bugün

bu oylamadan yargilanmasinlar karari cikarsa bi nevi hirsizliklari onaylanmis olaca zira sucsuz ve masum olan hic kimse yargilanmaktan boyle deli gibi kacmaz. olduki yargilansinlar dendi denmez ama hadi diyelimki yuce divan yolu acildi bu seferde orayi dizayn edip orda aklarlar. ulan aklayacaklar bizde izleyecez iste. yapmadigimiz seymi?
daha muhalefet bile tam kadro gelmemiş oylamaya. 53 tane akp'den adam beklinen oylama.
afedersiniz öyle muhalefetin de ta zamına koyayım.
ara sona ermiş oylama öncesi konuşmalar başlamıştır.
izlemek için.

(bkz: http://www.trt.net.tr/ana...spx?y=tv&k=trt3tbmmtv)
Oturum arasında çalan müzikleri bilen varsa mesajla pompalasın kankalar. Ne güzel şarkılar çaldı lan. Mayışmışım valla ne kadar dinlendiriciydi. Sonra başkan kadın bağırarak oturumu açtı valla ödüm koptu o kadar mayışmışım. Oturumun djyi kimse parça seçimleri güzel tebrikler.
Yuce divana gitseler bile aklanacaklari icin pek bir sey ifade etmiyor. insanlarin guvenini kaybettiler ne yapsalar bos.
(bkz: yiğidin malı meydanda olur)

Her ne olursa olsun alnı ak adam korkusuzca yüce divana çıkardı. bunun bile oylaması olur mu?
Bilal uçar'ın ne dediğini anlayabilen varsa beri gelsin. Adam kürsüye zorla çıkarılmış eline de bir kağıt vermişler oradan okuyor hatta okuyamıyor.
it iti ısırır mı? Isırmaz.
zafer çağlayan annesinin vefatı nedeniyle oturuma katılamamıştır.
diğer 3 bakan 60'a göre sırasıyla söz aldı.
muammer güler: ''daha önceki ifadelerime ekleyeceğim yoktur''
egemen bağış: '' atılan iftiralara karşı takdir yüce meclisindir''
erdoğan bayraktar: ''teşekkür ediyorum''

15 dakika ara verildi.
sonuç bariz belli ama, insan yinede heycanlanıyor işte.
bahriye üçok kimdir bileniniz var mı?

muammer aksoy?

uğur mumcu yada turan dursun'u hiç olmazsa isim olarak duymuşsunuzdur inşallah. öyleyse ona da şükür...

bu insanlar ve sayısız bir çok cumhuriyetçi aydın 90lı yıllarda adeta seçki şeklinde sırayla katledildi. hepsine "islamcı" denen ama kimlikleri belirsiz katiller kıydı...

katillerin pek çoğuna ulaşabilecek ifadeler ve tanıklar hep hasıraltı edildi.

bu değerlendirilmeyen tanık ifadeleri ve ipuçları genelde hep bir ortak yön taşıyordu; katillerin çoğu ya filistinliydi yada lübnanda eğitim görmüş tiplerdi.

o yıllarda kontrgerilla tanımı "demode" olmamıştı henüz o yüzden eski tüfek sosyalistler hep bu deyimi telaffuz ettiler. ancak mesele bundan da derindi. sevr anlaşmasını yırtıp atan türkiye cumhuriyetinden rövanş alınacaktı. hedef türkiyenin doğusunda israil denetiminde bir kürdistan ile birleşmiş büyük ermenistan'ı kurup, geri kalan bölgelerin de amerikan kuklası askeri üsle - sömürge arası bir devletçiğe indirgemekti.

hayri kozakçıoğlu, abdülkadir aksu ve cemil çiçek.

bu isimlere necdet menzir ve orhan taşanlar'ı da ekleyebilirsiniz. bu ekip bu aydın cinayetlerinin delillerini karartan gruptur.

hedef şaşırtma ve kamuoyunu bu cinayetlerle ilgili olarak asıl faillere yabancı kılma işini ise kardeşliğin türk basınındaki amiral gemisi simavi/doğan medyası üstlenmişti. hürriyet grubu bu cinayetler hakkında o denli yanıltıcı haber yapmıştır ki anlatmaya ömür yetmez. özellikle uğur mumcu cinayetinde olayların "gerçekten" üstüne gitmeye kalkan dinç bilgin medyasının o dönemdeki servisinden memnun kalmayan asıl patronlar sabah grubunun fişini ilk fırsatta çekiverdiler sonradan. hürriyet benzer bir şekilde ileriki yıllarda uzan grubunu da yiyecekti.

wikileaks sızıntısındaki 05ANKARA3199 kodlu belgede çocuk yaşta kızlara ilgili, uyuşturucu kaçakçısı ve oğlunun yönetimindeki ama kendi denetimindeki mafia çetelerinin lideri olarak anılan abdülkadir aksu nedense içişleri bakanlığından yıllarca alınamadı. anap, dyp, mhp - anap - dsp koalisyonu ve en son akp hükümetlerinde içişleri bakanlığı yapacak kadar vazgeçilmez bir şahıstı kendisi.

şimdi bir yerlerde saklanıp, çenesini kapalı tuttuğunun teminatını vererek sürdürüyor hayatını. hayri kozakçıoğlu çocukların bile inanmakta güçlük çekeceği bir intihar senaryosuyla "güya" kendini öldürdü.

"çantacı" cemil (çiçek) siyasete devam ediyor tabi neocon/mossad eşgüdüm memurluğuna da diğer ismlerse abdülkadir aksu gibi saklanarak yaşıyorlar.

bütün bunları neden anlattık ve başlıkla ilgisi ne?

hepten kabile devleti değilse, ekonomisi az gelişmiş de olsa "devlet kültürü" ve "entelijans" sahibi bir ülkeyi, hele ki türkiye gibi ordusuyla övünen bir ülkeyi askeri operasyonla bitiremezsiniz. 12 eylül 1980 darbesi ile siyasi kadrolara atılan formatla özallar, cemil çiçekler, aksular ve sayısız vatan haininin siyasete girimesi ve kilit noktalara yerleşmesi sağlandı. özalın 1978'de msp'den aday gösterilip seçilemeyişi bu konuda iyi bir örnektir (o zamanlar seçimlerde bugünkü gibi teknolojik mambo cambolarla hileler yoktu. hakimler savcılar da cesur ve dürüst tiplerdi ekseriyetle) 1980 cuntası meclisin kapısından giremeyecek, değil belediye başkanlığı belediyede memur olamayacak binlerce kişiyi siyaset sahnesine taşıdı. o zamandan beri türkiye cumhuriyetinin 50 yılda kör topal da olsa oturttuğu devlet ciddiyeti, sadakat, liyakat, meslek onuru ve dürüstlük kavramları ağır bir erezyona uğradı...

benim memurum işini bilirler, anayasayı bi kere delmekle bişi olmazlar, onu gel küçük turgut'a anlatlar havada uçuşur olmuştu.

herhangi bir mahkemeye ancak "sanık" olarak girebilecek, hukukçu bile olmayan terör örgütü ibda - c üyesi haşim kılıç anayasa mahkemesine, yasalar eğilip bükülerek özal zamanında sokuldu o da zamanı gelince yasalara aykırı bir şekilde akp'yi kapanmaktan, ileri gelenlerini hapse girmekten "hileyle" kurtardı.

aydınların susmayacak denli inatçı ve cesurları öldürüldü, korkaklar sustu, hayasız satılıklarsa uygulanan planı yalanlarla süsleyerek savundu.

28 şubat sürecinde "milli görüşçü" erbakan tasfiye edilirken yerlerine kürtçü cemaat ve erbakan hocasını satıp israil rahle-i tedrisatından geçen ve - özellikle - türk asıllı olmayan "güya" islamcılar oturduldu. bu ekip sağ seçmenin tek alternaatifi yapılmalıydı onu da öncesinde dyp ve anap'a düzenlenen operasyonlarla hallettiler. en son 2002'de tansu çiller ve dyp'nin istanbuldaki haklı itirazı yüksek seçim kurulu tarafından saçma sapan bir gerekçeyle iptal edilerek dyp meclis dışı bırakıldı. eğer dyp meclis dışında kalmasaydı baraj sistemi gereğince akp'ye eklenen oylar çıkınca akp de tek başına iktidar olamayacaktı.

çıkarılan sun'i ekonomik krizle 2001 yılında dsp ve mhp'nin işi bitirilmeye çalışıldı. mhp buna direndi ancak başka yollarla pasifize edildi. bir taban partisi olmayan ve sadece ecevit ismi üzerinden yürüyen dsp ise hürriyet grubu başta medyanın yürüttüğü kampanya ile çözüldü. yılların ismail cem'i de bu arada oyuna getirildi. "sana parti kurcaz" diye getirilen ismail cem ve güya yeni parti için dsp'den ayrılan onlarca milletvekilinin siyasi kariyeri bitirildi. ismail cem ve arkasına takılanların kuracağı yeni parti kurulamadan dağıldı gitti. bu operasyonla çok fena oyuna getirildiğini ve maşa olarak kullanıldığını gören ismail cem ise adeta kahrından öldü. itibarını yerle bir etmişti.

bütün bunlar olup biterken olayları ve dönen dolapları, kimlerin ermeni aşığı, kimin israil ile doğrudan emir komuta ilişkisi içinde çalıştığını, mossad tarafından hazırlanıp george w. bush eliyle hazırlanan orduya ve kurumlara darbe planlarını kimlerin koltuğunun altına alıp, türkiye'ye getirdiğini ve daha binlerce şeyi anlatacak aydınlarımız, dürüst aydınlarımız öldürüldü...

şimdi bugün sergilenen çadır tiyatrosunda akp, mhp ve chp'nin kolkola neye hizmet ettiklerini anlatacak kimse kalmadı...

bakanlar yüce divana gitsin diye yalandan atar yapan "yeni" chp seçim öncesi elaltından yerel yönetimlerde işlenen mali suçlara için hapis cezasını kaldıran kanunu akp ile beraber geçirdi mhp ise başını öte yana çevirip ıslık çaldı.

süreç ile ilgili çıkarılan anayasaya aykırı yasaları hem chp hem mhp anayasa mahkemesine itiraz süresi bitene kadar anayasa mahkemesine taşımadı...

bugünkü tiyatro sadece akp prodüksiyonu değildir. akp ile gelinmesi hedeflenen noktaya goğru işleyen süreç de yeni değildir. 1977 - 80 arasında ön hazırlıkları tamamlanıp, uygulamaya konan planın devamıdır...

yazı uzun ama neredeyse son 40 yıldan bahsettik anca bu kadar özet geçebildik....
oylama başlıyor. canlı izlemek için;

http://www.trt.net.tr/ana...spx?y=tv&k=trt3tbmmtv
trafoya kedi girmesiyle yarıda kalacak olan oylama.
mecliste oynanan tiyatrodur. bu ülkede bunları da gördük ya ne diyeyim amına koyim.
oylama esnasında mikrofona yakın konuşan vekillerden biri;
-en tehlikeli olan zafer çağlayan, eğer onda bile bir şey bulamazlarsa..
demiştir.
Mecliste bile sıraya girip, kargaşasız, medenice oy veremeyen bir millet olduğumuzu gösteren oylama. Başkan çocuklar gibi uyarıyor milletvekillerini.
Sonuç çıkmayacak oylamadır.

önceden de belirttigim gibi; bırakın bugün onların olsun lakin gelecekte hakettikleri yargilamayi görüp tarihin tozlu sayfalarında yerlerini alacaklardır...
yüzde yüz red çıkacak oylamadır. bundan bişey bekleyenin aklına şaşarım.
Mükerrer oy tartışması yapıldı az önce. Ben daha bi'şey demiyorum. Yarın gelip götümüzü ziksinler.
Zafer çağlayan hakkındaki oylama red ile sonuçlandı.başkan 15 dakika ara verdi. Yani 1 saat sonra 2. Oylama var.
zafer çağlayan 242 red oyuyla yüce divan'a gitmemesine karar verilmiştir.
53 vicdanlı akpli vekil oyunun sonucu hayırlı kılacağı oylamadir.benim hiç umudum yok, bu partiden 53 vicdanlı vekil çıkmaz.
gerçekten umudu olanlar varmış. üzgünüm ama ne umudu hacım, neyin umudu? halk oylaması olsa hadi belki... bi nebze.
ama bu mecliste göte göt denmez. meclisin olayı bu zaten.
bu tarz oylamalarda partiler belirli kararlar alır, partili bütün vekillere ne oy verecekleri önceden söylenir. birkaç oy sapması dışında bu kararların dışına çıkılmaz. kimse sürpriz falan beklemesin. bu akşam çıkacak sonuç meclisteki her parti tarafından bilinmektedir.

house of cards izleyenler bilir, bu sistemin amerikan parlamentosunda nasıl işlediği açık bir şekilde anlatılmaktadır. şöyle söyleyeyim, her partinin bi panosu var. bu panoda da oylamayla ilgili "evet, hayır ve belirsiz" diye 3 bölüm var. her oylamadan önce, her milletvekilinin ismi evet, hayır, belirsiz bölümlerinden birine yazılır. mesela yüce divan oylamasıyla ilgili, akp bu panonun hayır bölümüne kendi partisinden kaç isim koymuş olabilir sence? koymuş olabilir mi? belirsiz bölümüne konulan isimler de zaten akp'de 3. dönemini tamamlamış, yani tekrar akp'den seçilme ihtimali olmayan isimlerden bazıları. onların sayısı da iki elin parmağını geçmez. maksimum üç elin parmağı.

bakanların yüce divana sevki yönünde karar için 276 oy gerekiyor, yani akp 53 fire verecek he mi? imkansız. ulan hem evet çıksa, o yargılanma nedeniyle kaç akp'li daha güme gider. adamlar bile bile kendi ayaklarına mı sıkacak? meclisin yarısı boşalır, adam kalmaz. ayrıca ucu tayyip'e dokunuyor lan. geçiniz.

edit: olay tam olarak şudur: http://galeri.uludagsozlu...BCce-divan-oylamas%C4%B1/
bir iddaa oranı olsa kupona bile alınamayacak kadar garanti bir oylamadır.

1,05 red.
ilk olarak zafer çağlayan için yapılan oylamada red kararı çıkmıştır. çok şaşırtan bir sonuç değildir en nihayetinde.