bugün
- futbolcu ismiyle nick almak15
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım17
- uzağı göremeyen insan19
- kekeme olan biri doktor olurmu10
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı19
- evlilik20
- bir şarkı sözü der ki11
- anın görüntüsü21
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz15
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız10
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel17
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- icardi19058
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı46
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın8
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- boşuna yaşıyorum hissi14
- icardi1905 silik olsun kampanyası31
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler8
- sözlük kızlarının don renkleri19
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
2001-2002 sezonu şampiyonlar ligi 2. tur b grubunun son hafta maçıdır ve nou camp'ta 2-2 berabere kaldığımız 5 aralık 2001 barcelona galatasaray maçının da ali sami yen'deki rövanşıdır. galatasaray sahaya o sezonki beyaz, aria* göğüs reklamlı lotto deplasman formasıyla çıkarken, katalan temsilcisi ise hatırladığım kadarıyla pek de alışık olmadığımız, nike'ın düz lacivert forma-bordo şort kombinasyonu bombok bir deplasman formasıyla sahadaydı. hakem ise bize pek uğurlu gelmeyen ve yanılmıyorsam önceki sezon sturm graz'a deplasmanda 3-0 yenildiğimiz grup maçını da yöneten ayı tipli hollandalı rene temmink'di.
maç öncesinde b grubu epey karışıktı ki takımlar 1'er puan farkla, as roma-7 fc barcelona-6 galatasaray-5 ve liverpool-4 şeklinde sıralanıyordu. yani kimin gruptan çıkacağı veya eleneceği belli değildi. dolayısıyla ilk 5 maçının tamamında berabere kalan ve çok zor deplasmanlardan** elindeki o mütevazi kadroya rağmen yenilmeden dönen galatasaray için rüyanın gerçekleşmeşi yakındı, katalanlar mağlup edilmeliydi... galatasaray ilk beş maçın tamamında da lucescu'nun eseri olan o defansif futbol anlayışıyla oynamış ve yakaladığı nadir pozisyonları gole çevirerek veya gol yemeyerek puan ala ala bu maça kadar gelmişti.
neyse efendim uzatmadan maça geçelim; galatasaray bu bahsettiğimiz defansif futboldan ziyade barcelona'ya karşı ali sami yen'de atak bir futbol tercih etmişti ve ilk dakikadan itibaren ispanyolların üstüne gelmeye başlamıştı. barcelona ise kontolü bırakmıyor ve özellikle de şimdilerin kayıp topçusu fabio rochemback ile uzaktan şutlarla tehlikeler yaratmaktaydı. net hatırladığım bir pozisyon; ilk yarıda rochemback'ın mermi gibi giden bir serbest vuruşunu mondragon son anda köşeden kornere çelmişti, bizim de yüreğimiz ağzımıza gelmişti.
ilk yarı 0-0 bitmişti, arif erdem'in harcadığı bir net pozisyon sayesinde... ama cidden umutlanmıştık çünkü içimize doğuyordu, cimbom golü er geç bulacaktı.
nitekim ikinci yarıya arif'le, berkant'la galatasaray gene süratli başlamış ancak o kurnaz forvet luis enrique'yi ve hakem faktörünü unutmuştu. 57. dakikada, uzaktan şutlarıyla baş belamız olan çirkin fabio rochemback gene kalemize bir füze yollamış, mondragon'un çeldiği topu da 1 metre ofsaytta duran luis enrique uzak köşeden ağlarımıza yollamıştır ve hepimizi göt etmiştir: 0-1. cimbom golün moral bozukluğu ile santra yapmış ve bundan sonra geliştirdiği ilk atakta gole çok çok yaklaşmış, ümit karan'ın kaleci bonano'yu aşan aşırtma vuruşunu ac milan'dan o sezon başında barcelona'ya gelen francesco coco kafayla çizgiden çıkarmış tv başında hepimize "ah" çektirmiştir. maçın kırılma noktası kesinlikle buydu ve darmadığın olan moralimizin tavan yapması santimlerle kaçmıştı...
bitime doğru bu kadar net olmasa da, gene etkili oyunu ve pozisyonları vardı cimbom'un ama o top kaleye bir türlü girmedi işte, maçı galatasaray ali sami yen'de 1-0 kaybetti. kazansak lider olarak çeyrek finale gidecektik ama ilk kez ofansif futbol oynadığımız maçta yenildik ve 5 beraberlik-1 mağlubiyet gibi ilginç bir gidişatla grup sonuncusu olduk. en önemlisi ise galatasaray'ın avrupa kupalarındaki 2,5 yıl süren, 18 maçlık iç sahada yenilmezlik serisi de böylece sonlanmıştı. cimbom bu maçtan önce en son 20 ekim 1999 tarihinde ali sami yen'de mehmet bölükbaşı'nın kabusu chelsea'ye 5-0 gibi flaş bir skorla kaybetmişti. eğer berabere kalsaydık da şampiyonlar liginde bir grupta tüm maçlarında berabere takım olarak tarih geçecektik ki, atina'nın gülü aek 2002-2003 sezonunda zaten ilk tur gruplarında bunu başaran tek takım olarak tarihe geçmişti.
jari litmanen'in gol attığı, grubun diğer maçında ise liverpool mabedi anfield road'da roma'yı 2-0 yeniyordu ve barça ile beraber el ele çeyrek finale çıkıyordu.
ha barcelona bizi böyle lavukça eledi de noldu? çeyrek finalde panathinaikos'u güç bela elediler*, yarı finalde de real madrid ve steve mcmannaman ellerine verdi... zaten o rexach denen teknik direktörden bir bok olmayacağı da belliydi.
galatasaray tarihinin belki de bu en sinir bozucu maçını size pulemjot kalashnikova
sundu efendim, esen kalın...
not: değerli renktaş yazar minik mavi balina'nın uktesiydi, doldu*...
hüzünlü edit: galatasaray avrupa'da mart ayını en son bu maçla beraber görmüştür, bir daha da mart ayından haber alınamamıştır... ama bu sezon güveniyorum, gene göreceğiz...
maç öncesinde b grubu epey karışıktı ki takımlar 1'er puan farkla, as roma-7 fc barcelona-6 galatasaray-5 ve liverpool-4 şeklinde sıralanıyordu. yani kimin gruptan çıkacağı veya eleneceği belli değildi. dolayısıyla ilk 5 maçının tamamında berabere kalan ve çok zor deplasmanlardan** elindeki o mütevazi kadroya rağmen yenilmeden dönen galatasaray için rüyanın gerçekleşmeşi yakındı, katalanlar mağlup edilmeliydi... galatasaray ilk beş maçın tamamında da lucescu'nun eseri olan o defansif futbol anlayışıyla oynamış ve yakaladığı nadir pozisyonları gole çevirerek veya gol yemeyerek puan ala ala bu maça kadar gelmişti.
neyse efendim uzatmadan maça geçelim; galatasaray bu bahsettiğimiz defansif futboldan ziyade barcelona'ya karşı ali sami yen'de atak bir futbol tercih etmişti ve ilk dakikadan itibaren ispanyolların üstüne gelmeye başlamıştı. barcelona ise kontolü bırakmıyor ve özellikle de şimdilerin kayıp topçusu fabio rochemback ile uzaktan şutlarla tehlikeler yaratmaktaydı. net hatırladığım bir pozisyon; ilk yarıda rochemback'ın mermi gibi giden bir serbest vuruşunu mondragon son anda köşeden kornere çelmişti, bizim de yüreğimiz ağzımıza gelmişti.
ilk yarı 0-0 bitmişti, arif erdem'in harcadığı bir net pozisyon sayesinde... ama cidden umutlanmıştık çünkü içimize doğuyordu, cimbom golü er geç bulacaktı.
nitekim ikinci yarıya arif'le, berkant'la galatasaray gene süratli başlamış ancak o kurnaz forvet luis enrique'yi ve hakem faktörünü unutmuştu. 57. dakikada, uzaktan şutlarıyla baş belamız olan çirkin fabio rochemback gene kalemize bir füze yollamış, mondragon'un çeldiği topu da 1 metre ofsaytta duran luis enrique uzak köşeden ağlarımıza yollamıştır ve hepimizi göt etmiştir: 0-1. cimbom golün moral bozukluğu ile santra yapmış ve bundan sonra geliştirdiği ilk atakta gole çok çok yaklaşmış, ümit karan'ın kaleci bonano'yu aşan aşırtma vuruşunu ac milan'dan o sezon başında barcelona'ya gelen francesco coco kafayla çizgiden çıkarmış tv başında hepimize "ah" çektirmiştir. maçın kırılma noktası kesinlikle buydu ve darmadığın olan moralimizin tavan yapması santimlerle kaçmıştı...
bitime doğru bu kadar net olmasa da, gene etkili oyunu ve pozisyonları vardı cimbom'un ama o top kaleye bir türlü girmedi işte, maçı galatasaray ali sami yen'de 1-0 kaybetti. kazansak lider olarak çeyrek finale gidecektik ama ilk kez ofansif futbol oynadığımız maçta yenildik ve 5 beraberlik-1 mağlubiyet gibi ilginç bir gidişatla grup sonuncusu olduk. en önemlisi ise galatasaray'ın avrupa kupalarındaki 2,5 yıl süren, 18 maçlık iç sahada yenilmezlik serisi de böylece sonlanmıştı. cimbom bu maçtan önce en son 20 ekim 1999 tarihinde ali sami yen'de mehmet bölükbaşı'nın kabusu chelsea'ye 5-0 gibi flaş bir skorla kaybetmişti. eğer berabere kalsaydık da şampiyonlar liginde bir grupta tüm maçlarında berabere takım olarak tarih geçecektik ki, atina'nın gülü aek 2002-2003 sezonunda zaten ilk tur gruplarında bunu başaran tek takım olarak tarihe geçmişti.
jari litmanen'in gol attığı, grubun diğer maçında ise liverpool mabedi anfield road'da roma'yı 2-0 yeniyordu ve barça ile beraber el ele çeyrek finale çıkıyordu.
ha barcelona bizi böyle lavukça eledi de noldu? çeyrek finalde panathinaikos'u güç bela elediler*, yarı finalde de real madrid ve steve mcmannaman ellerine verdi... zaten o rexach denen teknik direktörden bir bok olmayacağı da belliydi.
galatasaray tarihinin belki de bu en sinir bozucu maçını size pulemjot kalashnikova
sundu efendim, esen kalın...
not: değerli renktaş yazar minik mavi balina'nın uktesiydi, doldu*...
hüzünlü edit: galatasaray avrupa'da mart ayını en son bu maçla beraber görmüştür, bir daha da mart ayından haber alınamamıştır... ama bu sezon güveniyorum, gene göreceğiz...
ofsayttan atılan bir gol yüzünden şampiyonlar liginde üst üste 2. kez çeyrek finale çıkma fırsatını kaçırmıştık. eğer bu maçı kazansaydık çok büyük ihtimalle yarı finale çıkacaktık çünkü çeyrek finalde panathinaikos'u çekecektik. ölüm grubundan çeyrek finale çıkmak kadro genişliği ve hakem hataları gibi faktörler yüzünden galatasarayımıza nasip olmadı. yine de o günleri bize yaşatan herkese teşekkürler.
güncel Önemli Başlıklar