bugün

şeytan ve genç kadın

syf/52
oysa iyilik diye bir şey yoktur, ne korkakların yaşadığı yer yüzünde, ne de bizi kötülükten korusun diye ömür boyu kendisine yalvarabilmemiz için dünyayı düşüncesizce ıstırapla dolduran yüce tanrının cennetinde.

syf/53 ikinci paragraf
iyi yürekli adam rolü oynamak, yalnızca hayata tavır almaktan korkanlara özgü birşeydir. insanın kendinin iyi olduğuna inanması, başkalarına karşı çıkmaktan ve haklarını savunmak için savaşmaktan çok daha kolaydır. kendinden daha güçlü biriyle savaşmak için cesaret toplamaktansa bir hakareti sessizce kabullenmek de çok daha kolaydır. üzerimize atılan taş bize isabet etmemiş gibi yapabiliriz ama geceleri odamızda yalnız kaldığımızda, odamızı paylaştığımız karımız, kocamız ya da okul arkadaşımız uykuya daldığında korkaklığımıza sessizce ağlarız.

syf/57-58
ahab bir akşam dostlarını akşam yemeğine çağırıp onlara yumuşacık bir et kızartmak istemiş. ama birden tuzu kalmadığını fark etmiş. oğlunu yanına çağırmış.
-köye git de tuz al. ama gerçek bedelini öde. ne daha az ne de daha fazla.
oğlu şaşırmış.
+fazla ödememem gerektiğini anlıyorum baba, ama pazarlık edebileceksem neden paradan biraz tasarruf etmeyeyim ki?
-büyük kentlerde böyle yapabilirsin. ama bizim ki gibi bir köyde bu çirkin bir şey olur.
oğlan başka soru sormayıp gitmiş.bu konuşmaya tanık olan konuklar oğlanın tuzu neden daha ucuza almaması gerektiğini öğrenmek istemişler; ahab da bunun üzerine;
- tuzu ucuza satanın acilen paraya ihtiyacı var demektir. demiş. bu durumdan yararlanan kişi, bir şey üretmek için alnından ter akıtarak çalışmış olan adama saygısızlık etmiş olur.
+ama bir tutam tuzun köye ne zararı olabilir ki?
-dünya kurulduğunda haksızlık da bir tutamdı.ama her yeni kuşak, ne önemi olur diye düşünerek biraz biraz üstüne ekledi, görün bakın şimdi ne durumdayız.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar