bugün

sevmek zamanı

Bana göre; hayatımda gördüğüm en enteresan ve en saçma filmlerdendir.

Bir badanacı abinin, boyadığı evlerin birinde gördüğü bir fotoğraf üzerinden yaşadığı; hastalıklı ve fetiş bir aşk hikayesini anlatır. Hikayeye göre; fotoğrafın bulunduğu evin sahipleri, bir yıl boyunca yurt dışındalardır ve bu kafasına göre takılan badanacı dayı da, her gün bu boş eve izinsiz girip, koltuğa oturup saatlerce fotoğrafı seyretmiştir. zaten filmin başında da, bu saçma ve anlamsız hareketi sırasında ev sahipleri geri döner ve fotoğrafı seyrettiği sırada basılır. Fotoğraftaki kız da film boyunca, yine hastalıklı bir şekilde, (hikayenin saçmalığına göre; sadece fotoğraftan birisine aşık olmanın çok romantik ve eşsiz bir durum olmasından dolayı) bu badanacı abinin peşinden koşar. Boyacı arkadaşta sadece fotoğrafa manyakça aşık olduğunu, fotoğraftaki kişinin gerçeğine aşık olmadığını falan söyler. Badanacı abilerin de film boyunca -ne hikmetse- ellerinde sadece bir kez fırça görebilirsiniz. Sürekli orada burada gezerler ve gece gündüz alkol tüketirler vs. Dolayısıyla film boyunca o badana bir türlü bitmez. Hatta başka işe diye gittikleri yer de yine mükemmel manzaralıdır ve bu ikinci mekanda da ellerine daha fırçayı almadan direkt içmeye başlarlar.

Özetle; o zamanlarda -filmlerin bu kadar zahmetlerle çekildi bir dönemde-, bu filmi yapan hiç bir insan evladı bu senaryoyu adam akıllı okumadı mı, arkadaş? çeke çeke gerçekten de bu senaryoyu mu çektiniz?

Sanatsal kompozisyona sahip sahne tasarımları, ışık ve müzikler dışında, tek kelimeyle rezalet bir filmdir.