kemal kılıçdaroğlu nun chp genel başkanı olması

zerre kadar hazzetmediğim deniz baykal'ın hepimizin toplamından daha kurnaz olması sebebiyle gerçekleşmeyecek olandır. şahsi kanaatim, deniz baykal'ın ibb başkan adayı olarak kılıçdaroğlu'nu takdim etmesi de zaten bu oyunun bir parçasıdır. nasıl mı? şincik şöyle oluyor sayın amirim:

kılıçdaroğlu'nun kamuoyunda sivrilmesine, öyle ya da böyle sempati toplamasına sebep olan başlıca olay Melih Gökçek'le girdiği söz düellosuydu. akp'lilerin bile önemli bir kesimi bu tartışmadan melih gökçek'in yıprandığını, puan toplayanın ise kemal kılıçdaroğlu olduğunu kabul ediyor. bu durumda, parti menfaatini düşünen bir genel başkan ne yapardı? normal şartlarda ankara'da melih gökçek'in karşısına aday olarak sürerdi. kimse için de ankara belediyesini kılıçdaroğlunun kazanması sürpriz olmazdı. ama o zaman kılıçdaroğlu için chp genel başkanlığı'nın yolu ardına kadar açılırdı. bunun, hepimizden daha iyi farkında olan deniz baykal ne yaptı. kemal kılıçdaroğlu'nu istanbul için aday gösterdi. o istanbul ki, akp değil kadir topbaş'ı, götü boklu bendenizi aday gösterse öyle ya da böyle kazanacak istanbul'u. çünkü, herkes (en azından romantik hülyalar görmeyenler) iyi biliyor ki, istanbul'u akp ya da akp'nin adayı değil, bizatihi recep tayyip erdoğan tek başına kazanıyor. bunu kırabilmek de şu an için mümkün gözükmüyor. velhasıl kelam, sür kılıçdaroğlu'nu tayyip erdoğan'ın karşısına, hem saf seçmeninin takdirini kazan ("vay be. istanbul'a da ancak kılıçdaroğlu yakışırdı. helal olsun deniz baykal'a" desinler) hem de kaybeden kılıçdaroğlu olsun. bir taşla iki kuş... birkaç seneye kadar da kimsenin şüphesi olmasın, parti içindeki kılıçdaroğlu fırtınası diner. ve koltuk, tam da planladığı gibi, hala deniz baykal'ın olur.

valla ellerinden öpüyorum sayın baykal.şeytana pabucunu ters giydirir, üstüne ulus pazarına limon satmaya gönderirsin...