bugün

orta asya dan göç etme bir efsanedir

şu an bizim sahip olduğumuz tarzdaki türk kimliğinin 1923'ten itibaren tasarlanmış ve tanımlanmış bir ulusun kimliği olduğu bilincine varınca zihinlerdeki önemini kaybedecek olan orta asya göçü ile ilgili bir iddia.

1923'ten önce de türk kimliği vardı. türkçe vardı. ancak bu kimlik, şu andaki kadar üzerine vurgu yapılan bir kimlik değildi. türkî lisanı resmi dil olarak kullanan osmanlı'nın anadolu'ya hakim oluşundan önce farsça olan anadolu'nun baskın ortak dili, osmanlı'nın gelişi ile birlikte türkçeye dönüşmeye başladı. ırk anlamındaki türk kimliği ise, esasen türkçe konuşan yörüklerde karakterize olmuştu. en başlarda bir yörük beyliği olan osmanlı hanedanı da, beylikten sultanlığa yükseldiği zaman kendi lisanını bırakmadı ve imparatorluk resmi dilinde türkçe gramer ve kelimelerin kullanımına devam etti. osmanlı devrinde de türkler, osmanlı halklarının merkezde yaşayanlarından ve kültürel anlamda baskın olanlarındandı. ancak bu devirde türk kimliği şu anki gibi vurgulu olmadığı için türkçe konuşan şehir elitleri bile "türk" denildiği zaman "dağda yaşayan bedeviler ve yörükleri" anlardı.

bu bir hakaret değildi, hakaret kastı da yoktu bunda. yani "aman türk milletini şöyle ezelim, böyle hor görelim" diye bir dünya yok orada. en fazla, benzer dil konuşan bir şehirlinin köylüyü ezmesi vardır sadece ki bu devirde bile tüm dünyada var aynı durum. türk ismi ise şimdiki zamanın aksine, orada, sadece köylüler ya da yörüklerle özdeşleşmiş haldeydi.

yine türkiye'de çoğu insanın zannettiği gibi 3000-4000 senedir aynı şekil ve vurgu ile var olan türk milleti diye bir millet ve bu kimliğin etrafında toplanma şeklinde bir bilinç yoktur. bu bilinç, atatürk'ün ulus devletini oluşturmak ve bunu daha önce var olmamış tarzda bir türk kimliği üzerine kurmak için giriştiği, çoğu yönden hastalıklı ve faşizan bir çabanın ürünü olarak insanımızda mevcuttur. yani bizim 86 senedir okuyup, kavradığımız resmi tarih mentalitesi aslında tamamen yalan dolan. 4000 yıldır var olduğu zannedilen o kimlik, aslında 86 sene önce yoktu. 86 sene önce var olan türk kimliği, bizim anladığımızdan çok farklıydı.

dünyada iç asya kökenli olan türkî kavimler vardır. bu kavimler çok eski bir tarihte aynı atadan geliyor olabilirler ancak birbirlerinden -herhangi bir gafillik ya da düşman kastı olmadan- o kadar ayrılmışlardır ki artık neredeyse başka kültürler haline dönüşmüşlerdir. bugün kazakistan'a, tataristan'a, vs. gidin ve sorun "siz türk müsünüz" diye. bu kimliği reddedecek ve garipseyeceklerdir. çünkü türk değiller. ırk olarak türk kimliği, yunan veya iskoç kimliği gibi homojen değildir. türk denilen dünyaya yayılmış tektip bir millet yoktur, olamaz da. çünkü değişik coğrafyadakiler, değişik kültürlerle kaynaşmış ve değişmiş olmalıdır. ancak geçmişte aynı atadan geliyor olmaktan, yahut aynı atadan gelmese de yoğun etkileşime girmiş ve kaynaşmış olmaktan kaynaklanan kültürel benzerlikleri ve ortak noktaları olan türkî kavimler vardır. türkiye halkı da bu türkî kavimlerden bir tanesidir.

var olan yanlış anlaşılma şudur: türkî(turkic) ve türk(turkish) birebir aynı kimlik değildir. isim benzerliğini ayırt etmek gerekir. bizim sahip olduğumuz türk (turkish) kimliği, daha geniş olan ve millet kastı olmayan türkî (turkic) kimliğin alt kollarından birisidir. yani rusya'da çin'de türk kavimleri yaşıyor diyemezsiniz. türkî kavimler yaşıyor diyebilirsiniz. çünkü türk ismi türkiye'deki türkî kavmin kendisine seçtiği ve kendisiyle özdeşleştirdiği isimdir. bunun üzerine tutup "rusya'daki, yakutistan'daki türkler" derseniz oraya gitmiş türkiye vatandaşları anlaşılır. ama ısrarla bu ifadeyi kullanarak ordaki türkî kavimleri kastediyorsanız, anlaşılacak tek şey, zihninizin aşırı kemalist mentaliteye bulanmış olduğudur.

bu yazdıklarım, bu türkî kavimler arasında ileride yeni bir kültürel ve politik etkileşimin gerçekleşemeyeceği ya da gerçekleşmemesi gerektiği şeklinde algılanmamalıdır.

bu bilince sahip olduktan sonra, bilimsel araştırmalar ışığında ortaya çıkan anadolu halklarının ancak %10-15'inin orta asya'dan gelmiş olduğu gerçeği çok daha komplekssiz, kimlik bunalımsız, saldırıya uğramış hissiyatına kapılmadan, rahat ve aklıselim şekilde karşılanacaktır.