bugün

hızır

Yerim dar değil. Yazabilirim. Şirince'deyim, tek başıma oturup içip, mekan sahibinin beni çok beyefendi bulup o günlük hesabımı almadığı yerdeyim. Tarihi Şirince Köy Restaurant.

Sonra bir gece, masalar filan birleşti, ışıklar kapandı içiyoruz. Tanker gibiyim. Ben müsaade istedim. 50 metre arkamda kaldığım yer. Ayağa kalksam duramayacak kadarım. Bu restoranın 5-6 basamaklı merdiveni vardır, trabzanlı, ben oraya tutuna tutuna indim ve biri girdi koluma. Sağolsun benimle döndü virajı odama kadar götürdü. Kafam fena, teşekkür ettim Yarım yağız.

Sabah oldu bende keyifler tam takır. Geziyorum yine tüm köyü içe içe, selam sabah herkesten, abiler günaydın tünaydın, işte yine içiyoruz filan.

Akşam oldu, olur ya, her günün bir akşamı vardır. Sordum. Dün çok kötüydüm beni götürdünüz, mahcup oldum özür dilerim dedim masaya. Masa, yine aynı masa. Herkes baktı, ne götürmesi? Dedi. Dedim beni dün kim götürdü, kötüydüm ya, koluma kim girdi odaya kadar?

Dediler ki, sen kalktın iyi akşamlar dedin ve yürüdün gittin. Olur mu olmaz mı? Yapmayın etmeyin beni kim götürdü?
Biri dedi ki, hızırdır o.
Hızır?
Hızırdır dedi, sen güzel insansın demek ki yardım etmiş.

Halen kabullenemiyorum. Hızır'a mahcubum yani. O kadar taşıdı.