bugün

karar vermek

hayatin eh büyük yanılgılarından biridir. bir şeyi bilmeden ondan yana karar verirseniz sonucuna katlanırsınız. sözgelimi, okulda okurken hepimiz bir meslek seçme aşamasına geliriz. kaçış yoktur, eninde sonunda bir meslek ilgimizi çeker, buraya kadar yanlış yoktur. fakat bu noktadan sonra işler biraz karışır. mesleğin kendisini bilmeden içine atlarız kimimiz, hatta ben illa doktor olucam diye diretenlerimiz vardır, ana-baba baskısı da göz ardı edilemez tabi. o zaman şöyle bir çelişki çıkar: başarılı olup olmayacağını bilemediğin bir şeye nasıl bu kadar kesinkes karar verirsin? doktor oldun iyi güzel ama doktorluğundan memnun olan kaç doktor vardır acaba memlekette. bu bir örnek tabi.

yani sözün özü, bir şeyin içine derinlemesine dalıp ne olduğunu iyice görmeden öyle hemencecik karar vermek basitliktir diyorum. şans işidir aslında. karar vermek zor şeydir üstat. dibinde ne olduğunu bilemediğin karanlık bir kör kuyu gibidir aslında. üç kuyu var üçünün de dibi karanlık fakat birine atlamak zorundasın. ben birinci kör kuyuya atlamaya karar verdim sözü ne kadar mantıklıysa karar vermek fikri de işte o kadar mantıklıdır.

son söz: karar vermek en büyük kararsızlıktır.