bugün

secim zamani, yapilacak seyler hakkinda secim yapmak.
bir durumun, ortamın, veya yaşantının alternatifiyle karşılaşıldığında yapılan eylem.
aceleye gelmemesi faydalı olan zihinsel edim.
(bkz: #1889741)
iyi düşünüp taşınarak yapılacak dosdoğru eylem.
iki veya daha fazla olasılıktan birini seçme durumu.
-ör: ahmet matematik sınavında hangi sorundan başlayacağına karar veremedi.
-ör: kimi sevdiğine karar ver artık
cümle içinde gizli şekilde de karar vermesi gerektiği ima edilebilir; "ya o, ya ben." gibi.
ing. decision.
Karar vermek, istemek. istemek, kendini tanımak. Kendini tanımak, deneyim gerektiriyor. Galiba...
bir konu hakkınds sonuca varmak için, o konuyla ilgili alternatifleri değerlendirerek en uygun olanını seçmektir.
süreç bu aşamaya kadarsa da, alınan kararı uygulamak ve her koşulda arkasında durabilmek de ayrı bir yetenektir.
bu nedenledir ki, yöneten ve yönetilen sınıfları hayatın her evre ve boyutunda olacaktır.
ing. to decide.
şapkanı önüne koyup, belirsizliğe bir son vermektir. iki şey arasında git gellerin önünü kesmektir, doğrudur veya yanlıştır..
en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir sözünün sonuna kadar doğru olduğunu gösteren eylem.
(bkz: zor)
mümkün olan her olasılığın iyice hesaplanmasında fayda vardır. zira; akıl bir konuda karar verirse büyük oranda o konu hakkında düşünmeyi bırakır. sabit fikirler, ön yargılar bu şekilde aklın o konudaki düşünme yetisini kaybetmesi sebebiyle zor yıkılırlar çoğu zaman da hiç yıkılmazlar.
verilicek kararin ne derece önemli olduguna bagli. insanı bunalıma kadar götüre bilir.
üzerinde kafa patlattıkça zorlaşan şey.
bazen birilerine danışmaktır.
içimizdeki güç ile evrensel gücün birleşmesidir.
yetmez eyleme dökmek gerekir.
yaşam düşünüldüğünden çok kısa... yaşamı kiminle yaşamak istediğine karar vermek, verilecek en önemli karardır.
geri dönüşü olmayan bir yola girmek.
mantığın ve duygunun çatıştığı an çoğu zaman.
hayatin eh büyük yanılgılarından biridir. bir şeyi bilmeden ondan yana karar verirseniz sonucuna katlanırsınız. sözgelimi, okulda okurken hepimiz bir meslek seçme aşamasına geliriz. kaçış yoktur, eninde sonunda bir meslek ilgimizi çeker, buraya kadar yanlış yoktur. fakat bu noktadan sonra işler biraz karışır. mesleğin kendisini bilmeden içine atlarız kimimiz, hatta ben illa doktor olucam diye diretenlerimiz vardır, ana-baba baskısı da göz ardı edilemez tabi. o zaman şöyle bir çelişki çıkar: başarılı olup olmayacağını bilemediğin bir şeye nasıl bu kadar kesinkes karar verirsin? doktor oldun iyi güzel ama doktorluğundan memnun olan kaç doktor vardır acaba memlekette. bu bir örnek tabi.

yani sözün özü, bir şeyin içine derinlemesine dalıp ne olduğunu iyice görmeden öyle hemencecik karar vermek basitliktir diyorum. şans işidir aslında. karar vermek zor şeydir üstat. dibinde ne olduğunu bilemediğin karanlık bir kör kuyu gibidir aslında. üç kuyu var üçünün de dibi karanlık fakat birine atlamak zorundasın. ben birinci kör kuyuya atlamaya karar verdim sözü ne kadar mantıklıysa karar vermek fikri de işte o kadar mantıklıdır.

son söz: karar vermek en büyük kararsızlıktır.
sonucunda kimi zaman yanlışlar olsa da her insanın şöyle ya da böyle yapmak zorunda kaldığı eylem. herkes yaşamaya mecburdur.
En olmadık yerlerde yanlış yapmaktır.
20'li yaşları geçtikten sonra ise en tehlikeli zorunluluktur. lanet olsun ki zaman geri dönmüyor.
insan hep kararlarını birikimlerine bakarak verir.

o yüzdendir ki; o an verdiği kararın doğruluğuna, geçmişte vermiş olduğu kararlardan daha çok inanır...

kararının yanlış olup olmadığını görebilmesi için ise,
tercihinin sonuçlarını birikimlerine eklemiş olması gerekir!

bunun oluşumu nu uzun ne de kısa zamandır. sonuçlarını hissettiğinde yeni birikim başlamıştır.
eski kararlar irdelenmeye, yeni kararlar şekillenmeye hazırlanıyordur...