bugün

kimse adaletten bahsetmesin, adalet baştan yanlış yazılmış.
montaigne'nin de dediği gibi; yasalar, doğru olduğu için değil, yasa oldukları için yürürlüktedir.
şimdi sen bana amaç islam'ı yaymaktı diye cevap verebilirsin belki fakat islam'ın da hoşgörü dini olduğunu bildiğinden çelişkiye düşmek istemezsin bence.
savaşı büyük şirketler açar ama maalesef sadece vatandaş geberir.
yanlış önermedir.
siyaset ile bu karıştırılmamalı. o zaman masum siyasetçi / padişah / kral / şah / başkan / lider mi kalıyor?

bu arada kim olursa olsun teslim olmaları için bir heyet göndermektedir, sadece bu cümlenin çürüttüğü önerme.

bir de o zaman avrupa'nın nüfusu5 milyon bile değildi. 1 milyonu nasıl öldürsün?
insanlar savaşır çünkü küçük olurlarsa bugün yarın yokedileceklerini bilirler. Savaşı şirketler fişekler ama halk kazanır kim ne derse desin büyük ülke büyük ekonomi , büyük ekonomi yüksek alım gücü bu kadar basit.
salak, yemin ediyorum geri zekalı bu çocuk.
fatih sultan mehmet'in, fatih
ünvanını alması savaş esnasında öldürdüğü, ya da ölümüne sebebiyet verdiği popülasyon için değil, alınamayan istanbul'u aldığı içindir.

yine katil olan kişi 1 kişiyi öldürdüğü için katil olmaz. kendisi katil olduğu için katil olur. nefsi müdafa anında karşısındakini öldüren ne zamandan beri katil olmuştur?
aptal meret bende bundan bahsediyorum zaten. nefsi müdafaya nasıl bağladın acaba o zaman bizansı haklı göstermiş oluyon.
Yanlış bir bakış açısı bu.. Bir insan, öldürme içgüdüsüne hakim olamadığı için katildir. Zorunluluktan olan öldürmeler de vardır. Mesela, teröristlerin öldürülmesi veya emperyalist düşmanların öldürülmesi gibi.. Eğer düşmanın seni öldürmeye çalışıyorsa, senin de bunu amaçlaman lazım.. Amaçlamasan bile, yaşama içgüdün seni buna itecektir.. Herkesin canı kendi için önemlidir.. insanlar yaşayabilmek için her şeyi yaparlar. Etik değerleri falan sallamazlar. Bütün korkularımızın temelinde de yaşama içgüdüsü vardır. Korku yaşama içgüdüsünün getirdiği bir savunma mekanizmasıdır. ilk insan türleri bile birbirini öldürerek bugünlere gelmiş.. Eskiden yaşanan fetihlere bakacak olursak, birbirini yaşamak için kesmeyen millet, hemen hemen yok gibi bir şeydir. Ben moğolistan'la ilgili bir belgesel izlemiştim. Moğolistan'ın coğrafi şartları, o kadar zor ki atalarımız buralarda yüzyıllarca nasıl yaşamış diye düşündüm.. Eğer yaşadığın coğrafya kurak ve bereketsiz olursa ne olur? Bereketli topraklara gitmek istersin. Bereketli topraklar da boş değildir. O bereketli topraklara hemen sokmazlar adamı. Orada yaşayanlarla mücadele etmen gerekir. Sonunda elbette ölümler olur.. Mesela, ermeniler çeteler kurup, doğu Anadolu'daki binlerce türkü katletti.. Biz de onları öldürdük yaşayabilmek için.. iki taraf da kan döktü.. Kim dedi onlara çete kurup türkleri katledin diye? Ruslardan gazı aldılar, türklere zulüm yaptılar.. Şimdi ise bizi soykırımla tehdit ediyorlar.. Fakat onlar da hocalı katliamı ile Azerbaycan türklerini katlettiler.. Onlar ise bunun için, ya biz katiliz diye düşünmüyorlar.. Hatta kendileriyle bunun için gurur bile duyuyorlardır.. Türkler, anadoluya daha iyi bir yaşam için geldi.. Bizanslılarla savaştılar ve bu toprakları hem kan vererek, hem de kan akıtarak elde ettiler. Biz de onlar sayesinde bereketli Anadolu topraklarında yaşayabiliyoruz. 100 yıl önce, ruslarla, ingilizlerle, fransızlarla, italyanlarla, yunanlarla ve içimizdeki hainlerle mücadele ettik... Onların hepsinin amacı, daha fazla toprak elde edip, bizi yok etmekti.. Ya da sömürge yapmaktı. Biz bağımsızlığımıza ve canımıza halel gelmesin diye kan da döktük, kan da verdik.. Onlar da aynısını yaptılar.. Yaşam mücadelesinden biz zaferle çıktık. Olay tamamiyle yaşam mücadelesinden ibaret aslında..