bugün
- karıya kıza doymuş erkek9
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz12
- icardi190523
- erkolar kapatılsın11
- sık sık aldığınız iltifatlar11
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor9
- mühendis erkeklerin genel özellikleri17
- anın görüntüsü18
- maca sekiz11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı14
- nervio12
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz8
- türklerin çok kolay devlet kurması17
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur31
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- insan olmaya ceyrek kala13
- arda güler12
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek16
- taktik verin16
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz22
- gecenin şarkısı10
- icardi1905 adamdır12
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz8
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri31
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- en obez özelliğiniz19
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması14
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- temiz oje sürmek8
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması17
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil36
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi14
- ruh varsa neden görünmüyor13
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması12
- okula bikiniyle gelen kız9
- sözlükteki erkek nüfusu9
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste24
- üstteki yazarla nereye gitmek isterdin8
- mesajın altlarda kalmış kusura bakma diyen kadın10
Türbanın bu çeşidi Lübnan'dan ithaldir
Bugün 'türban' dediğimiz ve gece-gündüz tartışır olduğumuz omuzlara kadar inen başörtüsü modelinin ilk defa nerede ortaya çıktığını acaba hiç merak ettiniz mi?
islami terminolojideki ismi 'hicab' olan bu modeli 1970'li yılların başında Lübnan'da yaşayan üst düzeyde iranlı bir din adamı, Hüccetülislam Musa Sadr, Güney Lübnanlı Şii kadınları bölgeye hákim olan Filistinli gerillaların tacizinden koruyabilmek için yaratmıştı.
1979'daki iran Devrimi'nin de benimsemesiyle model bütün islam dünyasına yayıldı, bir ideoloji ve kimlik alámeti halini aldı ve bu arada biz de ithal ediverdik. Kimsenin ne giydiğine karışmak hiç ádetim değildir ama türbana içim bir türlü ısınamıyor, zira bana hiç de estetik gelmiyor ve örtünme konusunda asırlar boyunca kendi modasını kendisi yaratıp zarif bir çizgi yaratmış olan Türk kadınının Lübnan'dan örtünme modeli ithal etmeye ihtiyaç hissetmesinin sebebini bir türlü anlayamıyorum.
Önce, bir hususu açıkça ifade edeyim:
Artık dur-durak bilmez hale gelen türban inatlaşmasından bıkanlar arasındayım. 'Canı isteyen başını örtsün ama bunu siyasi vasıta háline getirmesinler' demek istiyorum ama işin içine bugünün türbanı girince bir türlü diyemiyorum.
Diyemememin sebebi ideolojik değil, sadece ve sadece estetik! Zira başı tamamen örttükten sonra omuzlara inen, sırttan bele doğru genişçe bir üçgen halinde dökülen ve adına şimdilerde 'türban' dediğimiz bu örtü bana hiç mi hiç estetik gelmiyor. Üstelik bizim değil, ithal...
Bu örtünme biçiminin ilk defa nerede göründüğünü, islam dünyasına nasıl yayıldığını ve hangi yolla bize kadar geldiğini acaba hiç merak ettiniz mi?
'Türban' sözü, 18. asrın sonlarında Fransa'da, Osmanlı imparatorluğu'nun Paris elçisi Moralı Esseyid Ali Efendi'nin sarığının verdiği ilhamla ortaya çıktı. Paris sosyetesine mensup hanımlar 1790'ların sonunda Ali Efendi'nin sarığına benzer şapkalar takmaya, saçlarını kıymetli kumaşlarla sarmaya başlamışlardı ve bu yeni moda 'türban' adını aldı. Sarıkta kullanılan, bugün 'tülbent' dediğimiz ve Farsça aslı 'dülbend' olan kelime Fransızca'da 'turban'a dönmüştü!
Örtünmenin islami terminolojideki karşılığı ise, 'hicab' sözüydü ve her çeşit başörtüsünün genel karşılığı, Arapça'da 'bakışlardan gizlenmek' ve 'saklanmak' demek olan 'hecebe' kökünden gelen 'hicab' kelimesiydi.
Bugünün 'türban' dediğimiz ve omuzlara kadar inen başörtüsü, ilk defa 1970'lerin başında, Lübnan'da ortaya çıktı. Modelin yaratıcısı, üst düzeyde bir din adamıydı: Lübnanlı Şiiler'in lideri olan Hüccetülislam Musa Sadr... Ama koskoca Hüccetülislam'ın moda yaratmayı düşünecek háli yoktu ve model herhangi bir dini düşünceyle değil güvenlik maksadıyla ve Şii kadınların tehlikeden korunmaları için ortaya çıkmıştı!
TACiZ TEHDiTLERi
Şiiler, Lübnan'ın güneyinde çoğunluktaydılar ama bölge 70'li yılların başından itibaren Filistinli gerillaların kontrolü altına girmişti. Kral Hüseyin'in Ürdün'den kovduğu gerillalar, sivil Filistinlilerle beraber Güney Lübnan'a yerleşmiş vaziyetteydiler. Askeri bakımdan zayıf olan Lübnan hükümeti, topraklarındaki siláhlı milislere karşı birşey yapamıyordu ve ülkenin güneyi Filistinliler'in kontrolündeydi.
işin askeri yönünden başka bir de sosyal boyutu vardı ve Şii Lübnanlılar ile Filistinli gerillalar arasında her an bir gerilim yaşanıyor, gittikçe artan ekonomik sıkıntılara Şii kadınların gerillalar tarafından taciz edilmeleri gibi günlük rahatsızlıklar da ekleniyordu.
Yaratıcılığını Hüccetülislam Musa Sadr'ın yaptığı bugünün türbanı işte bu gibi rahatsızlıklardan, özellikle de Şiiler'in sık sık uğradıkları tacizlerden doğdu ve kısa bir müddet sonra çarşafa bürünmemiş olan hemen bütün Şii kadınlar bir örnek giyinir oldular.
Musa Sadr, Şah dönemi iran'ının en büyük gazetesi 'Kayhan'ın başında bulunan ve iran'ın en güçlü gazetecisi olan Emir Tahiri'ye 1975 yılında Beyrut'ta verdiği demeçte modeli bizzat hazırladığını anlattıktan sonra 'ilhamımı Batı dünyasının kilise resimlerinden ve Lübnan'daki Katolik rahibelerin kulladıkları başörtülerden aldım' diyecekti. Sadr'a göre Lübnanlı Şii kadınlar bu yeni örtünme biçimi sayesinde diğer dinlerden ve mezheplerden olan hemcinslerinden apayrı bir görünüm kazanırlarken tacize ve tecavüze uğrama ihtimalleri de en aza inmişti, zira yeni oluşmaya başlamış olan siláhlı Şii hareketinin de koruması altına girmişlerdi.
Hicab, Lübnan'dan ilk olarak iran'a ihraç edildi ve Şah'ın gidişini hazırlayan olayların başladığı 1977 sonbaharında Tahran'da yönetim aleyhinde yapılan gösterilerde ortaya çıktı. Şah karşıtı kadınların bir kısmı hicaba bürünmüşlerdi. Sürgünde yaşayan ve 1979'da Şah'ın devrilmesiyle sürgünden dönen imam Humeyni'yi Tahran'ın Mehrábád havaalanında karşılayan yüzbinlerce iranlı kadının arasında da artık binlerce hicablı kadın vardı.
Murat Bardakçı
(bkz: alıntıdır)
Bugün 'türban' dediğimiz ve gece-gündüz tartışır olduğumuz omuzlara kadar inen başörtüsü modelinin ilk defa nerede ortaya çıktığını acaba hiç merak ettiniz mi?
islami terminolojideki ismi 'hicab' olan bu modeli 1970'li yılların başında Lübnan'da yaşayan üst düzeyde iranlı bir din adamı, Hüccetülislam Musa Sadr, Güney Lübnanlı Şii kadınları bölgeye hákim olan Filistinli gerillaların tacizinden koruyabilmek için yaratmıştı.
1979'daki iran Devrimi'nin de benimsemesiyle model bütün islam dünyasına yayıldı, bir ideoloji ve kimlik alámeti halini aldı ve bu arada biz de ithal ediverdik. Kimsenin ne giydiğine karışmak hiç ádetim değildir ama türbana içim bir türlü ısınamıyor, zira bana hiç de estetik gelmiyor ve örtünme konusunda asırlar boyunca kendi modasını kendisi yaratıp zarif bir çizgi yaratmış olan Türk kadınının Lübnan'dan örtünme modeli ithal etmeye ihtiyaç hissetmesinin sebebini bir türlü anlayamıyorum.
Önce, bir hususu açıkça ifade edeyim:
Artık dur-durak bilmez hale gelen türban inatlaşmasından bıkanlar arasındayım. 'Canı isteyen başını örtsün ama bunu siyasi vasıta háline getirmesinler' demek istiyorum ama işin içine bugünün türbanı girince bir türlü diyemiyorum.
Diyemememin sebebi ideolojik değil, sadece ve sadece estetik! Zira başı tamamen örttükten sonra omuzlara inen, sırttan bele doğru genişçe bir üçgen halinde dökülen ve adına şimdilerde 'türban' dediğimiz bu örtü bana hiç mi hiç estetik gelmiyor. Üstelik bizim değil, ithal...
Bu örtünme biçiminin ilk defa nerede göründüğünü, islam dünyasına nasıl yayıldığını ve hangi yolla bize kadar geldiğini acaba hiç merak ettiniz mi?
'Türban' sözü, 18. asrın sonlarında Fransa'da, Osmanlı imparatorluğu'nun Paris elçisi Moralı Esseyid Ali Efendi'nin sarığının verdiği ilhamla ortaya çıktı. Paris sosyetesine mensup hanımlar 1790'ların sonunda Ali Efendi'nin sarığına benzer şapkalar takmaya, saçlarını kıymetli kumaşlarla sarmaya başlamışlardı ve bu yeni moda 'türban' adını aldı. Sarıkta kullanılan, bugün 'tülbent' dediğimiz ve Farsça aslı 'dülbend' olan kelime Fransızca'da 'turban'a dönmüştü!
Örtünmenin islami terminolojideki karşılığı ise, 'hicab' sözüydü ve her çeşit başörtüsünün genel karşılığı, Arapça'da 'bakışlardan gizlenmek' ve 'saklanmak' demek olan 'hecebe' kökünden gelen 'hicab' kelimesiydi.
Bugünün 'türban' dediğimiz ve omuzlara kadar inen başörtüsü, ilk defa 1970'lerin başında, Lübnan'da ortaya çıktı. Modelin yaratıcısı, üst düzeyde bir din adamıydı: Lübnanlı Şiiler'in lideri olan Hüccetülislam Musa Sadr... Ama koskoca Hüccetülislam'ın moda yaratmayı düşünecek háli yoktu ve model herhangi bir dini düşünceyle değil güvenlik maksadıyla ve Şii kadınların tehlikeden korunmaları için ortaya çıkmıştı!
TACiZ TEHDiTLERi
Şiiler, Lübnan'ın güneyinde çoğunluktaydılar ama bölge 70'li yılların başından itibaren Filistinli gerillaların kontrolü altına girmişti. Kral Hüseyin'in Ürdün'den kovduğu gerillalar, sivil Filistinlilerle beraber Güney Lübnan'a yerleşmiş vaziyetteydiler. Askeri bakımdan zayıf olan Lübnan hükümeti, topraklarındaki siláhlı milislere karşı birşey yapamıyordu ve ülkenin güneyi Filistinliler'in kontrolündeydi.
işin askeri yönünden başka bir de sosyal boyutu vardı ve Şii Lübnanlılar ile Filistinli gerillalar arasında her an bir gerilim yaşanıyor, gittikçe artan ekonomik sıkıntılara Şii kadınların gerillalar tarafından taciz edilmeleri gibi günlük rahatsızlıklar da ekleniyordu.
Yaratıcılığını Hüccetülislam Musa Sadr'ın yaptığı bugünün türbanı işte bu gibi rahatsızlıklardan, özellikle de Şiiler'in sık sık uğradıkları tacizlerden doğdu ve kısa bir müddet sonra çarşafa bürünmemiş olan hemen bütün Şii kadınlar bir örnek giyinir oldular.
Musa Sadr, Şah dönemi iran'ının en büyük gazetesi 'Kayhan'ın başında bulunan ve iran'ın en güçlü gazetecisi olan Emir Tahiri'ye 1975 yılında Beyrut'ta verdiği demeçte modeli bizzat hazırladığını anlattıktan sonra 'ilhamımı Batı dünyasının kilise resimlerinden ve Lübnan'daki Katolik rahibelerin kulladıkları başörtülerden aldım' diyecekti. Sadr'a göre Lübnanlı Şii kadınlar bu yeni örtünme biçimi sayesinde diğer dinlerden ve mezheplerden olan hemcinslerinden apayrı bir görünüm kazanırlarken tacize ve tecavüze uğrama ihtimalleri de en aza inmişti, zira yeni oluşmaya başlamış olan siláhlı Şii hareketinin de koruması altına girmişlerdi.
Hicab, Lübnan'dan ilk olarak iran'a ihraç edildi ve Şah'ın gidişini hazırlayan olayların başladığı 1977 sonbaharında Tahran'da yönetim aleyhinde yapılan gösterilerde ortaya çıktı. Şah karşıtı kadınların bir kısmı hicaba bürünmüşlerdi. Sürgünde yaşayan ve 1979'da Şah'ın devrilmesiyle sürgünden dönen imam Humeyni'yi Tahran'ın Mehrábád havaalanında karşılayan yüzbinlerce iranlı kadının arasında da artık binlerce hicablı kadın vardı.
Murat Bardakçı
(bkz: alıntıdır)
güncel Önemli Başlıklar