bugün

bir çok insanı işsiz bırakan darbe. bir babanne anlatıyor;

ortalık karışıktı her gün uçaklar alçaktan uçardı, camlar titrerdi. yine o sabah kalktım işe gidecem. 5 aydır karayolları müdürlüğünde çalısıyordum. gencim o zamanlar çekmişim fönleri elim de ojeler saçlar böyle. zöldür zöldür gidiyorum işe. karşıma bir asker çıktı.

- nereye gidiyorsun?
+ işe gidiyorum
- ne işi bacım görmüyomusun bak etrafına dolmuş falan var mı? hükümet devrildi.

eve döndüm. durun dedim çocuklara. baban ya 4'e ya 5'e gidiyordu. deden zaten yeni kalkmış. telivizyonu açtık kenan evren nutuk çekiyodu. kapattık televizyonu öyle oturuyoruz dışarda asker kaynıyordu. neyse sonraki günler de biraz daha sakinleşti ortalık işe gittim. herkesin suratı düşük soğuk bi hava var. müdür seni çağırıyor dediler gittim odasına.
bir sürü soru sordu. kaç çocuğun var işe nasıl girdin baya soru sordu.

- arifi tanıyormusun?
+ üvey kardeşim.

böyle herşeyimi tek tek sorunca yavaş yavaş jeton düşmeye başladı benim. arif dayın solcuydu. örgütün adını hatırlamıyorum şimdi eylemlere katılmış bunların başlarından direk emir alan, örgütte önemli bi adam. sonradan anlattı bana adam dövmüş, öldürülen insanlara şait olmuş çok şey bilen biriymiş.

- muhbir misin sen?
+ ne muhbiri muhbir ne demek?

o zamanlar ben muhbirin anlamını bilmiyorum. sordum iki taraflı çalışan casus gibi birşeymiş. ben böyle salağı oynayınca adam benden iyice şüphelenmiş olacak ki iyice sıkıştırmaya başladı.

- o kartı niye sola taktın?
+ sağ elimle taktığım için.

ne bileyim iş yerinde herkes sağa takarmış yaka kartını. şaşkın şaşkın odadan çıktım. gülseren yengeni bilirsin orada çalışıyordu o da bana kaş göz yaptı yanına gittim. kartı sağa takmamı söyledi öyle yaptım. işim gereği bütün gelen işçiler yada işi olanlar ilk bana gelirdi kayıt yaptırırdı. herkes tip tip bana bakıyordu. aradan bir kaç gün geçti müdür tekrar beni odasına çağırdı. ben işe torpille girmiştim ama torpilin nerden olduğunu bilmiyordum. meğerse müdür sağcıymış.

- senin bütün sülalen solcu. işe de soldan bulduğun torpille girmişsin. işine son verdim.

iki çocuğum var kocam yeni iflas etti desemde dinlemez tabi. sinir krizleri geçirdim, parasızlık ve o dönemde işsizlik zaten ortalık karışık.

O dönem de sadece kara yollarından bine yakın memur çıkarıldı. bin ocak söndü.
ulkemize askeri mudahelenin yapildigi gun. darbe gunu. turk insanina yapilmis en acikli darbe. dusunceye yapilan darbe gunu. genclik harekatlarina yapilan darbe gunu. ulkeyi sozde refaha kavusturma gunu. elbetteki bunu sadece kenan evren ve muritleri planlamadi. zannimca kenan evren, o -asmayalim da besleyelim mi diyen- dik duruslu adam da piyondu.

ulkemizin durumu iyi degildi evet. genclerin kani kayniyordu. ulkede inanilmaz buyuk oyunlar oynamak istiyorlardi. kimileri anarsizm kimileri komunizm kimileri de fasizmin ulkeyi refaha erdirecek yegane unsur olarak goruyordu. yani boyle dusunuyorlardi. dusunmek. en fazla ne kadar kotu olabilir? cezasi idam mi olmaliydi?

bakiniz sagci yada solcu en azindindan sonu -ci -cu ile biten bir dusence akimina mensup olmak suc degildir ama o yillarda yuzlerce insanin idam edilmesi -sirf dusunce ozgurlugunden dolayi- tam bir yavsakliktir. asil yavsaklik, hala o darbe zihniyetini tasimak ve savunmaktir. 32 sene gecti aradan. turkiye o zor gunleri henuz yeni atlatti. yine ayni pislikligin yasanmasini arzulamak ne kadar kustahca. siz turk degil misiniz?

ayip ulan. ayip.

son bir not da dusmek istiyorum; vatan sevgisi imandandir. bu hadisi de unutmamak gerek.

Edit: imla.
elimde gazetesi olan gündür.
tayyip'leri doğuran gün...
aslında darbeden sonra hiç bir şey değişmemiştir kenan gitmiştir tayyip gelmiştir.
gelen gideni aratmıştır darbesi tarihi.
33 yıl önce bugün. http://fotogaleri.hurriye.../1/fotograflarla-12-eylul

bu da 2009 yılında yapılmış bir karikatürdür. tayyipleri doğuran gündür.

http://latuff2.deviantart...ff2%2F22821988&qo=142
görsel
abd uşaklığıyla gelen cunta yönetimin bu ülke insanına bıraktıkları kara bir gündür 12 eylül 1980.

baş zanlısı halen yaşıyor yaşını büyütüp idam ettiği gençlerin ruhlarıyla ahirette bekleniyor.

çünkü bu ülkede adalet yok başka şeyler var uşaklar var.
33 yıl sonra hiç birşey değişmemiş olandır. o zamanda bir gorbaçov lazımdı türkiye ye, hala daha da lazım...
şu an şu sözlükte bulunan yazarların %99 unun dedesi babası ninesi tarafından alkışlanan olay şimdi birbirimizi kandırmayalım.
ordunun olaya el atmasıdır. bugünlerin bir nevi temelidir aslında ve asosyal, sessiz, suskun, hiç bir şeye itiraz etmeyen/edemeyen ve hatta fikrini dahi söyleyemeyen bir nesil yetişti. ve artı olarak bugün 50-55 yaş aralığında bulunan ve bu toprakların şu an en çok faydalanacağı bir nesli köreltmiştir. büyük çoğunluğu gittikleri fakülteleri, üniversiteleri bitirememiş ya da zorunlu olarak bırakmış ve en verimli olacakları dönemleri heba etmişlerdir. (abimden biliyorum)*
fakat o dönemi bilmeyenler için şunu belirtmekte fayda var; siyasi erbabın da bu işte büyük bir bok yemesi ve basiretsizliği vardır.
ama biz öyle bir milletiz ki, o dönemin basiretsiz siyasetçilerini daha sonra cumhurbaşkanı yapmışız, tıpkı darbeci cunta liderini yaptığımız gibi.
selamlar türkiye, bir gün umarım yüzün aydınlık ve müreffeh olur.
24 ocak kararları esasen herşeyin özetidir. serbest piyasa ekonomisinin önündeki en büyük ve tek engel sol'un yükleşidir ve abd için serbest piyasa ekonomisi türkiye için hayati önemdedir. turgut özal ise en büyük maşasıdır bu işin. zaten darbe hükümetinde de yer almıştır. yani bugünün erdoğan'ın yücelte yücelte bitiremediği özal darbe hükümetinin bakanlarından biriydi! bugün aynı erdoğan 12 eylül'e de karşı duruyor güya!

bir de siyasi sonuçları var elbet 12 eylül'ün. bunu da bugüne bakarsak görürüz; özal, fethullah gülen, gül, erdoğan. 12 eylül'den yakınıyor gibi gözüken bu cenah darbenin ürünleridir aslında. ondandır ki zaten halen 12 eylül yasalarının bazılarını ne pahasına olursa olsun değiştirmiyorlar!

tabi bir de toplumsal etkileri var 12 eylül'ün. okumayan, düşünmeyen, korkan, muhafazakarlaşan, anlamadan seyreden, düşünmeden gülen, üretmeden tüketen bir toplum üremiştir 12 eylül'den sonra.
yeni nesil bilmez , böyle bir şeydi 12 eylül 1980 ;

"tbmm kapatıldı, anayasa ortadan kaldırıldı, siyasi partilerin kapısına kilit vuruldu ve mallarına el konuldu.

650 bin kişi gözaltına alındı.

1 milyon 683 bin kişi fişlendi.

açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.

7 bin kişi için idam cezası istendi.

517 kişiye idam cezası verildi.

haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1'i asala militanı).

idamları istenen 259 kişinin dosyası meclise gönderildi.

71 bin kişi tck nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.

98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı.

388 bin kişiye pasaport verilmedi.

30 bin kişi ''sakıncalı'' olduğu için işten atıldı.

14 bin kişi vatandaşlık tan çıkarıldı.

30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.

300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

171 kişinin ''işkenceden öldüğü'' belgelendi.

937 film ''sakıncalı'' bulunduğu için yasaklandı.

23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.

3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hakimin işine son verildi.

400 gazeteciiçin toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.

gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

31 gazeteci cezaevine girdi.

300 gazeteci saldırıya uğradı.

3 gazeteci silahla öldürüldü.

gazeteler 300 gün yayın yapamadı.

13 büyük gazete için 303 dava açıldı.

39 ton gazete ve dergi imha edildi.

cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.

144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

14 kişi açlık grevinde öldü.

16 kişi ''kaçarken'' vuruldu.

95 kişi ''çatışmada'' öldü.

73 kişiye ''doğal ölüm raporu'' verildi.

43 kişinin ''intihar ettiği'' bildirildi."

alıntıdır.
bugünden 33 sene öncesidir.

arada ne değişti derseniz ? o zaman kenan evren vardı asmayalım da besleyelim mi diyordu, şimdi ise hakkını arayan demokratik tepkisini dile getirmek isteyen vatandaşlara çapulcu diyen tayyip erdoğan var. bir şey değişmedi yani pek fazla.
Amerika tarafından desteklenmiş, sağcı askeri kesim tarafından büyüyen solu durdurmak için yapılmış askeri darbenin yılıdır. darbe sonrası kapitalizmin çeşitleri ülkede uygulanmaya başlamış, insanlar apolikleştirilerek siyasetten uzaklaştırılmış, bunun içinde afyon kullanılmıştır.. darbe; şiddetini artırarak ve yönünü daha da sağa çevirerek günümüzde devam etmektedir. buna da "ileri demokrasi" denmektedir.
tsk'nın darbe yaparak tbmm'yi kapatıp anayasayı lağvettiği ve çocuk kadın demeden kendince tehdit olarak gördüğü herkesi işkenceden geçirip katlettiği kabus günlerinin başladığı gündür.

bu darbe sadece siyasallaşmış kitleleri değil, toplumun her kesimini iliklerine kadar korkutan bir darbe olmuştur ve sonucu apolitik, ezik ve silik yeni nesillerdir...
cumhuriyet'in en karanlık tarihi. ideolojileri uğruna vefat eden insanlara allah rahmet eylesin tekrardan.
Yeşil sermayenin doğum günüdür.

Boşuna mı sanıyorsun, darbe düşündü diye komutanların içerde olup, gerçekten darbe yapan komutanın yazlığında olmasını.
görsel
görsel
Bugün 33. Yıl dönümü olan askeri darbenin tarihidir. Kenan evren ve kurmaylarının yönetime el koymasıyla başlamıştır. Asılan Deniz Gezmiş is sembolük bir isim olmuştur.
Solu ve işçi sınıfını hedef alan bir darbedir. O gün cuntayı alkışlayanlar bugün iktidarda, o gün cuntaya karşı direnenler bugün yine direniştedir.
bugün ile kıyaslanmaması gereken bir gün. şuan akp nin yaptığı darbe değil, tamamen kışkırtma politikasıdır. bu ülkede sokağa dökemediği belirli kesimler var.. ve hala o kesim sokağa inmedi. amaçları mahalleyi ateşe verip, yağma yapmak.
rusya ile abd nin soğuk savaş döneminin ürünü .

kenan evren ve cuntacı sürüler de onların oyunbazları.

ne canlar aldılar , ne canları yaktılar.

sscb nin mi yoksa adb nin mi yalakalığını yapsam derdine düşen evren ve bu günkü postal yalayıcılar hala abd şakşakçılığını sürdürmekte .
rusya eski önemini yitirmiş abd nin pompalamasıyla siyasi arenada yer bulmaktadır.

sscb döneminde satılan silahların kefaretini ödeme , bir anlamada arkasında durma derdindedir.

işte ; 12 eylül ü tertib edenler ve o günlere çanak tutan siyasilere sesleniyorum , allah ın laneti üzerinize olsun .

bu halk sizi unutmadı unutmayacak.
özeti -sonucu da diyebilirdim - şudur ;

sahibinin cesedi yanında umutsuz bir sadakatle bekleyip ağlamaktan yorulan bir köpeğin sonunda artık yola çıkıp uzaklaşmasına benzer bir duyguyla terk ettik inaçlarımızı, düşüncelerimizi ve eylemlerimizi...!