bugün

peşinden koşulmayacak kızdır.

+zaman kaybıdır

+emek kaybıdır

+heves kaybıdır

+maddi manevi kayıptır

yaşadığımız çağ, tecrübe çağıdır. nasıl ki tecrübesi olmayan bir insanı en kofti işe bile almayıp yol veriyorlar, insan kaynaklarından geldiği yere sepetliyorlar ise; hiç kimseyle çıkmayan kızın da tecrübe eksikliğinden elenmesi kaçınılmazdır. elbette şehirdeki bütün esnafla çıksın demiyorum ama hayatında en azından bir iki kişiyle bu deneyimi yaşamış olsun. eğer böyle bir kızın peşinden giderseniz bir süre sonra etten kemikten bir kompleks yığını olduğunu anlarsınız.

hayatta iki şeyi hiç tereddütsüz elimin tersiyle iterim:

-hiç kimseyle çıkmamış kız

-patronun karargah kurduğu iş yeri ve iş

ayrıca başlıktan da anlaşılacağı üzre o kızın hayatında bir erkek olması şart değil, lezbiyen bile olması hiç kimseyle çıkmamasından iyidir, neticede kız kıza bir ilişki yaşanmış, bir şeyler tecrübe edilmiştir...
kedidir kedi.
ya da sadece "hiç aşık olmamış, olamamış" sade bir kızdır.
doğru olanı beklemiş hemen atlamamış kızdır...

buldun da
henüz üç yaşındadır. *
küçük sırlar dizisindeki su, zaten öle bişey anca dizilerde olur.
kız ya da kadın hiç kimse ile çıkmamak; biraz mükemmeliyetçi olmakla birlikte kadının özel şeyler yaşamak isteğine dair narsist bir evreyi temsil eder. her kadının ilişkisini ideal anlamda mükemmelleştirmeye hakkı vardır. ama roland barthes'in deyimiyle özne'nin burnundaki küçük bir nokta bu imgenin bozulmasına neden olan bir göstergedir[burunda küçük bir nokta vardı ve belirli bir iz taşıyordu çürümenin belirli bir izini!] ister istemez bu durum karşıt imge oluşturur ve öznenin büyüselliğini ortadan kaldırır.

bencildir aşk; kadının bu durumda nasıl davranmak istediğinin temsilidir. idealize edilmiş bir kendilik sözkonusudur; erkeğin yaşamamışlığı ile birleştiğinde lou Salome'nin Nietzsche'nin tutkularından korktup onu reddettiği gibi "aşırılıklar ve ciddiyetler korkusu" gelir kadının başına. şairler bu yüzden iyi bir eş değildir; sadece arkadaştırlar. les enfants du paradis'deki tanrısal garance'ıdır ve harlequin güzel kızı tanrısal platformundan alıp gider[kahramanımız ise efendi erkek büzüşmüşlüğü ile kalakalır; la citte della donne'deki büzüşen erkek karakter bunun tipik örneğidir!]

yaşamımda milyonlarca beden ile karşılaşırsın; bu milyonlarca bedenden ancak birkaç yüzünü arzularsın;ama bu bir kaç yüzden sadece birini seversin; bu biri ise hayatında "hiç kimse ile çıkmış kızın" arzusunun özgüllüğünün göstergesidir. lakin bu milyonlar ve yüzler içinden piyango edasından çıkan o "birisi" hali ile balmumundan bir karakterdir; yaşamaz, yaşatmaz, idealdir, sanat eseri niteliklerine, onaylamamış ve onaylanmamış bir varoluşa sahiptir, tepkimez ve bu nedenle birkaç milyon yüzden elde edilen bir; sadece kadının arzusunun özgüllüğünün imkansızlığını ifade eder; bir mihenk taşıdır; yaklaşılır ya da uzaklaşılır[bir temaşa nesnesidir!] ama kadının elini tutmaz, eli tutulmaz ve elle tutulamaz!
matthew fox vardı da biz mi çıkmadık, diye karşılık vermesi olası kızdır.
kendini tepelerde görüp dişine göre erkek bulamayan kız versiyonudur.

edit: imla.
geri kalan hayatında da çıkamayacak kızdır.
(bkz: çıkmak) biri bana açıklasın, hala bu kelimeyi kullanan ve bu kelime üzerinden birliktelik yaşayan ergen ya da olgun kişiler var mı çok merak ediyorum.
yükseklik korkusu olan kızdır. çıkmak dedikleri böyle bir şey olsa gerek.
kimseyi beğenmeyen kızdır. çıkıcağı ilk kişi ile evlenlenmeyi düşünür. daha doğrusu evleneceği kişiyle çıkmayı düşünen kızdır.
baskıcı bir ailenin kızıdır. günümüzde lise bitene kadar kimseyle çıkmamış kız sayısı azımsanacak kadar değil.*
direk olarak evlenilmesi gereken tehlikeli bir kızdır, görünce kaçmak gerekir.
şahsen tanıyorum ve etrafımda birkaç tane var bunlardan.

nasıl oluyor peki?
bu kızın babası kodu mu oturtan cinsinden bir erkek. karşı gelene en güzelinden ve kayışlısından bir dayak çekilir.

kızların balkona çıkmaları, dışarı yüksek sesle bağırmaları dahi yasak. kapıya sadece anaları bakar, o derece.
ilkokul terkler. onlar için aylık market alışverişi hayatlarındaki en büyük eğlence. cep telefonları yok. ancak nişanlandıkları zaman nişanlı oldukları insanla görüşebilmek için bir cep telefonu verilir onlara. nişanlılarıyla dışarıya aileden birisi eşliğinde çıkarlar. gözetim altında yani. hiçbir zaman kapılar kilitlenmez onların evinde. bakkala ekmek almaya bile gidilmez, tabudur. akşam babaları veya erkek kardeşleri getirir ne lazımsa. pazara analarıyla çıkarlar, başları önünde. o da bir kıyafet alacakları zaman olur ancak. pantolon denen kıyafeti ancak kına gecelerinde giymelerine izin verilmiştir. o da bol bir pantolonsa eğer. düğünlerde oynamazlar. çok istiyorlarsa, analarından izin almaları şarttır.

sabahları annelerinin talimatıyla aynı saatte uyanıp, camlar ve yerler silinir, odalar süpürülür, akabinde kahvaltı hazırlanır. yenilir, içilir, sofra kaldırılır. öğleye doğru bu kızlar çeyizlerine yaptıkları dantelleri falan örerler. tek uğraşları budur. evde bütün gün kral tv izlenir. ta ki anne kızana ve baba akşam eve gelene kadar. kral tv izlemek bile onlar için bir nimettir. akşama doğru tekrar işe kalkılır, yemek hazırlanır baba gelecektir malum. baba gelir, yemek yenir. misafir ağırlanır. sonra zaten bu kızların pestili çıkmıştır. başlarını yastığa koydukları gibi uyurlar.

ne sıkılmaya, ne sorgulamaya, ne karşı gelmeye ne de bir erkek arkadaş edinmeye hatta bu konu üzerinde düşünmeye vakitleri vardır.
şimdi düşünün bakalım böyle bir hayat süren bir kızın erkek arkadaşı olabileceğini.
birbildigi varsa soylerse bizde biliriz kizidir.
kafası çalışan kızdır. alnı öpülecek insan modelidir.

güzel olduğu halde ve fırsatı varken yanaşmıyorsa diğerine nisbeten 2-3 kat daha kalitelidir.
birde toplulumuzdaki yobazlığın abazanlığın farkında olan,hiç bir ilişkinin samimi olmadığını bilen,etrafındaki insanların yaptığı yanlışları gören ve bundan ders çıkaran bireyde olabilir.olay şudur;

bu kızın arkadaş çevresi vardır.
arkadaşlarıyla gezer tozar.
sosyal açıdan hiçbir eksikliği yoktur.
ayrıca güzeldir de.
kimse onun hakkında kötü bir şey söylemez çünkü söylenecek bir şey yoktur.
bulunduğu ortamda en anlayışlı,en cici kızdır,adeta doğruluk abidesidir.
her türlü kişiyle anlaşabilir,arkadaşlık kurabilir.
düzgün seviyeli kültürlü bir ailenin kızıdır.
ancak bir sevgilisi olmaz,öyle bir şeyi eksiklik olarak görmez!
ancak asla olmayacak diye takıntıları da yoktur.
belki bir gün onunda kalbine birisi girecek,düşüncelerine uyacak birisi çıkacak karşısına,ve bu onu bilmektedir.

kısacası vardır paşam!hemde öyle bir vardır ki,ona sahip olmak için tüm servetini verebilirsin,peşinde köpek olursun,kul köle olursun,onu o kadar istersin ki o senin olduğunda bilmelisin ki dünyanın en şanslı adamısın.
çirkindir talibi çıkmamıştır ya da dengini bulamamıştır, olmadı canı kimseyi istememiştir.
ihtimali azdır. olsa olsa köyde falan yaşıyodur erkek yüzü görmesi bile yasaktır ki artık köylerde bile gizli gizli buluşanlar var.*
evlenilecek kız modeli
zorunlu tanım : ideal kızdır.

şuraya yazılan hödüktür, çirkindir, carttır, curttur mesajlarını gülerek okuyorum. hiç mi kafanız çalışmaz anlamıyorum *. olaya şu açıdan bakın;

bu kız toplumdaki erkeklerin büyük bir çoğunluğunun abazanlığının farkındadır, ideal olan kişiyi bulana kadar yapacağı diğer ilişkilerin düzeyli - samimi olamayacağınında farkındadır, hava yapma fiyaka peşinde olma meraklısı değildir. yani zeki kızdır. yüzeysel düşünüp önyargılarda bulunmayın.
takdir edilesi sabra sahip kızdır.
henüz aşık olmayan kızdır. aşık olunca aşık olduğu kişiyle ya da koskocaman bir hata olan aşık olduğu kişiyi unutmak için başka bir kişiyle çıkabilirdi. ama bunların hiçbiri olmadı. o hala kimseyle çıkmama bekaretini koruyan kızdır. var mıdır böyle bir kız? evet vardır, tanıyorum, en yakın arkadaşımdır. çok da şanslı bir kızdır aslında. düşünsenize hiç aşık olmamışsınız. doğruya doğru aşk pembe bulutlar üzerinde sevdiğinle uyanmak değildir. hayal dünyasında yaşamıyoruz. yaşayınca zaten aşka dair bütün bu hayaller löp diye çöküyor üzerimize gerçekliğinden sıyrılmak isteyen aşık insana. kıskanıyorum lan hiç aşık olmayanları. ruhları tertemiz, gözyaşları ve saç telleri aşk yüzünden dökülmemiş, uykuları aşk yüzünden bozulmamış.
(bkz: bir rüya gördüm sanki)