bugün

bahoz

hem kürt gençlerinin abilerinin geçtiği yolların öğrenip bundan ders çıkarmaları hem de türklerin izleyip yav demek böyle sıkıntılar çekiyormuş bu kürt gençleri diyebileceği kazım öz'ün elinden geçmiş hayli dokunaklı bir film.

mahsum, hiç bir şeyin farkında olmayan hatta filmlerdeki diyaloglardan birinde kendisine kürtlük bilincini aşılamak isteyen yurtseverlere; hem kürt olsam ne olur olmasam ne olur şeklinde tepki verebilen cemal*'den dağa çıkan bir insana dönüşümün aşamalarını görüyorsunuz.

bir fırtına* sahnesiyle başlayıp, cemal'in dağa çıkmasıyla biten filmde; fırtınanın film boyunca şiddetinin artıp azaldığını görüyoruz. öğrenci evlerinin basılmalarını, gözaltında işkenceler, polis fişlemeleri gibi sahneler bize bu sahnelerin hafızamızın uzak yerlerinde olmadığını hissettiriyor.

filmin bir hahnesinde kürt aydını musa anter'in bir kürt kurumunun açılışına geldikten birkaç gün sonra öldürüldüğü haberi o döneme ilişkim önemi ipuçlarından birini oluşturuyor. 9o'lı yılların başında ölümün hayattan daha çok cümle içinde geçtiği günler olarak hatırlanır. bu günlerde pkk itirafçısı abdulkadir aygan'ın musa anter'in öldürülmesi olayı jitem'in işidir demesi bize onca yıl korkularla ve uslu durmazsak başımıza geleceklerle ilgili yaşadıklarımızın anlamsızlığını birkez daha gözler önüne sürüyor.

filmin hoşuma giden güzel bir özelliği de ergenekon olayının harıl harıl tartışıldığı, yerlerin kazılıp cephaneliklerin bulunduğu, o dönem güney doğu'da görev yapmış önemli askerlerin şu an ergenekon olayından dolayı göz altına alındığı bir zamana denk gelmesidir. filmi izlerken o döneme gidip yaşananların anlamsızlığını ve gerçeklikle olan ilişkilerini gözlemleyebilmeniz için bugün yaşananlar önemli başvuru kaynağı niteliğindedir. iyi seyirler