bugün

dedi ve gitti

yine uzun ve sıkıcı bir çanakkale yolculuğu başlıyordu. aşti'ye gidip çantamı bagaja verdikten sonra yine her zamanki gibi oturup, yanıma oturacak öküzü beklemeye başladım. neden öküz? çünkü bahtsız ben. her zaman yanıma mazbut, şişman, horlayan, kokan, uyuduğunda üstüme üstüme gelen vatandaşlarla denkleşirdim. işte o öküz adayını beklerken birde baktım, koridordan gülümseyerek gelen biri var. adam geldi merhaba dedi ve oturdu.

muhabbet ediyorduk ordan burdan, türkiye'nin hallerinden. * sonra birde öğrendim ki sözlük yazarıymış, sevindim tabi ki. çanakkale'ye gelene kadar kafasını ağrıtmışımdır. sonra sabahın ilk ışıklarında çanakkale'de inip börek yemişizdir. yine görüşmek dileğiyle ayrılmışızdır. bu yolculuk bana ilk defa iyi bir dost, arkadaş kazandırmıştır. o da dedi ve gitti'dir.