bugün

entry'ler (756)

garsonun masayı toplamasına yardımcı olmak

Bir mahcubiyet hissi oluşmasının sonucunda yapılan eylemdir.

tevrat incil okumak günah mı sorunsalı

Nihat Hatipoğlu'na sorulması gereken sorudur. Yıl olmuş 2018 soruya bak. Kaçıncı yüzyıl kafası bu ya?

hiçbir kız için çabalamayan erkek

Zamanında birileri için çok cabalamıştır.

Ooo nasıl tespit.

135 bin tl lik iftar organizasyonu

Akla şu güzel şiiri getirir.

"Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!"

melis birkan

Geçen gün bir porno filmde denk geldiğim oyuncu. Şöyle oldu. Turkiye'de neden porno yok deyip bilimsel bir araştırma yaparken sanırım 90'ların sonunda çekilmiş acayip bir porno filme denk geldim. Kötü çekimler, acayip kötü oyunculuklar falan. Basroldeki adam baya psikopat, sevişirken Hamlet gibi şairane tiradlar falan atıyor. Melis Birkan da sadece bir sahnede o Basroldeki adamla konuşuyordu. O kadar. Bu olayın hikayesini acayip merak ediyorum. Sevismiyor yani kadın, yanlış olmasın.

cihat duman

Kendisine çok gülüyorum. Daha fazla eleştiri yazmasını hatta bir eleştiri dergisi çıkarmasını bekliyorum.

mustafa orman

Kötü öykücü. Ama söyle bir yazıya sebebiyet verdiği için kendisine çok şey borçluyuz: http://cihatduman.blogspo...in-mustafa-orman.html?m=1

ekşi elmalar

Çok kötü film. Inanilmaz sıkıcı. Ikinci yarı bitmek bilmiyor. Ilk yarı mizah duygusu yüksek olduğu için bir yere kadar idare ediyor da ikinci yarı ölüm. Hikaye inanılmaz sarkamaya başlıyor. Yılmaz Erdoğan in senaryo anlamında en zayıf filmi.

birgünlük festival

Kodumun Yarrak kafalı bazı solcularının "bördö yoz örtöm vör" diyerek eleştirtigi artık yapılmayan festival. Kına yakın. Sizden bi sik olmaz. Bölünerek bitin.

çay

Yarrak kürek islamcı edebiyat tayfasının ve cahil, köylü edebiyat okurlarının bol bol övdüğü harareti alan içecek.

şule yayınları

Karabatak dergisi bunlara aittir. Kapaklardaki değişime bakacak olursak giderek yandaşlaşmaktadırlar.

hurt

Güzel bir Johnny Cash şarkısı.

eleştiri

Türk edebiyatında olmayan bir türdür. Özellikle günümüzde. Herkes birbirinin götünu yalar. Eleştiri dedikleri de tanıtım yazisidir, hani şu gazetelerin kitap eklerinde çıkan beş para etmez şeyler. Herkes orada birbirinin götünu yalamak için sıraya girer. Herkes kendi çetesini kurmuştur Türk edebiyatında. Aksama kadar birbirlerini parmaklarlar. Twitter da birbirlerine methiyeler düzerler. Birbirlerinin kitaplarını paylaşırlar. Bunların çoğu da götüm gibi yazarlardır. Tek başlarına bir yere gelemeyeceklerini bildikleri için ceteleşirler. Iyi yazarın böyle şeylerle işi yoktur zaten. Ama iyi yazarı da göklere cikarttim mi bir daha indiremiyorsun? Niye eleştiri yok. Bi kişi de çıkıp hasan ali Toptaş bozdu diyebiliyor mu? Yok. Yalamaya devam.

ahmet ümit

Çok bozdu. Öyle böyle değil. AdaM her yıl kitap yazıyor. Bozar tabii. Para ne tatliymis be. On Numara yazar da değildi de yine yoklukta gidiyordu. Şimdi o da gitmiyor. Öyle böyle bozmadı. Baya fena bozdu.

arka pencere

Matbuu yayına geçmeleri saçma olmuş dergi. Sinema Dergisi kıvamında ama o çağ çoktan kapandı. Fazla uzun ömürlü olacaklarını sanmıyorum. Insanlar artık sinema eleştirilerine, ayın filmlerine internetten ulaşabiliyor. Ekstra bir şey vermiyorsunuz ki. Altyazı, psikesinema gibi dergiler belli bir açıdan bakıyorlar ve köklü dergiler. Ki onların da ne kadar sattığı orda da. Rabarba biraz farklı denilebilecek bir konseptle çıktı. Dolu bir dergi değil ama ilgi uyandırıyor. Arka pencere internetteyken iyiydi. Matbuu yayına geçmek -hele boyle bir donemde- büyük risk. Umarım yanılırım.

altyazı

Derginin kendisini severim ama ne zaman twitter'a girsem birilerini linç ediyorlar. Her konuya politik açıdan bakmalarıni seviyorum ama bu ne şiddet bu celal be kardeşim. Ben de murat tolga sen'i sevmiyorum. Bence de sizin dışındaki eleştirmenler bok yesin. Bence de Körfez yılın en iyi filmiydi. Şaka şaka. Körfez bok gibi film. Orda bi gözümden düştünüz zaten. Dergi iyi ama çok da cetelesmeyin yani. Bunlara gerenk yok.

rasko nun baltası

Stajyer aradığını söyleyip 15 tane insani bir odaya toplayan, herkese işler verdikten sonra işleri almak için bile geri dönmeyen anlamsız yayınevi. Yüksek edebiyat bunlara alcak geliyormuş. Nomrmaldir.

iletişim yayınları

Son zamanlarda çıkardıkları ilk öykü kitapları inanılmaz kötü. Kimin torpiliyle çıkıyor o kitaplar çok merak ediyorum. Hayır, emrah serbes'in falan da bi kalitesi vardı yine. Şimdikiler hepten leş.

kafa dergisi

Edebiyatın lağım cukurlarindan birisi. Internette söyleşilerine denk geldim. Sahibi esip gürluyor. Bi şeyler söylüyor saçma sapan. Kardeşim tamam parayi vurdunuz da biz eleştirince neyin şeklini yapiyonuz ya. Götüm gibi dergi işte. Vay efendim okuma oranını yukseltmişler bilmem ne. Seni okuyup yükselen orandan nolucak ya. Her ay kapağa bir ölüyü koyarsıniz, içerisi desen nerde popi, yazmayı bilmeyen adam varmış doldurmuşlar. Romantik romantik gençlik anıları, popülist muhalif söylemler. Sizin dile verdiğiniz zarar okuma oranıni yukseltmekle toparlanmiyor kardeşim. Zaten o yükselen okuma oranından da gerçek yazarlar faydalanmiyor. Yi e sizin gibi çöp dergiler, çöp yazarlar arasında gidip geliyorlar. Çünkü her yere coreklenmissiniz. Durum sizlik de değil yani artık. Popüler yayınevlerinin son zamanlarda çıkardığı ilk oyku, Roman kitaplarina bakıyoruz, çakma emrah serbes'ler, kötü Sait Faik taklitleri, öykü yerine aforizma kasan ve hayat hakkında büyük sözler söyleme curretinde bulunan yarak kürek tipler. Değişen bu kültür ortamında ortalığın içine sıçan sizlere de bir laf edelim bırakın da. Siz ve sizin gibi dergiler bu kadar pespaye bir dil üreterek bu kadar çok satmayı başardı. Edebiyat diye insanlara bu iğrenç dil yutturuldu. Öf neyse ya sıkıldım.

atilla dorsay

Film eleştirmeni değildir. Alakası bile yoktur. Belki film tarihçisi denilebilir. Zorlarsak. Film "elestirileri" genellikle şöyledir. Filmin konusu, aldığı ödüller, filmin yönetmeni ile bir anası varsa anlatılır. Sonra Atilla bey filmi anlatmaya başlar. Biz izlediğimizi anlamadigimiz için kendisi baştan sona bir özet geçer. Yağdırir spoilerları. Ana fikri falan söyler. Dili erildir. Homofobiktir. Yıllardir eleştiri yazar ama gram ilerleme yoktur. Insan bari ulan o kadar saygı duyulan adamız bari bir az düzgün bir şeyler yazayım der. Tasak geçer gibi sinema eleştirisi yazıyor adam. Şaka gibi. Küçükken, sinemaya yeni yeni ilgi duyduğum zamanlarda da bunun adını duyardim her yerde. Yazılarını okurdum habere. Adam resmen zamanında gelişimimi engellemiş.