instela

bir erkek arkadasımla konusuyordum.
kanka.
velhasılı ona dedim ki "bazen kendimi cok yalnız hissediyorum. eskiden kalabalık icindeki yalnızlıktan sikayet ederdim. ne buyuk sımarıklıkmıs. simdi cidden etrafımda kimse yok. gercek yalnızlık daha zormus. insanlar hep gidiyor. hayatın bana verdigi en buyuk ders hic kimsenin kalıcı olmadıgı. ve ben bu dersi ısrarla ogrenmek istemiyorum. cunku hayata baglayan baglardır. vazgecilmez ve guvenilir cok sevdigimiz insanlar olmalı hayatta. hayatı ıssız adada robinson olmak icin yasadıgıma inanmıyorum."
bana dedi ki "aslında yalnız degilsin. hayatın icindesin. aslında gittigini iddia ettiginde cogu insan da gitmiyor. coguyla hala iletisimdesin. hep cemberin icindeyiz. yalnız degiliz. kalabalıgız."

bu o kadar guzel bir aydınlama yasattı ki bana.

hep cemberin icindeyiz dostlar. bu sozluk kapanır, baska sozluk acılır. hep kalmak isteyenlerle iletisimdeyiz.

-luna: nasıl hissediyorsun kendini?
-harry pottter: yalnız.
-luna: yalnız degilsin. seni seven bi dolu insan var. annem seviyor. ben seviyorum. baska seven bi dolu insan var. eger ben seni gucsuz hissettirmeye calıssaydım kendini yalnız hissetmeni saglardım. yalnız degilsin harry!

diyecegim yalnız degiliz!

"akrep gibisin cocuk, ustelik ustun basın yara bere icinde dikenlerinden."

bazen kırıyoruz, bazen kırılıyoruz, bazen harika seyler yapıyoruz, bazen berbat seyler yapıyoruz.
ama iyi arkadaslar ne der?
-canın sagolsun be guzelim, ben hep yanındayım.

sevgiler.