bugün

namaz kılan öğrenciler

saygın gazeteci uğur dündar'ın ortaya çıkardığı haber üzerine, namaz kılan öğrencilerin velilerini bulduk ve onlarla röportaj yaptık.

bu velilerden bir tanesi ahmet bey asgari ücretle çalışan bir maden işçisi. çocuğunun namaz kıldığını öğrendikten sonra üzüntüsünü şöyle dile getirdi:

"-efenim, ben gece gündüz demeden evlatları için çalışan bir babayım. oğlum mustafa her hafta iddaa oynasın diye cebine üç beş harçlık koymak için didinip duruken, meğer o bu paraları cuma namazlarında camiye veriyormuş. ben şimdi ne yapayım. evlat bu!... atsan atılmaz, satsan satılmaz... biz hocalara da güvenemeyeceksek kime güvenelim."

ve diğer bir öğrencinin annesi mehtap hanım. kendisi evladına epey düşkündür. kendisinden durumla ilgili düşüncelerini istedik:

"-ben, oğlunu çok seven bir anneyim. yemedim yedirdim, giymedim giydirdim. oğlum evde yokken hep ararım, acaba kötü bişey mi yapıyor, başına bir iş mi geldi diye düşünür dururum. bazen bu çocuk telefonlarımı açmazdı. ben de ona neden derdim. o da bazen "arkadaşlarla bardaydık, gürültüden duymamışım" "tuvalette esrar çekiyorduk telefonun sesini kıstım" "kapkaç yaparken koşuyordum, telefonu açamadım" gibi türlü bahaneler söylerdi. ama içimde hep bir şüphe vardı. sayın uğur dündar sayesinde öğrendik ki oğlum namaz kılıyormuş ve bu yüzden bazen açmıyormuş telefonunu. eşim ve ben perişanız şimdi, kocam çok dövmek istedi oğlumu, söyleyin şimdi ben ne yapyım. devlet büyüklerinden de bu tür olaylara karşı önlem almasını istiyoruz. yazık bu ailelere, yazık bu çocuklara..."

ailelerin bu açıklamalarından sonra söylenecek pek bir şey bulamadık. doğrusu insan bu devirde evlat sahibi olmak bile istemiyor.