bugün

Güneş sistemimizde son sınır, Pluton değil. Modern astronomların 1930'lardan beri "Gezegen X" kod adıyla izini sürdükleri, ancak yerini henüz saptayamadıkları dev bir gök cismi, kuyrukluyıldızlara benzeyen eliptik yörüngesiyle her 3661 yılında bir dünyamızın yakınından geçiyor. Sümerler ona "Geçiş Gezegeni" anlamında Ni.Bi.RU dediler; Babil astronomlarıysa güçlü tanrıları MARDUK'un adıyla onurlandılar; Mısır'da, "Milyonlarca Yılın Gezegeni" diye anıldı. Son yörünge geçişini i.Ö. 1649 yılında yapan bu dev gök cismi, Thera yanardağının patlamasını da içeren bir dizi doğal afete yol açmış; aralarında "Mısır'dan Çıkış"ın da (Exodus) bulunduğu mitlere esin kaynağı oluşturmuş; Yakındoğu başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde siyasi ve sosyal dengeleri altüstü etmişti.

kaynak:
http://www.inkilap.com/ki...em=kitap_detay&id=212
FOTON KUSAGI
Yüksek enerjili fotonlardan oluşan büyük bir kuşak. 2012 yılında güneş sistemimiz tüm gezegenleri ile birlikte bu kuşağa girdiğinde dünyamızın ozon deliği onarılacak ve tüm yaşam 3. boyuttan 5. boyuta geçecek. insanların 2 sarmallı DNA'ları ikişerli olarak biraraya gelip 12 sarmallı bir DNA'ya sahip olacaklar. Bu olay sırasında tüm insanların chakra'ları açılacak ve duyuları ve algılamaları artacak. Herkes birbirinin düşüncesini okuyabilecek. Bu ilk önce kısa süren bir kaosa neden olacak fakat daha sonra herkes bir düşünce birliği halinde bir araya gelerek, önyargının, yalanın ve kötü düşüncelerin olmadığı bir ortama geçilecek. insanlar birbirinin auralarını görebilecekler. 12 sarmallı DNA'ya geçiş sonrası insanlarda hiçbir hastalık kalmayacak, hasta olanlar kendilerini ve birbirlerini iyileştirebilecekler. insanlar ölümsüz olacaklar. Ölüm olayı ise fiziksel dünya'da kalmaktan vazgeçip başka bir boyuta geçmeye karar verme şeklinde olacak. Yani, dünya'da geri kalanlar (kalmayı seçenler) ölmeye (başka boyut gitmeye) karar verenlerin ortadan bir anda kaybolduğunu görecekler. Fiziksel dünyamızda kalmayı seçen insanların ışık bedenleri olacak ve bu cennete benzeyen ışıklı dünyada çok güzel vakit geçirecekler. Fiziksel olarak 2000 yıl sürecek olan bu olay sonrasında foton kuşağı güneş sistemimizi terkedecek.
Foton kuşağı ilk kez ingiliz astronom Edmund Halley (1656-1742) yılında Pleiades takımyıldızlarını kuşatan gazımsı bir kuşak olarak gözlendi (Halley kuyruklu yıldızını da keşfeden astronom). Fredrick Wilhelm Bessel ise foton kuşağının dönüş hızını keşfetti (herbir yüzyılda 5.5 derece saniye). Jose Comas Sol Pleiades takımyıldızındaki güneş sistemlerini keşfetti. Paul Otto Hesse foton kuşağının kalınlığını saptadı (2000 ışık yılı). Güneş sistemimiz her 25.860 yılda bir Pleiades çevresinde bir tur dönmektedir. Yani, yaklaşık olarak her 12.500 yılda bir güneş sistemimiz bu foton kuşağının içine girer. Güneş sistemimizin foton kuşağının içindeki yolculuğu 2000 sene kadar sürer. Yani, foton kuşağından çıktıktan sonra tekrar foton kuşağına girmek için 10.500 yıl geçmektedir. Bu devrelerin alt devreleri de vardır ama üst devre 206 milyon yıl sürer.
Foton kuşağının kendisinin de aurası var ve ilk aura katmanına (enerji seviyesine) 1962 yılında dünyamız (ve tüm güneş sistemimiz) girmiş durumda. Yani şu anda foton kuşağının düşük enerjili ilk kısmının içinde bulunuyoruz. Dünya'mız ikinci enerji seviyesine ise 1987 yılında girdi. 2012 yılında üçüncü enerji seviyesine girmesi sırasında 110-144 saat (5-6 gün) boyunca karanlıkta kalacağız. Üçüncü enerji seviyesine (foton kuşağının kendisinin bulunduğu esas enerjili kısım) girildiğinde ise karanlık sona erecek ve artık hiç gece olmayacak yeryüzünde. Sırasıyla yazarsak:
1. gün: 21 Aralık 2012'de kör bölgeye giriş, tüm canlıların beden tipinin değişmesi, hiçbir elektrik aygıtının çalışmaması, tam karanlık
2. gün: Atmosfer basıncının düşmesi, herkesin kendisini şişmiş hissetmesi, Güneş'in yeterli ısıtamaması, dünya ikliminin soğuması (buzul çağı soğuğu)
3.-4. gün: Atmosferin şafak vakti gibi sönük bir ışıkla aydınlanması, foton etkisinin başlaması, foton enerjili aygıtların çalışabilir hale geçmesi, yıldızların yeniden gökyüzünde belirmeleri.
5.-6. gün: 24 saatlik gündüz devresine giriş, kör bölgeden çıkıp ana foton kuşağına giriş, tüm canlıların güçlenip zindeleşmeleri, dünya ikliminin ısınması, foton ışınıyla çalışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlaması, telepati, telekinezi gibi psişik yeteneklerin ortaya çıkışı (uyanış, süperbilinç).
Kısaca, foton kuşağı dünya'daki tüm yaşam için çok büyük bir faydası olan, yüksek enerjili fotonlardan oluşan devasa bir kemer. Güneş sistemimiz bu kuşağa girdiği zaman tekrar çıkması 2000 sene sürecek. Foton Kuşağı (Manaşik Halka) kendi etrafındaki dönüşünü 25.860 yılda bir tamamlamakta ve güneş sistemimiz her bir 10.500 yılda bir foton kuşağına girmekte. Foton kuşağı torus şeklinde (araba lastiği biçiminde) bir kemer ve bunun kalınlığı (çapı değil, kemerin kalınlığı) 2000 ışık yılı. Önemli bir husus elektrikli hiçbir aygıtın ise foton kuşağına girildikten sonra hiçbir şekilde çalışmaması. 2000 yıl boyunca sürecek olan safhada elektrik enerjisi ile çalışacak araca ihtiyaçta olmayacak zaten. Çünkü süperbilinç halinde olma hali ve foton enerjisi kullanabilecek teknoloji ile elektrik enerjisini kullanmaya ihtiyacımız olmayacak.

Daha yüksek titreşim seviyesine doğru tırmanma süreci içersinde,bir zamanlar alışık olduğunuz bazı gıdalarla ilgilenmez duruma gelebilirsiniz.Söz konusu daha yüksek titreşim deneyiminden geçen insanların genellikle terk ettiği ve terk etmek zorunda kalacağı üç gıda: çay ve kahve ve et dir. Bunlardan et ,son derece ağır bir gıda grubu olup, hele hormonlusu, vucut enerjinizi olumsuz yönde etkiler. Özellikle erkeklerin buna hiç ihtiyaçları yoktur. Bazı gıdalara aşırı istek duyabilir, yada favori gıdalarınızı unutabilirsiniz. Bu durum normaldir ve yüksek titreşime doğru olan değişimin bir kısmıdır.Eğer böyle birşeyin olduğunu fark ederseniz bırakın olsun,telaşlanmayın. Genel olarak titreşiminizi yükseltirken,farklı şuur seviyelerinden geçersiniz.Titreşimsel olarak değişmeye başladığınız ilk dönemde, içinde bulunacağınız şuur düzeyi ay şuuru diye tanımlanan süreç tir. Bu aşamada duyarlılığınız artar, ruhsal şifa ve duru görü yetenekleriniz ortaya çıkar. Bu şuur düzeyi yaklaşık beş senelik bir süreci kapsar. Bundan sonraki ikinci aşama güneş şuurudur.Bu aşamada enejiye daha uyumlu olur ve insanların suptil bedenlerindeki sorunları giderebilecek bir şifa yeteneği kazanırsınız.bilindiği gibi fizik bedenlerimizin yanı sıra, eterik, mantal, kozal ve ruhsal bedenlerimiz var. Bu şuur düzeyinde, bütün bedenlerinizdeki sorunları giderebilirsiniz. Bu değişimin tamamlanması yaklaşık 3 - 5 yıl alır. Bu oldukça yüksek bir seviye olduğundan, bir çok insan daha ileri gidemez.bundan sonrası yıldız şuur seviyesidir. Bu seviye çok yüksek düzeyde olan konularla ulaşabileceği bir düzeydir. Bu düzeye gelmiş olmak tüm çakraların tamamen temizlenmiş olduğu anlamına gelir. Muhtemelen karmalarında temizlenmiş olmasıyla ruhsal alem için tertemiz bir kanal olamak durumuna gelmişşiniz diyebiliriz.Bundan sonrası sadece çok büyük insiyelerin ulaşabileceği bir aşamadır. Foton kuşağı dünya planını daha yüksek bir seviyeye çıkaracaktır. Olması gereken tüm negatifleri yani uyumsuzlukları temizleyip, yeni enerjiye yer açmak ve dünya beşerinin enerjisini yükseltmesine yardımcı olmaktır.

kaynak:
`http://bluepoint.egenet.net`
saçmalığın daniskasıdır. en basit örnek, lise geometrisinden sonra tek bir geometri dersi alanın bileceği üç boyutlu cisimlerin beş boyuta çıkarılmasının olanaksızlığı olabilir.
burak eldem in dünya tarihi serisinin ilk kitabı.
(bkz: marduk ile röportaj)
(bkz: marduk gelecek hepimizi zikecek)
http://www.aksam.com.tr/a...yazarlar/yazarlar210.html

serdar turgut'un konuyla ilgili yazısı..
ezoterik mevzuları seven bendenizin ilk çıktığı vakit aldığı ve sadece ilk 70 sayfasına tahammül edip bir kenara attığı burak eldem kitabı.
o kadar kötüdür yani.
(bkz: 21 aralık 2012 marduk konseri)
nasa nın yaptığı açıklamaya göre "yok öle bişi". mayaların kendileri hazırladıkları takvime göre dünyanın sonu sanılan tarih olan 21 aralık 2012 aslında dünyanın değil mayaların yaptıkları takvimin sonudur. yani kafa karıştırmayın öle dünyanın sonu falan filan...
yakın bir arkadaşımın okuduğu ve içindekilere aşırı derecede inandığı kitap. ilgi çekicidir kapağıyla filan. okuyup bitirdi ve şimdi ufka bakıyor. bekleme diyorum gelmez, olmayacak öyle birşey o hala bekliyor.
2012 olmasa 2132 ertelenen dünya hurafesi.
kendime yakışanı giyeceğim gündür.
sabırsızlıkla bekliyorum.

(bkz: kıyamet gelse de kopsak)
(bkz: marduk gelecek dertler bitecek)
şu an'a kadar bi sikim olduğu yoktur.