bugün

uefa kupasına karşılık olarak 6-0 ı gösteren fenerlilerin önlerine ısıtılıp ısıtılıp konması farz olan maç..
STAT: Pendik

HAKEMLER: Levent Yardımcı **, Binali Kartal **, Maksut Balta **

PENDiK: Mehmet ***- Bülent ***, Zafer ***, Aydın ***- Murat Şengül ***, Ercan ***, Ali ** (Dk.35 Seçkin ***), Atakan ***, Gökmen *** (Dk.64 Rahmi *)- Murat Çelik ***, Mustafa Ateş ***

FENERBAHÇE: Rüştü 0- Erkan 0, Abdullah 0, Güvenç 0, Alpay 0- Kemalettin 0, Moshoeu 0, Ogün 0 (Dk.72 Serkan 0)- Metin 0, Boliç 0, Tufan 0

GOLLER: Metin (Dk.33), Seçkin (Dk.46 Pen.), Mustafa Ateş (Dk.57)

SARI KARTLAR: Mustafa Ateş (Pendik), Alpay (F.Bahçe)

Tam bir rezalet!..
15 Amigo topçuları rehin alıp, Rüştü'yü dövdü. Futbolcu değeri 200 milyarı geçmeyen 2'nci Lig takımı Pendik, 25 trilyonluk koca Fenerbahçe'yi yenip Türkiye Kupası'ndan eledi.Maç sonrası otobüsü taşlanan, tonlarca küfür yiyen Fenerbahçeli futbolcular Dereağzı'na geldiklerinde tarihi bir şok ile daha karşılaştılar.
işgal ve futbolcuyu sorgulama!
Yetkililerin izniyle Dereağzı'ndaki tesislere giren 15 amigo Pendik'e 2-1 yenilen Fenerbahçeli futbolcuları teslim alıp, sorgulamaya başladılar. Amigolar daha sonra genç Tufan ve Güvenç'i, çocuğu rahatsız olan Abdullah ile acilen ayağının MR'ı çekilecek olan Ogün'ü serbest bıraktılar.. Ve eylemlerini devam ettirdiler.
Kaptan Rüştü'yü fena dövdüler
Hiç bir yöneticinin olmadığı (!), sadece Yavuz Ağırgöl'ün bulunduğu tesislere polisin giremeyip, amigoların girebilmesi şaşkınlık yarattı. Futbolcuları 3.5-4 saat rehin aldıktan sonra serbest bırakan amigolar, daha sonra arabasına binerken Kaptan Rüştü'yü sıkıştırıp dövdüler. Ağzı burnu kan içinde kalan Rüştü'nün 30 milyarlık jipinin de camını kırdılar. Elini kolunu sallayarak tesislere giren amigolar, işlem bitimi yine geldikleri gibi Dereağzı'nı terkedip gittiler.
Yıldırım yönetimi 'Topçu sabotajı' diyor!. Pendik maçı öncesi Polonya'ya futbolcu almaya gittiğini belirten Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, istifa etmeyeceğini belirtti. Başkan Yıldırım ayrıca, futbolcuları 'sabotajcı'lıkla suçladı.
Pendikspor'un federasyona bildirdiği resmi sözleşmelerde ise futbolcuların tamamının asgari ücret üzerinden transfer yaptıkları belirtildi. Futbolcuların bir milyar 200 milyon ile bir milyar 500 milyon lira arası değişen ücretlere imza attıkları, toplam 36.5 milyar ödendiği kaydedildi.

o maçın ilk 18'i:

Mehmet (31): Sporcu
Bülent (21): Sporcu
Zafer (26): Beden Eğitimi Öğretmeni
Aydın (26): Öğrenci
Murat Şengül (27): Öğrenci
Ercan (23): Öğrenci
Ali (20) Öğrenci
Atakan (27): Öğrenci
Gökmen (23): Öğrenci
Murat Çelik (27): Sporcu
Mustafa Ateş (26): Öğretmen
Mustafa Dönümcü (24): Sporcu
Kerem (27): Sporcu
Rahmi (22): Sporcu
Öner (21): Öğrenci
Cenk (26): Öğrenci
Seçkin (24): Sporcu
Turan (20): Öğrenci

Türkiye Kupası'nda ikinci Lig temsilcisi Pendikspor'a elenen Fenerbahçe kupa tarihinde bu şoku iki kez daha yaşadı. Sarı - Lacivertliler, 1979 - 80'de yine ikinci lig temsilcisi Lüleburgaz'a 0-0 ve 1-1'lik skorlarla elenerek büyük sürpriz yapmıştı. Fenerbahçe, bir sonraki yıl da o sezon ikinci ligde mücadele veren Ankaragücü'ne 0-1 ve 1-1'lik sonuçlarla boyun eğmiş, kupayı müzesine götüren başkent ekibi birinci lige alınmıştı.Bu da 3. oldu..* *
fenerbahçe'ye yakışacak bir maç olmuştur.
(#167493)
bazı kişiler galatasarayında erzurumspor a elendiğini soylemektedir. Erzurumspor 1. ligde oynamış hiçe sayılacak bir takım değildir. Pendikspor la kıyaslanması bile takımdaki oyuncuların moralini bozacaktır. *
fenerbahçe'ye yenilmeye doyamamış takımların hala eğlendikleri olay.
futbol maçlarının 3 * * * ihtimalli olduğunu unutup favorilerin her zaman kazanması gerektiğini düşünen kişilerin her fenerbahçe yenilgisinden sonra hatırlattıkları futbol maçı.

futbol maçlarına her iki takımda rakibi kim olursa olsun kazanmak için çıkar.* eğer 2. lig takımlarının kupa maçlarında 1. lig deki rakiplerine karşı kazanma ihtimali yoksa çıkıp oynamasınlar. favori olan bir üste tura çıksın.

ayrıyetten pendiksporlu sporcuları futbolun amacının kazanmak oldugunu unutmadan rakipleri karşısında, pendikspordan büyük olduğunu iddia edip fenerbahçe karşısında ezilen takımlar gibi ezilmeden oynadıkları için kutladığım maçtır.

(bkz: 22 nisan 2006 fenerbahçe galatasaray maçı)
ilginç bir maçtı birçok fenerbahçelilerin fenerbahçeyi bırakmasına sebebiyet vermiştir bir o kadarda sinir krizi geçirmiştir...
galatasaraylıların fenere yenildiklerin de hep söyledikleri bir maçtır biz uefayı süper kupayı aldık gibi sanırım onları biraz rahat bırakmamız lazım psikolojik sorun geçiriyorlar.atlatması kolay olmayacak ama yakında düzelirler belki dediğim gibi rahat bırakın bi kendilerine gelsinler.
fenerbahçe'nin rekorlarından birisi. yamulmuyorsam bu maçla, türkiye kupası'nda pendikspor'a elenen ilk ve tek birinci lig takımı olmuştur.
erzurumspor-galatasaray maçından daha çok ilgi çeken bir karşılaşmadır. zira erzurumspor-galatasaray mücadelesi eksi bilmem kaç derecede, buz tutmuş bir sahada oynanmıştır hadi onuda geçtim o dönem erzurumspor 2.lige yeni düşmüştür ve kadrosunda 1.lig tecrübeli oyuncular vardır hadi onlarıda geçtim erzurumspor'un kadrosu profesyonel futbolculardan oluşmaktadır öğretmenlerden, öğrencilerden kurulan bir ekip değildir.
fenerbahçe taraftarlarına takım otobüsünü taşlattıran maç.
8 yıl öncesi pendikspor başkanının verdiği sözün, bugün yerine getirildiği maçtır. pendikspor da o gün kadroda bulunan teknik adamlar ve 16 futbolcu bugün birer ev sahibi olmuşlardır. *
büyük takımların, elenecekleri 2. lig takımını 1. lig tecrübesi olup olmamasına göre seçmesi gerektiğini, hakkındaki fikir deryası entrylerden öğrendiği maçtır .

(bkz: vurursa tecrübeli vursun)
taraftarların maçtan sonra rüştü'ye kafa göz daldığı maçtır. 15 aralikta çıkan gazetelerin çoğunun manşetinde kartal pendik gittik geldik yazıyordu.
bir şehir efsanesine konu olan müsabakadır.

bu maçtan önce galatasaraylı bazı komutanlar pendikspor futbolcularını oksijen odasına almışlar ve o zaman doping sayılmayan bu uygulama ile pendikspor fenerbahçe karşısında ayakta durabilmiş. adı üstünde efsane zira 3. lig takımının fenerbahçe karşısında galibiyet alması için oksijenden daha fazlasına ihtiyacı var. yoksa yok mu?
"ne olacak bu fener'in hali?" sorusunun en şiddetli sorulduğu maçtır...
Pendik gibi bi mahelle takımının türkiye nin büyük takımlarından "Fenerbahçe"nin kolunun altına koyduğu maç.
fenerbahçe'nin süprizi gerçekleştiremeyerek pendikspor'a mağlup olduğu karşılaşma. taraftarlar en azından penaltılara kalınmasını bekliyordu.
rüştü nün tekme tokat dövülmesine neden olmuş maç.

(bkz: ayıp)
Zdenek Zeman için çanların iyiden iyiye çalmış olduğu maçtır.
ya zaten mal gibi bi takimdi fenerbahce, rustuyu niye dovduler ki.
hepsi mafya bu heriflerin. dertleri mac izlemek degil eskiyalik yapmak.
ama simdi eskisi gibi degil, almiyorlar diye statlara agliyorlar telegolde falan. yazik yazik.
ikinci versiyonu için:
(bkz: 6 subat 2008 fenerbahce pendikspor maci)
atın intikamı olur diye bekliyorduk ama olmadı..
Pendikspor Teknik Direktörü Kamil Erdem'in sözlerinde, Türkiye Kupası'nda eledikleri Fenerbahçe için ders olabilecek birçok nokta var. Pendik'in başarısı, günlük çözümlerin değil, kulüpte 10 yıldır görev yapan bir teknik direktörün beş yıldır aynı kadroyla çalışmasının ürünü. Genç bir kadro birlikte deneyim kazanarak bugünlere gelmiş. Bu uyum nedeniyle Pendik'te sistem sorunu yok. Rakibe ve maçın gidişine göre sistem değiştirilebiliyor. Futbolcular çok yönlü, her mevkide görev yapabiliyor. Kimse; Bu sistem bana uymaz, burası benim yerim değil, demiyor. Herkes görev ve sorumluluğunun bilincinde. Tüm çalışmalar bilimsel verilerin ışığında sistemli olarak yürütülüyor. Ancak maddi sıkıntılar takımın hayallerini bile kısıtlıyor. Birinci lige çıkma umutları, parasal olanakları iyi olan takımların oynadığı yükselme grubu için değil, klasman grubu birincisi olarak yapılacak terfi maçları için besleniyor. Kamil Erdem kuradan önce FB ile kendi sahalarında karşılaşmak istiyor. Kendinden emin olduğu için değil, kulübe televizyon yayınından para gelsin diye. Transfer edilebilen birkaç futbolcu, daha 17 yaşında ‘‘ucuzken’’ transfer ediliyor. Altyapıdan gelen gençlere şans tanınıyor. Ama iyi futbolcular elde tutulamıyor. iyi para veren birinci lig kulüplerine transfer oluyorlar.

ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCiLERiN TAKIMI

Pendikspor'da oynucuların çoğu Kamil Erdem'in üniversitedeki öğrencileri. Antrenör kadrosunda da stajer öğrencileri var. Fenerbahçe'ye ikinci golü atan Mustafa Ateş takımın başöğretmeni. Sezon başında istifa etmeyi düşünürken ödemelerde aksaklık olunca beden öğretmeni olarak mesleğini sürdürmeye karar vermiş. Sezon başında iki öğretmen de istifa etmiş. Ancak takımda çok sayıda stajyer öğretmen, yani öğretmen adayı var. Pendikspor'da 6 kişi evli. Diğerleri anne babalarını yanında kalan en fazla 26 yaşındaki gençler. Pendiksporlu oyuncular 4 aydır maaş alamıyor. Buna rağmen, hiçbir futbolcu, hiçbir idareciye gidip para istemiyor. Bütün istekler Kamil Erdem aracılığıyla takım adına yapılıyor. Herkes birbirinin ne kadar para aldığını biliyor. Maaş verilmeyen dönemde primler ödenmiş. Bu da futbolcuların zar zor idare etmesini sağlamış. Kimi birikmlerini harcamış, kimi arkadaşlarına borç vermiş. Yönetim daha önceki yıllarda para konusunda verdiği sözleri yerine getirmiş. Bu yılki aksaklıkları ülke gidişindeki kötü gidişe bağlıyor Kamil Erdem. Kaptan Şenol da ekonomik sıkıntıların zaman zaman idmanlara bile yansıdığını söylüyor: ‘‘Acaba taksidi, kredi kartı borcunu ödeyebilecek miyim düşüncesi hoşgörüsüzlüğe neden oluyor, zaman zaman tartışmalar çıkıyor.’’

ESKi TOPÇU

Mersinliyim. 5-6 yaşında oradan ayrılmışız. Öğrenimimi istanbul'da tamamladım. Marmara Üniversitesi Spor Yüksek Okulu'nu 89'da bitirdim. Biraz geç girdim üniversiteye. Çünkü bir yandan futbol oynuyordum. Futbola Göztepe'de amatör Hilalspor'da başladım. Birkaç sene sonra profesyonel oldum ve Beykoz'a transfer oldum. Daha sonra Hatay ve Alibeyköy'de oynadım, Alibeyköy'deyken Üniversiteye başladım. Sakatlanınca futbolu bıraktım ve okula ağırlık verdim. Okul bitince yüksek lisans yaptım. Şu sıralar doktoram bitmek üzere.

FUTBOLCULAR DENEK OLDU

Marmara Üniversitesi Spor Yüksek Okulu Antrenörlük Bölümü futbol hocasıyım. Bazı yerlerde jimnastik hocası diye yazdılar. Antrenör yetiştiriyoruz aslında. Master tezimde görmenin öğrenme üzerindeki etkilerini inceledim. Futbolcuları iki gruba ayırdım. Bir kısımına taktikleri video ve televizyonda gösterdim, diğer gruba sadece anlattım. iki grup da zamanla aynı seviyeye geldi, fakat gören grup daha çabuk öğrendi.

Doktora çalışmamın konusu Türkiye'de birinci ve ikinci ligde oynayan futbolcuların mevkilerine göre fiziksel farklılıkları. Örneğin, savunmanın sağında oynayan futbolcuların dayanıklılık, sürat gibi özellikleri. Çalışmayı sürdürüyorum. Futbolcularla yapacağım bir kaç test daha var.

YARISI OKULDAN ÖĞRENCiM

Bunların hemen hemen yarısı okuldan benim öğrencimdi. Üniversite takımı olarak Türkiye Şampiyonası'nda finallere kalmıştık. O takımın iskeletini getirdim. Çocukların çoğu Kırklareli, Bolu ve Anadolu'nun çeşitli yerlerinden buraya okumaya gelmişlerdi. Çok düşük ücretler verdik. Altyapıda daha önce çalıştırdığım için 5-6 oyuncuyu da A takımına aldım. Bu kadroyla üçüncü ligdeki ilk sezonumuzda beşinci olduk.

ŞAMPiYONLUK BAŞKASINA

ikinci yıl şampiyonluğu bir puanla kaybettik. Üçüncü sene de şampiyonluğu kıl payı kaçırdık. Bu süre içinde kadro aynı kaldı ve tecrübe kazandı. Ondan sonraki yıl benim için kötü gitti. Ağabeyimi kaybettim. Kanser olduğu için ağır bir ameliyat geçirdi. 5-6 ay Antalya'da yanında kaldım. O dönemde Bahattin Hoca takımla çalıştı ve 97-98 sezonundaki şampiyonluk ona kısmet oldu. Ertesi yılın başında ismet Sevim göreve geldi. Çok transfer yaptı takımı bozdu. Takım çok kötü gitti. iki üç ay sonra yönetim kurulu kararıyla tekrar göreve geldim. Takım sonuncuydu. O sezon ligi dördüncü bitirdik. Ben yine kendi futbolcularımı getirdim.

PENDiK HAYATIM OLDU

10 yıldır bu kulüpteyim. 1994'ten bu yana da kısa bir ara hariç A takımın başındayım. Pendik, artık hayatım oldu. Buraya yerleştim.

KURAL YOK SEVGi VAR

Altyapı sorumlusuyum aynı zamanda. Altyapıda 300'e yakın futbolcumuz var. Buradan çıkar altyapının antrenmanına gider, orada çocuklarla gençlerle muhabbet ederim. Minikleri kucağıma alır severim. Hepsini tanıyorum ve gelişimlerini yakından izliyorum. Benim kurallarım yoktur. Ben futbolcularımı seviyorum. O zaman da onlar beni seviyor. Ceza veya tehdit gibi yöntemler kullanmıyorum.

ANNEMiN DEDiĞi GiBi

Biz 7 kardeşiz. Anneme ‘‘bu kadar çocuğu nasıl terbiye ediyorsun’’ diye sorduklarında, ‘‘Ben birini terbiye ederim. Ondan sonra gelenlere o öğretir’’ derdi. Takımda disiplin, düzen her şey oturmuş durumda. Ben futbolcuya bir şey söylemem. O arkadaşlarının arasında öğrenir. Eğitim seviyesi yüksek olduğu için herkes görev ve sorumluluklarını biliyor. Bize uymayan bizle olamaz zaten. Doğal olarak uzaklaşır. O yüzden takımda hiç sorunlu futbolcum yok.

FUTBOLCUYU UCUZKEN AL

Altyapı dışından futbolcuları bir kaç kişinin iyi demesiyle almıyorum. izliyorum, tanışıyorum ve eğitimciliğin verdiği avantajla kısa sürede kişilik yapılarını anlıyorum. Transferdeki prensibim şudur: Futbolcuyu, 50-100 milyar değere gelmeden 17 yaşındayken 500 milyona al. Zaten belli bir yaşta kendini gösterenler gidiyor, elimizde tutamıyoruz. Transfer piyasasında rekabet edecek maddi gücümüz yok. Ama bazen kritik mevkilere tecrübeli isimleri transfer ediyoruz. Ama bunu takımı bozmadan yapıyoruz.

BiLiMSEL ÇALIŞIYORUZ

FB maçı için özel bir hazırlık yapmadık. Biz iyi çalışıyoruz, bilimsel çalışıyoruz. Taktik, teknik ve fizik gücü antrenmanları çok sistemlidir. Uzun yıllar beraber çalışmanın avantajlarını kullanıyoruz. Ben takımı çok değişik sistemlerde oynatabiliyorum. Rakibe ve maçın gidişine göre sistem değiştirebiliyoruz. Bu takımla beraber yaklaşık 200 maç yaptık! Bu önemli bir avantaj. Beş yıldır alan markajı ve liberosuz oyunu benimsiyoruz. Şu anda Galatasaray'ın oynadığı gibi, Zeman'ın oynatmak istediği oyun gibi. Fenerbahçe karşısında liberosuz, 4-4-2 oynadık. ikinci yarı orta sahayı beşledik. 4-2-3-1'e döndük. Oyunculardan hiçbiri de ‘‘Ben bunu oynayamam, bu benim yerim değil,’’ demiyor. Benim böyle oynamam gerekiyor diyor ve görevini yapıyor.

FENER'i ÇEK

Kura çekimine giderken futbol şube sorumlumuz Yunus Bey kimi istersin dedi. Ben de ‘‘Fenerbahçe olsun ama maç bizim sahamızda oynansın,’’ dedim. O zaman Fenerbahçe'yi yeneceğimizi düşündüğümden falan değil, ‘‘Televizyon yayınından kulübe gelir sağlanır, iyi oynarsak Pendikspor'un popülaritesi artar’’ diye düşünmüştüm.

KLASMANDA BiRiNCi OLURUZ

Şu an ikinci lig dördüncü sondan üçüncü durumdayız. Grubumuzda Kayseri ve Konya Yükselme Grubu'na çıkmayı garantiledi. Bizim o gruba çıkma şansımız yok. Çıksak bile Kayseri, Konya gibi futbola çok büyük paralar harcayan takımlar arasında şansımız olmaz. Ama klasman grubu birincisi olarak birinci lige çıkma şansımız var. Üç maçımız kaldı. Üç puanımız Darıca'nın ligden çekilmesi nedeniyle garanti. iki maçı da kendi sahamızda oynayacağız. Futbolcular Fenerbahçe maçının havasından kurtulabilir. Bugünkü Kasımpaşa maçını kazanırsak iyi duruma geliriz. Çünkü klasman grubu birinciliğinin en büyük adayı şu anda grup üçüncüsü olan Gaziosmapaşa'nın 23, bizim 19 puanımız var. Son maçımızı da kazanarak birinci olabiliriz.

Soyunma odasının duvarın da prim sistemi

PRiM

Galibiyet:

iç saha: 125.000.000 TL.

Dış saha: 250.000.000 TL.

Beraberlik:

Dış saha: 125.000.000 TL.(Rakibe ve maçın önemine göre değerlendirilecektir.)

CEZA

iç saha mağlubiyet: 125.000.000 TL.

Gereksiz sarı kart: 60.000.000 TL.

Kırmızı kart: 125.000.000 TL.

iki maç: 175.000.000 TL.

Üç maç: 250.000.000 TL.

Dört maç: 300.000.000 TL.

Soyunma odasındaki sesler:

Beyler Mustafa borç para veriyor!

Birader, Tülay'ı çok sevdiğimi yazar mısın?

Koro: Evet, yaz çok seviyor, acayip aşık!

Fener'i yendik. Hahaha, hihihi... Paraya gelince yok. Aman ne güzel!

Maç günü minibüsle stada geliyorum. Millet bizim maçı konuşuyor. Ben Pendik'te oynuyorum, maça gidiyorum diyemedim. Desem, adam ‘‘Hadi lan! Senin minibüste ayakta işin ne? ; diyecek

iftar yemeği bu saatte mi haber verilir ya?

Saç kurutma makinaları çalışmıyor. Bunu da yazın

Çarkıfelek'te kimler yarışacak?

Pendikspor öğretmen ve öğrencileri

Soldan Sağa: Arif, Mustafa (ikinci golün kahramanı ve başöğretmen), Cenk, Büyük Atakan, Zafer, Ayhan, Küçük Atakan, Şenol, Aydın, Öner.

Kaynak: Hürriyet Pazar 19 Aralık 1999
(bkz: acilarin cocugu fenerbahce)
güncel Önemli Başlıklar