bugün

cengiz onural

(bkz: kır kahvesi)
(bkz: eve dönüş)
(bkz: sandalım bağlı ayazma ya)

Şarkıları öyle şeyler barındırır ki sözleri olmasa da o atmosfere giriverir insan. Sonra eline kalem kağıdını alıp yazmak ister. Lisede edebiyat derslerinde sorulan "burada ne anlatmak istiyor şair?" sorusunun şarkılı halidir sanki. Ama kimse zorlamaz yazman için, "şarkıdaki hayali, cümlelerde görmek istiyorum" der kişi. sonra yapar da bunu. zamanında birkaç öyküsünün yayınlanmış olduğu dergiye yollar yazıyı. sonra istemediği eleştiriler alır, düzeltip yollamayı bırak, o dergiye bir daha yazı yollamak dahi istemez. işte öyle güzel duygularla yazılmıştır çünkü bu şarkıların yazısı. sonra der "kimse okumayacaksa bunu okumayı en çok hak eden kişi okusun!" ve yollar yazısını Cengiz Onural'a...

Hee, sorulur şimdi "ne umar ki yanıt olarak?"

Belki bir "güzel" belki bir "teşekkür"... dilimizde samimiyetsizce kullanılan nezaket sembolleri.

Ya da hiçbir şey ummaz, yalnız göndermek istemiştir hepsi budur!

ama o güzel insan öyle içten bir yanıt verir ki...

klişelerden uzak, samimiyete yakın.

hayran olunur bir kez daha...

Yıllardır dinlemişim de müziğini, adını bileli şurda bir yıl olmuş.
yazık diyorum kendime, yazık!
Bir insan bu kadar mı geç kalır...