bugün

isviçreden anayasa italyadan ceza kanunu alan ülke

Öncesinde de kıta arap dünyasından kanun ve adetler devşirmiştik aslında.. “onlar din hükümleri” denilebilir..

“Recm ve kan davası, kuran’ın ve eski türk inancının neresinde geçiyormuş” diye sormayacağım..

1541 yılındaki bir uygulama ve kökenini sorgulayacağım..

Nisan 1541'de Çok dindar olduğu bilinen sadrazam Lütfi Paşa bekar odalarına baskınlar yaptırtıp burada fuhuş yapan kişilere ağır cezalar vermiştir. Paşa, fuhuş yapan müslüman bir kadının cinsel organını yargılanmadan ve kadı hükmü olmadan dağlatmış, bunu vahşice bulan karısı , yani padişahın kızkardeşi paşa’ya hakaretler etmiş, paşa buna vurmuş, bunu öğrenen padişah da paşayı azletmiştir.

Burada dikkat çektiğim hususlar şunlar:
- yargılansa ve kadı hükmü olsa, kadının cinsel organını dağlatmak kanunlara uygun olacak mıydı? Evet. paşa, 1524 yılı kanunnamesi’ne harfiyen uymuştur. Zaten kızma sebebi de budur “abinin çıkarttığı kanuna göre dağlattım” demiştir. Zaten paşa, mesnetsiz olarak padişahın “malı” olan kişiye işkence ettirip, öldürtseydi idam edilirdi. Padişahın kızkardeşine vurduğu için boşatılıp azledilmiştir.
- islam’da kadın cinsel organı mı dağlatılır? Hayır. islam, o kadın etini elin it kopuğuna satıyorsa, bunda toplumun kusuru vardır, kadının zaafiyetinden yararlanmak yerine toplum olarak destek verip, Müslüman kardeşinizin ırzına yan gözle bakmamalısınız, diye emreder..
- peki, bilmem nereden hangi kanunu getiren atatürk’ün tutumu nedir? 12 Nisan 1930 tarihinde yayınlanan “Fuhuşla Mücadele” hakkındaki genelgeyle Türkiye'nin hiçbir yerinde yeni genelev açılamayacağı ve mevcut olanlara da yeni kadınların alınmayacağı kararlaştırılmıştır.
- aşağıdaki yazıya bir göz atalım:

görsel
Kaynak da verelim: ATATÜRK DÖNEMiNDE FRENGi iLE MÜCADELE, CAHiDE SINMAZ SÖNMEZ* REYHAN ERDENANAR**, Ankara Üniversitesi Türk inkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi/Journal of Atatürk Yolu, 71 (2022), 256-274.

Yazan da, atatürk dönemi iki kadın bilimadamı… şimdi, Atatürk’ün fuhuş ve zührevi hastalık sorununa kafa yorduğu tarihe bakalım, 1922.. ankara hükümeti büyük taarruz ile uğraşırken, insanların haysiyet ve sağlığını düşünmektedir.

- 1915 yılı Polis raporlarına göre, istanbul’da -804’ü Müslüman- 3 bin 104 vesikalı ve binin üzerinde kaçak çalışan kadın vardı. 1915 yılında genelev sayısı 359’a ulaştı. Artık kadına “çalışma vesikası” verilmeye başlandı. Ankara Hükümeti, önce Anadolu ve sonra istanbul’a hakim olmasıyla vahim bir soruna dönüşen fuhuşa karşı savaşa başladı. Başta istanbul olmak üzere ülkedeki genelev sayısını 110’a düşürdü. Peki bu genelev sayısı ve fukara kadınlar nasıl bir mücadeleye konu oldu? Meydanlarda yaktık mı, bu insanları? Hayır, devlet bu kadınlardan, bu yolu terk etmek isteyenlere ufak bir aylık bağladı..

Osmanlıca okuyabilenler varsa, kaynak da paylaşırım. Açıkçası tatildeyim ve 100 tane kanun sayfasını bulmayA çalışmak istemiyorum.

Velhasıl.. bazı şeyleri cidden konuşalım.. konuşalım da; ilk genelev ne zaman açılmış, 1915’te 300 küsür tane genelev açıkken ve atatürk çanakkaLe’de çamurun içinde savaşıp 50.000 vatan evladının şehit olmasını izlerken, hem padişah-hem halife makamında mı oturuyordu, önceki kanunlar neydi de, ne oldu; herkes bilsin..