bugün

hayatında hiç kimseyle çıkmamış kız

kız ya da kadın hiç kimse ile çıkmamak; biraz mükemmeliyetçi olmakla birlikte kadının özel şeyler yaşamak isteğine dair narsist bir evreyi temsil eder. her kadının ilişkisini ideal anlamda mükemmelleştirmeye hakkı vardır. ama roland barthes'in deyimiyle özne'nin burnundaki küçük bir nokta bu imgenin bozulmasına neden olan bir göstergedir[burunda küçük bir nokta vardı ve belirli bir iz taşıyordu çürümenin belirli bir izini!] ister istemez bu durum karşıt imge oluşturur ve öznenin büyüselliğini ortadan kaldırır.

bencildir aşk; kadının bu durumda nasıl davranmak istediğinin temsilidir. idealize edilmiş bir kendilik sözkonusudur; erkeğin yaşamamışlığı ile birleştiğinde lou Salome'nin Nietzsche'nin tutkularından korktup onu reddettiği gibi "aşırılıklar ve ciddiyetler korkusu" gelir kadının başına. şairler bu yüzden iyi bir eş değildir; sadece arkadaştırlar. les enfants du paradis'deki tanrısal garance'ıdır ve harlequin güzel kızı tanrısal platformundan alıp gider[kahramanımız ise efendi erkek büzüşmüşlüğü ile kalakalır; la citte della donne'deki büzüşen erkek karakter bunun tipik örneğidir!]

yaşamımda milyonlarca beden ile karşılaşırsın; bu milyonlarca bedenden ancak birkaç yüzünü arzularsın;ama bu bir kaç yüzden sadece birini seversin; bu biri ise hayatında "hiç kimse ile çıkmış kızın" arzusunun özgüllüğünün göstergesidir. lakin bu milyonlar ve yüzler içinden piyango edasından çıkan o "birisi" hali ile balmumundan bir karakterdir; yaşamaz, yaşatmaz, idealdir, sanat eseri niteliklerine, onaylamamış ve onaylanmamış bir varoluşa sahiptir, tepkimez ve bu nedenle birkaç milyon yüzden elde edilen bir; sadece kadının arzusunun özgüllüğünün imkansızlığını ifade eder; bir mihenk taşıdır; yaklaşılır ya da uzaklaşılır[bir temaşa nesnesidir!] ama kadının elini tutmaz, eli tutulmaz ve elle tutulamaz!