aktardı. Bu noktada hükümetin kamu bankaları ile kredi musluklarını açması ve bir an önce güven ortamını sağlaması gerektiğini anlatan Türkmen, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bankalar ne derseniz deyin çoğu özel yabancı banka olduğu için kredi vermeye yanaşmıyor. Öyle faizi indir demekle olmuyor, olmadığını gördük. Önümüzdeki dönemlerde ekonomide hem bütçe hem de cari açığın birlikte olduğu bir yapıya geçilecek. Katma değer yaratan ihracata dönük teşvikler verilmeli.”
iNŞAAT FRENE BASTI
Gayrimenkulde oluşan balonun yavaş yavaş sönmeye başladığını belirten Türkmen, “insanlar ev alamıyor. Çok ciddi bir gayrimenkul stoğu var, ancak 2017'nin nasıl geçeceği belli değil. Herkes nakitte kalmak istiyor. Paranın kendisini kurtaracağını düşünüyor. Bu nedenle bütün toplum kesimleri ile bir araya gelip yeniden büyümeyi yukarı çekerek insanları teşvik edecek yeni bir yola çıkmak gerekecek. Bu kötü havanın dağılması gerekiyor güven ortamı sağlanmalı” değerlendirmesinde bulundu.
3- Güven azalıyor, ticari hayat durmak üzere
TÜRKIYE IÇIN 4 KILIT PROBLEM
ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley ise önümüzdeki dönemde yatırımcıların Türkiye'ye ilişkin 4 önemli gelişmeyi takip edeceğini belirtti.
ABD'li yatırım bankası önümüzdeki dönemde Fitch'in Türkiye'ye yönelik yapacağı kredi notu gözden geçirmesi, başkanlık referandumu, Avrupa Birliği ile ilişkilerinde yaşanacak gelişmeler ve Olağanüstü Hal'in (OHAL) Ocak 2017'de uzatılıp uzatılmayacağının yakından izleneceğini açıkladı.
Bankanın yaptığı değerlendirmede “Dirençli büyüme ve mali disiplin Türkiye için büyük bir tampon olarak hareket etti” sözlerine yer verildi. Analizde Türkiye'nin son birkaç yıldır hem ekonomik hem de finansal açıdan göreceli olarak iyi performans gösterdiği belirtilerek Moodys'in kredi notunu indirmesine rağmen iyi bir performans sergilediği vurgulandı. Analizde “Ancak bu performansın sürdürülebilirliği konusunda endişeler artıyor” değerlendirmesi yapıldı.
2017'DE 3.60 LiRA OLUR
HSBC stratejistlerinin dün yayınladığı raporda ise Türk Lirası'nda piyasa hareketlerinin artan siyasi gerilimleri de yansıttığı belirtildi. Raporda, “Piyasalar cari açıkta yeniden artış eğilimi, özel sektörün büyük döviz ihtiyacı ve Merkez Bankası'nın politika duruşu ile elindeki cephaneyi daha dikkatle takip etmeye başladı” değerlendirmesi yapıldı.
HSBC, yılsonu için dolar tahminini 3.25 liraya taşırken, 2017 için dolar beklentisini ise 3.60 liraya yükseltti.
--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar