bugün

entry'ler (45)

sonisphere festival 2010 istanbul

metal alemine jübilemi vereceğim, metalcilikte ''hacı'' mertebesine yükseleceğim festivaldir kendileri.
(bkz: çok iyi oldu çok da güzel iyi oldu)

cin

Bu varlıkların gündüzleri pasif olduğunu ve aktivitelerini hep gece, karanlıkta yürüttüklerini biliyoruz. Neden? Fotosentez yaptıklarından değil herhalde. Belliki arkadaşların ışığa bir ayarı var. Bu noktada diğer bir soruyla kesişiyor zihnimdekiler; Nereden geliyor bunlar? Geldikleri yer neye benziyor? Teknolojiden bihaber bir yerden geldikleri aşikar; çünkü hep gördüğümüz üzere, bir düğme neyin gördüler mi mıncırmadan edemiyor adamlar. Işık gördüler mi kapatıp açıyorlar. Bilimum elektronik eşyayı da aynı şekilde açıp kapatıyorlar. Televizyon olsun, süpürge olsun, çamaşır makinası olsun, vibratör olsun... Genelde televizyonu açtıklarına şahit oluyoruz, ve çoğu zaman karlı, yayın olmayan bir kanalı açıyorlar. Demekki çoğu bir sik çakmıyor televizyondan. Ama bazıları varki televizyonu açtıktan sonra zaplıyorlar paso. Sanki HotBird'de cin pornosu bulacak dallama. Işık olayı da ayrı enteresan, madem ışığı sevmiyorsun neden düğmesine basıp duruyorsun? Demekki adama teknoloji o kadar ilginç geliyorki gözünü, götünü yaksa bile oynamadan edemiyor.

Diğer bir çıkarımım da bu varlıklarda zerre kadar müzik kültürünün olmadığı. Pek çok filmde çeşitli müzikal enstrümanlarla uğraştıklarını gördük. Ancak maksimum 3-5 nota basabiliyorlar. Hiçbiri çıkıp bir Vivaldi çalmazki amına koyim, ya da Smoke On The Water öttürmez elektroyla. Fena mı olur lan iki parça öğrense, çıksa gelse gece, hep beraber eğlensek? Ya da hiç değilse bir Wagner çalmayı öğrende 3-5 nota basıp siktir olacağına şöyle ürkütücü bir şeyler çalarsın, anlamı olur.

Gelelim diğer bir noktaya; Kırılası, parçalanası objeleri düşürme huyları. Masanın üzerinde bardak mı duruyor, düşür. Vazo mu var orda, at yere kırılsın. Tavana asılı bir şey mi var, vur sallansın. Mad Max Crew gibi dolanıyorlar etrafta. Bir de tavana vurma, duvar yumruklama, yeri tepme gibi sorunlu ergen davranışları var. Diyorum acaba ailesiyle tartışan bir veledin evi terketmesi gibi bunlar yaşadıkları sorunlar sebebiyle bizim boyuta mı geliyorlar? Olağandışı değil.

Ayrıca arkadaşların mizah anlayışlarının yerlerde süründüğü kesin. Çünkü her filmde bunlarla en çok taşak geçenlerin ilk öldüğünü gördük. Rahatlayın amına koyayim, bir iki kahkahayı herkes sever. Piçlik yapmanın ne lüzumu var? Adet günündeki hatun gibi iki şakayı kaldıramıyorsunuz.

iletişim yöntemi olarak buğulu cama yazı yazma, sağa sola not bırakma gibi abzürt yöntemleri tercih eden bu varlıkların adeta ağzı var dili yok. Madem yazmayı biliyorsun, git adam gibi yüzüne söyle. işi zorlaştırmaktai amaç nedir? Eğer kokutmaksa, bilin ki işe yaramıyor.

Bütün bu yazdığım davranışlar aslında çok tanıdık geliyor değil mi? Evet, bunlar ergenliğe yeni girmiş bir bireyin davranışlarına nasılda benziyor. O "cin" demeye tırsıp "3 harfli" dediğiniz varlıkların, adını duyunca üç buçuk attığınız hayaleterin, aslında pipisinin ikinci bir işlevi daha olduğunu yeni farkeden bir çocuktan farkı yok. Onlardan korkup, kaçacağınıza, yok demonolojist, yok hacı-hoca çağırıp cin çıkartacağınıza, onlara ilgiyle, şefkatle yaklaşsanız, sorun kalmayacak. Ama bilinçsiz ebeveynler gibi davranışlarınız bu varlıkları şiddete sürüklüyor. Lütfen kosmozdaşlarımızla iyi geçinelim.

Peri masallarının koyduğu kurallar çerçevesinde, zihinlerinizde canlandırdığınız abuk yaratıklartan tırsan insan evlatları. Onlardan korkacağınıza, en yakın arkadaşınızdan korkun. Mezarlık çarşının ortasından çok daha güvenli bir yerdir...

ya uzaylılar varsa

ya yoksa?

adidas giyen solcu

(bkz: amerikan bayraklı boxer giyen ülkücü)

sigaranın yanında gitmeyen şeyler

diş macunudur efenim.. gerçi nası bi mal sigara içerken diş macunu yer orası ayrı bi tartışma konusu..
(bkz: o hikayedeki mal benim)

ilkokul esprileri

- şişe desene lan bi
+ niye olum
- la sen de bi
+ ya bi siktir git!
- tamam görüşürüz

spider man

'ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar' demesi gereken kişidir

zımpara ile mastürbasyon yapmak

ıslatıp prize sokmak daha randumanlı olur.

solak olmanın dezavantajları

ikiye farklı açıdan bakıyorum.
1) eğer müzisyenseniz ve de solaksanız, sıçtınız demektir. studyoya girersiniz bateriyi baştan aşağıya değiştirirsiniz, gitaristsinizdir solak gitar kullanmak zorunda kalırsınız ve bu da maddi açıdan oldukça külfetli bi durumdur. zira sol gitarların fiyatı sağ gitarların fiyatından daha yüksektir.

2) eğer öğrenciyseniz ve kolçaklı sıralarda ders görüyorsanız, sıçtınız demektir. zira sağ kolçaklı sıra 100 taneyken sol kolçaklı sıra 3 tanedir. vize ve finallerde zenciyi yediniz demektir.

edit: solak değilim ama coştum gece gece.

sadece sınavdan bir gün önce ders çalışmak

an itibari ile yarınki ingilizce midterm'üm için yaptığım eylemdir. f almaktansa d almayı tercih eden öğrencilerin yapmış olduğu eylimdir.

sabah uyanınca giyinip evine giden kız

cebine 100 lira koyduğumuz kızdır.

kırmızı başlıklı kız

kırmızı başlılı kız anneannesi zannettiği kurda sormuş, '' anneanne senin kulakların neden bu kadar büyük?'' kurt da ''senin ağzını burnunu sikerim orospu çocuğu'' demiş.

liverpool ülkü ocakları

yapılan yorumlardaki espri kalitelerine bakılacak olursa, çoğunun sözlük yazarı olduğunu düşündüğüm 'tebessüm ettiren' insanlardır.

domuz gribi

domuzların yakalandığı insan gribidir.

yavuz çetin

böyle saçma bir dünyada daha fazla yaşamak istemedi.. 15 ağustos 2001'de albüm kaydını tamamladı, arabasını ortaköye çekti ve boğaz köprüsünden kendisini cennetin ortasına bıraktı... sırf yavuz çetin için, o'nu canlı gözle izleyebilmek için yaşımın biraz daha büyük olmasını isterdim.. dünya böylesine mütevazi, böylesine pozitif ve böylesine muhteşem bir müzisyeni içinde tutamadı.. her yönden bu kadar muhteşem bi insan bu dünyaya fazla geldi.. keşke yaşayıp bizlere yol gösterebilseydi ama olmadı.. bizler genç müzisyenler olarak o'nun yolunda, o'nun gibi ilerlemeye söz veriyoruz.. o'nu çok özlüyoruz.. 2001 yılında dünya bir virtüoz kaybetti.. ama cennet bir virtüoz kazandı.. gökyüzünden blues sesleri geliyor artık.. yavuz abi seni çok özlüyoruz!!

altıncı nesil yazar olmak

insanın üstüne yakışanı giymesidir.

satış rekoru kırabilecek ürünler

tualetlerde kakazlarken sıçızladığımız bok belli bi yükseklikten düştüğü için götümüze su sıçratır, işte bu sıçramayı önliyecek bi alet geliştirilsin ve bu alet eczanelerde satılsın. kapış kapış gitmezse insanların insanlığından şüphe ederim.

hakkı devrim

sabataistlerin babası olarak görülen kişilerdendir.. hiç sevmem kendisini..

milan baros

baş tacımız olan futbolcu.. an itibari ile facebookta görüp yarıldığım ileti ''fenere de koycan di mi-lan baroş''..

fenerbahçe

hücum gücü sadece alexten oluşan takımdır. alex oynamadığında sonuç ortadadır.
kendi rekorumuzu kendimiz kırarız gibi vik vik ortalarda gezmeye gerek yok..
(bkz: 18 ekim 2009 gaziantepspor-fenerbahçe maçı)